Taehyung yurda gelince ayakkabılarını çıkarmış ve telefonunu bir kenara fırlatmıştı. Uzun bir gündü. Patolonundan kurtuldu ve saçlarını karıştırıp güzelce havalandırdı. Yatağa boylu boyunca yattığında biri gelir rengi solmuş mavi baksırıyla onu yatarken bulur diye endişelenmeden ve yatağa uzandı. Evet, saçıyla aynı renk iç çamaşırı giymeye bayılırdı.
"Bogum bırak peşimi arsız çocuk!"
Bogum ve Sungjae odaya hızla girdiğinde göz devirdi Taehyung. Alfa ve omega yine başlıyordu işte.
"Kırdın beni şu an. Ciddiyim bak. Kırıklarımı güzel dudaklarındaki tutkalla yapıştırsana." Bogum işaret parmağını Sungjae'nin sırtından aşağı doğru kaydırdı pişkin bir gülüşle.
"Dokunma be! Tae şuna bir şey söyle, Tanrı'm!"
Taehyung kahkaha atıp başını iki yana salladı. Doğruldu ve telefonuna uzanırken Bogum'un biricik oda arkadaşına bu sefer ne deyip de çıldırttığını düşündü. En son Sungjae'ye eğer kurt formunda kürklerini boyatsalar insan olduklarında vücut tüyleri de o renk olur mu diye denemek istemişti.
Jiminnie Pabo
3 Yeni Mesaj.Ona yurda geldiğini haber verecekti galiba.
Gelen mesaj: Jiminnie Pabo
Kanka kurt ısırdı
Beni
Doktora gitmem laizmŞaka yapıyordu değil mi? Sadece 7 dakika ayrı kalmışlardı.
"Alo! Jimin?"
"Tae!" Jimin telefonda ağlıyordu.
"Ne oldu? Neredesin?"
"Yurda geldim zar zor! Anlamadım bir an oldu! Aradım seni! 5 DEFA! Açmadın! Jungkook'u aradım. Yolda. Of çok kötüyüm!"
"İnanamıyorum! Tamam, sakin ol sen. Bekle geliyorum."
Telefonu kapatıp arkasını döndüğünde Bogum kıpkırmızı olmuş suratını Sungjae'nin bükülmüş sol bacağından çekmeye çabalıyor, boştaki eliyle de Sungjae'nin saçını çekip onu bırakması için acı çektiriyordu.
Kim Taehyung bazen normal bir hayatı olsa ne güzel olurdu diye düşünürdü.
Şu anda olduğu gibi.
"Ben gidiyorum. Jimin'e kurtlar saldırmış."
"Hangi kurtlar? Oha!" Bogum kafasını hemen çıkardı Sungjae'in bacağından.
"İyi miymiş? Dağ başında mıyız, bu devirde ne bu böyle?"
"Bilmiyorum." Ayakkabılarını giyerken konuşuyordu Taehyung. "Beni beklemeyin, görüşürüz."
Kapıyı hışımla kapatıp çıkınca iki genç adam olayı algılamak için birbirlerine bakıyorlardı.
"Kim bu kurtlar acaba? Kimin klanı?"
****
"Jungkook neredesin?"
"Tae! Yoldayım geliyorum." Alfa'nın endişeli sesi korna sesiyle karıştı. Araba sürüyor olmalıydı. "Jimin nasıl, yarası falan? Sen ne âlemdesin, iyisin değil mi?"
"Bir sorun yok bende." Jungkook'un onun için endişelenmesi hoşuna gitmişti. "Jimin... gelince görürsün. Bekliyoruz seni."
Telefonu kapatıp arkadaşına döndü.
Gülmemeliyim. Gülmemeliyim. Gülmemeliyim. Gülmemeliyim. Gülmemeliyim. Gülmemeliyim. Gülmemeliyim. Gülmemeliyim. Gülmemeliyim. Gülmemeliyim. Gülmemeliyim. Gülmemeliyim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Bite Me | Minjoon
FanfictionJimin, biricik dostu Taehyung ile Starbucks'tan çıktıktan sonra aklında sadece yarın gireceği son sınavı vardı. Belki de bu yüzden karşısında ona doğru gelen 2 tane büyük kurdu hissetmemişti. "Onun kalbini mühürlemek isterdim. Poposunu değil." -OMEG...