5783 kelime ile kendi rekorumu kırdım.
Güzel şeyler açıkladığım için hiçbir şey kesmek istemedim umarım her şeyi okursunuz.
Sizi mükemmel bir kavga bekliyor. Hem de bir kurt kavgası. Anlayacaksınız yeri gelince zaten lütfen en badass şarkılarınızı açıp dinleyin.
Kavga için sırasıyla Erangerang - Business Talk, BTS - Cypher 4 ve son olarak Superbee ft. Uneducated Kid - Trouble child'a teşekkürlerimi bir borç bilirim.
_______
"Bana bunu ne zaman söylemeyi bekliyordun?" diye çıkıştı büyük bir hiddetle Jimin, genç kulüp başkanı gittikten sonra. "Cuma günü yola çıktığımızda filan mı?"
"Yok, Cuma başlıyor kamp, Perşembe akşamından yola çıkacağız. Pazar ay dönümü ya."
"Allah'ım çıldırıyorum bir de açıklama yapıyor!" Bir eliyle saçlarında havalandırdı Jimin ve diğer elini beline koydu. Namjoon şu an onun oldukça seksi olduğu düşünüyordu. Kaşları çatık, keskin bakan ve az önce onu şehvetle öpmüş Jimin. "Namjoon sence sorunumuz bu mu?"
"Ah, doğru sorunumuz senin beni öpmen." Namjoon'un ani atağı karşısında kalakaldı Jimin.
"Kulüp konusuna geri dönelim ya ne kulübü mesela?"
"Bana söylemek istediğin bir şey yok mu?" dedi Namjoon, bir adım yaklaştı Jimin'e. Bu yakınlık Jimin'i kollarını göğsüne sarma isteğini tetiklemişti. Namjoon'un adımından sonra sanki kendini çıplak gibi hissediyordu. "Tüm bunlar ne anlama geliyor? Neden geldin buraya?"
"Ha-hava almaya çıkmıştım. Yolumun üzerine denk geldi." dedi Jimin kekeleyerek.
"Jimin burası benim yurdumun arkası. Buraya nasıl yolun düşebilir ki?" diye sordu alfa. Jimin işte o an etrafına net bir şekilde bakabilmişti. Aklını meşgul eden düşünceler yüzünden –Namjoon ile dolu düşüncelerden bahsediyoruz- buraya sürüklenmiş olmalıydı. Jimin ses çıkarmayınca Namjoon sakin ama oldukça meraklı bir şekilde devam etti. "Peki, onlara söylediklerin? Yani sevgili demen, beni öpmen?"
"Ben... seni korumam gerekiyordu. Onlar seni aşağılıyorlardı. Nasıl durmamı beklersin ki?" Jimin kızarmaya başladığını hissediyordu. Namjoon'a bakışlarını kaldırdığında onun omuzlarının düştüğünü gördü. Üzüntüsü kara bulutlar gibi hızla gelip başına konmuş ve yüzünü gölgelemişti.
"Yani, onun dedikleri doğru muydu? Benim gururum çiğnenmesin diye mi sevgili olduğumuzu söyledin? Öpüşmemiz yalan mıydı?"
"Hayır!" dedi Jimin aniden. Namjoon'un yüzü aydınlanmaya başladı. "Yani sevgili filan değiliz. O piçin söylediklerin tek kelimesi bile doğru değil. Senin gururun için yapmadım bunu." Her soruyu açıklayıp öpüşme ile ilgili olanı es geçmeyi tercih etmişti. Soruyu düşünür ve cevap verirse söyleyeceklerinden kendi de korkuyordu. Namjoon ise hala son sorusunun cevabını bekliyordu.
"Gitmeliyim." Jimin eğilip selam verince yaptığı şeyin saçmalığına içinden sövdü. O kadar garip bir selam vermişti ki! Arkasına dönüp tam gidecekken Namjoon onu durdurdu seslenerek.
"Gitme." Jimin bundan sonra neyin geleceğini biliyordu. "Restorandaki olanlar hakkında konuşmalıyız."
Jimin arkasına döndü ve Namjoon'a baktı. Alfa cidden buna ihtiyacı varmış gibi bakıyordu Jimin'e. Omeganın ağzından bir şeyler çıkacağa benziyordu ama sözlerini toparlayamıyordu. Ne diyeceğini bilmiyordu ki!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Bite Me | Minjoon
FanfictionJimin, biricik dostu Taehyung ile Starbucks'tan çıktıktan sonra aklında sadece yarın gireceği son sınavı vardı. Belki de bu yüzden karşısında ona doğru gelen 2 tane büyük kurdu hissetmemişti. "Onun kalbini mühürlemek isterdim. Poposunu değil." -OMEG...