Hyundai x35, ağaçlık yolda ilerleyişini durdurdu. Arabadan inen alfa üzerindeki kabanı düzeltti ve karşısındaki binaya baktı. Yurt ışıklarının neredeyse hepsi yanıyordu. Alfa omeganın hangi odada kaldığını biliyordu, bu yüzden ışıksız pencereyle karşılaştığında kederle iç geçirdi. Böyle ilerlememeliydi. Konuşmaları böyle devam edip sonlandığında kalbine batan kelimelerden nefret etmişti. Bu saatte uyuyor olmazdı değil mi? Belki cevap verir. Telefonunu çıkarıp ona geldiğini anlatan birkaç mesaj çekti ama cevap gelmedi. İnterneti çekmiyor olabilir diye düşünerek aradı hatta. Fakat çalsa da açan olmadı. Neredeydi bu adam? Onu engellemediği için şanslıydı fakat geri dönüş yapmaması engellemekten çok daha fazla acıtıyordu canını. Acaba arkadaşlarının yanına mı gitmişti. Pişmanlık her yerini kapladığında içeri acı bir hüzünle birlikte sinirlenme duygusu girdi. Onun bu kadar sosyal olmasını kıskanıyordu bazen. Sadece iki yakın arkadaşı var diye düşünüyordu ama omeganın çok fazla arkadaşı vardı. Ne vardı yani sadece kendisiyle arkadaş olsa! Onun her ihtiyacını karşılayamaz mıydı? Hoş son konuşmadan sonra bundan da emin değildi ya.
Alfa sinirle saçlarını karıştırdı. Hata yapmıştı. Hem de en iğrencinden. Aptaldı. Kendini de çok iyi tanıyordu. Onun için endişeleniyor, sinirleniyor, üzülüyor, çaresiz kalıyor ama omegayı görünce de her şeyi unutuyor, zaman onun için duruyor, ferahlıyor, mutlu oluyor, yeniden ona bağlanıyor, aşık oluyordu.
Kim Taehyung onun hem zehri hem ilacıydı.
Jeon Jungkook cidden ümitsiz bir vakaydı.
"Jungkook?"
Kafasını elindeki telefondan kaldırıp sol tarafından gelen sese döndü. Taehyung üzerindeki trençkotun yakalarını kulaklarına kadar çekmiş, konuşmak için de maskesini bir kulağından kurtarmıştı. Şaşkınca ona bakıyordu. Mavi saçlarının boyası akmaya ve yeşillenmeye başlamıştı fakat akşam karanlığında bunu çok da net bir şekilde anlayamıyordunuz. Bir iki adım atarken alfa da yerinden doğrulmuş ve ona dönmüştü.
"Ne işin var bu saatte?"
Jungkook ağzı açık bir şekilde bakıyordu omegaya. Ne diyeceğini bilmiyordu ki! Aklında sadece bir saat önceki mesajlaşmaları yankılanıyordu.
Bir saat önce tam Jimin'i almaya çıkıyordu ki, Tae ile mesajlaşmışlardı.
MESAJLAR:
Taelented:
Jungkook bak dikkat et
Kook😈😈:
Ya bırakma beni şu adamla yalnızGel işte
Sevmiyorsun anladık da
En azından ben alfayı döverken Jimin'i engellersin
Taelented:
Manyak mısın senİşte bu yüzden gitme diyorum sana
Çocuk heves etmiş izlemek istiyor
Senin aklın fikrin Namjoon
Kook😈😈:
O adamın adını ağzına almaZaten unutmadım yaptığın şeyi
Taelented:
Hala orada mıyız?Allah'ım çıldırıyorum
Adam sinirle yaptım ben onu SİNİRLE
Kook😈😈:
Aklına ilk ısırmak mı geldi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Bite Me | Minjoon
FanfictionJimin, biricik dostu Taehyung ile Starbucks'tan çıktıktan sonra aklında sadece yarın gireceği son sınavı vardı. Belki de bu yüzden karşısında ona doğru gelen 2 tane büyük kurdu hissetmemişti. "Onun kalbini mühürlemek isterdim. Poposunu değil." -OMEG...