Epilogun ilk bölümüyle hepinize merhaba~
Çok önemli bir soru, sevişmeden mühürlenmek olur mu? Cevap veriyorum: O L M A Z !
Işte bu yüzden sizlere ateşli bir sevişmeyle Minjoon'u getirdim. Iyi okumalar 🔞
_______
Feromonlar.
Bilimsel bir tanım yapmak gerekirse, genellikle aynı tür organizmalar arasında bir tür haberleşme VE sinyal alışverişini sağlayan kimyasal bileşen olarak tanımlayabiliriz.
Bilim insanları ilk olarak bir ipek böceği üzerinde feromon bulmuşlardır. Bulgulara göre feromondan çok küçük bir miktar bile erkek ipek böceklerinin, dişileri "cezbedebilmek" için özel bir dans hareketine başlamalarını sağlıyordur. Tek bir dişi ipek böceğinin kesesindeki feromonun tamamını bırakması demek, çok kısa sürede, milyonlarca erkek bireyi kendine çelebileceği anlamına gelmektedir.
Yani ipek böceği, erkeğine bir çeşit 'yanıma gel' mesajı iletiyordur.
Yanıma gel. Benimle ol.
Basitçe feromonlar aşk hormonudur.
Aşk gibi karmaşık bir duygunun basit bir tanımı.
Kokusuz ve uçucu bu hormon sadece bir türde oldukça istisnadır: Kurtlar. Kurtların feromonları cezbedici bir kokuya sahiptir.
1000'den fazla kokuya sahip feromonları olan omegalar, alfalara her şeyi yaptırabilirler. Kilometrelerce ötede olsun olmasın, omega feromon kokusunu yaydığında alfası bu çağrıyı alır ve dayanılmaz kokunun esiri olup omegasına döner.
Aşk çağrısı, aynı zamanda bir sevişme çağrısıdır.
Seviş benimle.
Park Jimin'in şu an salgıladığı o nefis kokunun adı buydu.
Yeminlerinden sonraki öpüşmeleri işte bu ana denk gelmişti. Namjoon'un elleri, omegasının belinden kalçasına doğru inmeye başlarken, başını döndüren koku yüzünden dudaklarını ayırdı ve bir süre nefessiz kaldı. O kadar güçlü ve o kadar muhteşem bir şeyin varlığı imkansız olmalıydı. Daha önce Jimin'in saçlarını koklarken hissettiği egzotik çiçekler şu an dört bir yanında açmıştı. Hepsini sırayla görebiliyor, ıslak ve canlı renkler onun içindeki istekleri kabartıyordu. Çiçekler omeganın yüzünde, omuzlarında, karnında hatta şu an ellerinin olduğu baldırlarında açıyor ve Namjoon, Jimin'in yumuşak baldırlarını okşarken sayıları daha da artıyordu.
Sert ellerin baldırlarından kalçasına doğru yoğun dokunuşlarla ilerlemesi Jimin'e titrek bir nefes olarak geri döndü. Isırıldıktan sonra hissettiği hormonal değişiklik onu bu dokunuşlara aç bırakmıştı. Etrafında kokladığı Namjoon'un nefis kokusu da bu açlığı daha çok besliyordu. Kısık inlemelerle kalçasını okşayan elleri hissetmeye devam etti. Ne ara gözlerini kapatmıştı bilmiyordu ama alt dudağına değen ıslak bir şey onun inlemesini uzun ve şehvetli kılmıştı.
Namjoon, Jimin'in alt dudağında dilini gezdirmişti.
"Namjoon..."
Kirpikleri altından baygınca bakan Jimin, kendi gibi kontrolünü kaybedip hala kalçasını okşayan Namjoon'a bakınca daha fazla bekleyemeyeceğini anlamış oldu.
"Gel benimle."
Geri çekilip dokunuşlardan mahrum kalmak acı verse de ormanın tam ortasında bunu yapmak istemiyordu. Omega, alfasının elinden yakaladı ve onu ormanın derinliklerine çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Bite Me | Minjoon
FanficJimin, biricik dostu Taehyung ile Starbucks'tan çıktıktan sonra aklında sadece yarın gireceği son sınavı vardı. Belki de bu yüzden karşısında ona doğru gelen 2 tane büyük kurdu hissetmemişti. "Onun kalbini mühürlemek isterdim. Poposunu değil." -OMEG...