"Yalnız kafa atan bendim ama daha çok benim canım yandı galiba Alin.O demir adama nasıl katlandın bilmiyorum ama canımı çok önemserim çok geç olmadan ,demek istediğim ben canımı kaybetmeden o adama gerçekleri anlat."
Can ,Berzan gittikten sonra acımadığını düşündüğüm kafasına buz tutuyor bir yandan da söyleniyordu.Berzan,Alin'i alıp nereye gitmişti ?.
Alin daha çok küçüktü ve Berzan'ın ona nasıl bakacağı konusunda bir fikrim yoktu.Annesinden uzak kalmamalıydı.Bir şekilde nasıl olduğunu öğrenmem gerekiyordu acaba Hazel bebeğini özleyip tekrardan almak istemiş miydi ?.
1 hafta sonra
Çalan telefonu Alin uyanmadan açmak için hızlıca açtım.
"Efendim ana "
Aslında anama çok sinirliydim böyle bir şeyi nasıl yapardı?
Henüz sütten kesilmemiş bebek nasıl sorumsuzca kapının önüne bırakılırdı ?Alin'siz geçen tam 1 yılım bomboş gibiydi.Işe gidip geliyor ,geceleri Alin'in kokusunun sunduğu yastıkla odamızda yatıyordum.
Hazel'in elini elime yaklaştırmamıştım.O önceden deli divane olduğum kadın nasıl değişebilmişti böyle.
Nasıl olur da bir cana bir bebeğe bir insana nasıl kıyabilirdi ?Benden çekinmemişti ,ya Allahtan ?
Kızım Alin gittikten sonra benim tek dayanağımdı.
Bebek kokusuyla bir insanın kokusu çok farklıdır normalde.Ama Alin aynı benım Alinim gibi kokuyordu.
Belki de ben öyle hissediyordum.
Annesi değildi ama hep ona o gözle bakmıştım.Hep annesinin Alin olduğunu düşünmüştüm.Bu bebek benden Alin'imi almıştı ama küçücük sabiyi de her şeyden önce kendi evladımdı.
Ne olursa olsun kanımdı,canımdı.Alinimdi...
O gün onu evde göremeyince konak benim sesimle inlemişti.
Hele bir de onu Alin'in evinde görünce işte o zaman da benim bedenim titremişti.
O yeşil gözleri ,teni,saçları o tanıdığım yıkılmaz kadını öyle bitkin görmüştüm ki.
Aradan geçen 1 yıl sanki onun teninin renginden de almıştı.
Kokusu ciğerlerime dolduğunda ise ben artık o sarsılmaz,yıkılmaz adam değildim .
Ben zaten Alin'i bıraktığım gün adamlıktan feragat etmiştim.
Gözümden bir bir düşmüştü yaşlar kor gibi içime.
Ama artık ben Fırat kadar ağlasam bile yine olmazdı hiçbir şey eskisi gibi .
Alin'imin ,benim karımın başka bir çocuğu vardı.
.O şerefsiz benim karımın hiçbir şeyi olamazdı .
"Oğlum gelinimi getir miyor musun artık ?" Diyince iyice delirdim.
"Ana ortada gelin mi bıraktın.Ben işleri düzene sokana kadar arayıp sorma."
Diyip yüzüne kapattım .Ben Berzan Barzani'ydim.
Yıktığım yuvamı,hayallerimi,
umutlarımı baştan inşaa edecektim.Tuttuğum evde Alin'e bakması için bir bakıcı ayarlamıştım.Ama onun annesine ihtiyacı vardı.Anneliğin biyolojik değilde manevi anneliğin çok daha önemli olduğunu öğretecek kadına götürecektim.
Ikincisi kez çalan telefonla kısık bir küfür savurdum.
