Tek duyduğum Ned'in Angel diye bağırışı. Sonra da hırlamalar ve tırnak altında ezilen vampir etlerinin gıcırtısı. Ama arkama bile bakmadım sadece koştum, durmadım......................................................................................................................................................................................................................
Kalbim küt küt atıyordu. Dinlenmek için bir ağacın altına oturdum ve soluk soluğa dua etmeye başladım:
-'' O kız ben olmim. Lütfen lütfen Tanrım. Ben savaş olmasını felan istemiyorum. '' dedim ve tekrar ağlamaya başladım. Bir dal gıcırtısı duyunca aniden yerimden sıçradım. Karşımda yırtık kıyafetleri ve pençe izleriyle dolu olan Ned duruyordu. Nedense onu görmek beni rahatlatmıştı. Yüzüme mahcupça baktı ve konuşmaya başladı:
-'' Angel üzgünüm. Cidden üzgünüm. Lütfen ağlama. Seni ne olursa olsun koricam. Söz veriyorum. B-ben...'' daha fazla konuşmasına izin vermedim ve parmağımı dudaklarına götürdüm:
-'' Senin hiç bir suçun yok. Üzgün olma o yüzden. Sana inanıyorum ve de güveniyorum.'' diyip ona sıkıca sarıldım. O da karşılık olarak bana sarıldı. Sarılmayı bırakınca yaralarına baktım.
-'' Yaraların ne zaman iyileşecek.''
-'' Normalde şimdeye kadar iyileşmeleri gerekiyordu. Neden iyileşmediler hala bilmiyorum.''
Kolunda ki yarasında mor yaprak vardı ve acayip dikkatimi çekmişti. Dikkatle kolundan aldım yaprağı:
-'' Bu mor yaprakta ne böyle.''
Ned aniden yaprağı elimden aldı:
-'' Lanet olsun kurtboğan. Bu yaraları hemen temizlemem gerekiyor.''
Birden hızlı hızlı yürümeye başladı. Bende peşinden gittim.
-'' Bende seninle geliyorum Ned.''
-'' Hayır. Sen hemen eve dönüyorsun. Baban merak etmiştir.''
-'' Babam başının çaresine bakabilir. Ayrıca ben ona haber veririm. Beni koricağına söz verdin ve bende seni koricam. Sakın itiraz etme.'' dedim ama ağzını açıp hiç bir şey demedi ve yol boyunca hiç konuşmadık...........................................................
Ned'in evine geldiğimizde hava baya kararmıştı. İlk yardım çantasını alıp koltuğa oturdu ve içinden neştere benzeyen bir şey aldı:
-'' III şey kolunu oksijenli suyla veya başka bir şeyle temizlemen gerekmiyor mu ?''
Ned zorla sırıttı ve titrek bir sesle konuşmaya başladı. sanırım canı çok yanıyordu:
-'' Ufaklık bu kurtboğan. O tip şeylerle zehiri çıkaramam. Yaranın üst kısmını kesmem lazım.'' dedi ve neşteri koluna götürdü ve etine batırdı ama hemen çekti:
-'' S*ktir !!!! Bunu kendim yapamam. Şuan fazla sinirliyim. Yarayı kesemeden kurda dönüşürüm. Angel sen keser misin yarayı ?''
Yüzüne şaşkınca baktım:
-'' Ne ben mi ? Hayatta kesemem.''
Yüzüme bilmiş bir tavırla baktı:
-'' Seni korkak bebek.''
-'' Ben korkak değilim. Tamam yapıcam yaranı kesicem.''
Ve işte Angel malı -yani ben- yine gaza gelmişti. Neşteri elinden aldım ve koluna götürdüm ama elimi tutup beni durdurdu:
-'' Eğer bu şekilde yaparsan kurda dönüşür ve büyük ihtimalle boğazını parçalarım. Bunu göze alıyor musun ?''
-'' Nee !!!! Boğazımı mı parçalarsın. Ciddi misin sen ?''
Pis pis sırıttı. Bu halde bile nasıl gülebiliyordu. Ned:
-'' Tabiki de ciddi değilim. Kurtadamken herşeyin farkındayım. Bunu ancak yeni kurtlar yapar ama tabi yinede kurda dönüşebilirim ve pençelerimi savurursam sana gelmesini istemiyorum. Takip et beni.'' diyip ayağa kalktı ve bodrum merdivenlerine yöneldi. Çantayı alıp takip ettim.
...
Bodrum bodrum değil silah mahzeniydi resmen. Heryerde silahlar, kelepçeler, köpek tasmaları (ama iç tarafında boğaza batması için olan çiviler vardı) vs vs vs. Bir demirin yanına gitti ve elime kelepçeyi tutuşturdu. Ned:
-'' Beni buraya sıkıca kelepçele.''
Mecbur dediğini yaptım ve neşteri sıkıca tutup koluna götürdüm. Etine batırmamla bağırmaya başladı ama devam ettim. Kanıyla birlikte yere mor zehirde akıyordu. Acayip derece bağırıyor ve arada hırlıyordu. Zar zor kesiyordum ve onu sakinleştirmeye çalışıyordum. Heryerim kan ve mor zehir olmuştu......................................................................................................................................................................................................................................................................
NOT:
KURTBOĞAN: Kurtboğan (Aconitum), düğün çiçeğigiller (Ranunculaceae) familyasından çok zehirli bir bitki cinsidir. Efsanelere göre ise kurtboğan otu cadıların uçmak için kullandığı bir bitkidir ve aynı zamanda kurtadamların lanetli dönüşümünde pay sahibidir ve kurtadamlar için ölümcül etki yaratır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GLIESE (Askıda)
WerewolfVampirler, kurt adamlar, şekil değiştirenler, mitolojik yaratıklar acaba insanlarla ne kadar yaşayabilecekler.