"Abi O adam Alin yengenin bi şeyi olarak gözükmüyor.Selim'in kardeşi.Selim yeni evlenmiş balayındaymış şu an.Can da yenge yalnız kalmasın diye yanlarındaymış. Abla kardeş gibilermiş anlayacağın.Sanırım yenge biraz oynamak istemiş."
Telefonu kapatıp.Alin'in odasına gittim.
"Kerime abla hazırla Alin'i annesine götürücem."
Alin'den
"Can terlik atıcam şimdi kafana uyuyor Berzan sevemezsin." Dedim kısık sesimle.
"Ya Alin oğlun uyanıkken nemrut babası gibi ne dokunduruyor kendine ne de isteğim gülüyor.Ama uykusunda melek gibi."
"Sen benim oğluma uyanıkken şeytan imasında mı bulunuyorsun ?!"
"Tanrı beni kadınlardan korusun.Siz başa çıkılamayacak varlıklarsınız."
Elini yavaşça Berzan'a götürürken zil çaldı.Uyanmasın diye hızla kapıya koştum.Ve bir kere daha zile basılmadan kapıyı açabilmiştim.
Berzan karşımda kucağında minik Alin'le duruyordu.Alin'i hafifçe yukarı kaldırıp "Baş edemedim biraz sen bakabilir misin ?" Diyince gülmemek için zor tuttum kendimi. Kucağından Alin'i alıp içeri geçtikten sonra kapıyı kapattım.Ve yukarı kata çıktık.
"Ne işin var lan senin burda ?"
Diyen Can'ın özgüveni tekrar yerine gelmişti anlaşılan.Berzan sakince koltuğa oturup geriye yaslandı.
"Kavga etmek için gelmedim.Onu senin aklın ve vücudun bana erişince hallederiz.Kızımın şu anlık annesine ihtiyacı var."dedi.Can yan bir bakış atıp"O zaman onu annesine götür." Dedi.
"Onun annesi biyolojik olmasada Alin.O artık ona ait."
Alin konuşmaları dinlerken gözünü yüzümden ayırmıyordu.Minicik elini yavaşça yanağıma götürdü ve güzel güzel gülümsedi.
Can'la Berzan konuşmalarına(!) devam ederken tüm odak noktam Alin'di.
Bazen birinin size ait olması için biyolojik bağlara gerek yoktur.Sizi birbirinize bağlayan gözlerinizdir,kalbinizdir,teninizdir,
hayallerinizdir,ruhunuzdur.Ben Berzan'a asla kopmayacak bağlarla bağlıydım.
Alin'se o ipleri koparmıştı.Annesi...
Ama şimdi Alin o ipleri koptukları yerden bağlayıp hepimizin eline doladı.
Benim,Berzan'ın ,kardeşinin ve kendisinin.Ben intikam ateşinde yanıp ,tutuşup, kül olmak isterken Alin yapboz parçalarını birleştirmiş gibiydi.
Bir bebeğin saflığı benim içimdeki öfkeyi yerle bir etmişti.
Herkes ait olduğu yerde olacaktı.
Çünkü kalpler asla ayrılmazdı.
Biliyorum bölüm çok kısa oldu ama yeni hikayeye başladım ve inanın yazacak o kadar az fırsatım oluyor ki hal böyle olunca zaman geçiyor ve kurguladığım şeyler aklımdan uçup gidiyor.
Hepinizden özür diliyorum yeni hikayemle kısa süre içinde tekrar karşınızda olucam.
2 Berzan ve 2 Alin tatlıya bağlansın kendi yağlarında kavrulurken yeni hikayede çok farklı karakterle karşılaşacaksınız. 🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuma
Teen Fiction"Beni sevmek zorunda değilsin.Ama saygı göstermek zorundasın.Sende Hazel'de." Ailesinden uzakta tek başına hayat kurmuştu Alin.İstanbul'da üniversiteyi okuyup alıştığı yaşamına devam edecekti.Ancak unuttuğu bir şey vardı Alin'in.Babası çoktan onu ku...