GLIESE ~ Bölüm 21 = SEÇİM ~

351 17 6
                                    

Ayağa kalkıp yürümeye devam ettim. Cidden çok yorulmuştum. Birden yer sarsıldı. Sanırım korkmalarının nedeni karşımda ki bu yaratıktı ve eminim ki bu ormanda daha fazlası da vardı. Lanet olsunnnnnnn !!!..............................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

Yaratığın dokuz tane başı vardı ve yılanımsı görünümünden anladığım kadarıyla bu bir hydraydı. Hemde kocaman bir hydra. Ned'in bana anlattıklarını hatırlayınca içim ürperdi. **Bir başı kesersen yerine iki tane çıkar.** Ahh kesinlikle sonum gelmişti. Dokuz başın dokuzuda tıslayarak bana bakıyordu. Ani bir atakla hepsi üstüme geldi. Bende refleks olarak kollarımı yüzüme kapadım.

............

Ölmüş müydüm ?

Bu ölümün verdiği soğukluk ve huzur muydu ?

Ve neden ölüm bu kadar yapış yapıştı !?

Kısa süre sonra ölmediğimin farkına vardım. Gözlerimi açtım, ayağa kalktım. 

Hydranın bütün kafaları bana sevimli sevimli bakıyordu. Sanki hiç bir şey olmamış gibi. Neden yapış yapış olduğumu da anlamıştım. Sanırım beni yalamışlardı. Tanrım bu çok iğrenç !! 

Hydra her ne kadar sakin dursada önlem almak için bir ağacın yanına sindimAni bir hareketimle belki de tekrar saldırabilirdi.

...

O kocaman onsekiz göz hep beni izliyordu. Her hareketimi, her davranışımı, esnememi bile dikkatli inceliyorlardı. Dokuz kafaya teker teker baktım ama ilk başta gördüğüm saldırganlık ve saf kötülüğü göremedim. Tam tersi uysal, evcil bir hayvanın gözlerini gördüm hepsinde. Sanki yanına gidip onu sevmemi istiyordu hydra. Bir anda kalbim sıcacık oldu ve sevgiyle doldu. 

Sonra hayatım boyunca asla yapamayacağım bir şeyi yaptım.

Ayağa kalktım ve yavaş adımlarla hydraya doğru ilerledim. Canavar ona yaklaştığımda geriye doğru bir adım attı. Her ne kadar onu sevmemi istesede benden korkuyordu sanırım. Belki korkmamasını sağlayabilirdim. Umarım beni anlardı. Elimin birini havaya kaldırdım ve konuşmaya başladım :

-'' Heyy. Benden korkmana gerek yok. Gelecekte neye dönüşeceğimi bende bilmiyorum. Bu konuda ikimizde hem fikiriz ama korkma tamam mı ?  Dost olabiliriz.'' 

Yaratık düşünüyormuş gibi duraksadı. Sonra da bir kafasını kaldırdığım elimin altına koyup başını okşamamı sağladı.

- '' Sanırım bu dostuz demek oluyor.'' dedim ve gülümsedim. Devasa hydra aniden bir köpek yavrusu gibi etrafımda dönmeye başladı. Bana saldırmayacağına artık o kadar emindim ki bu hareketi karşısında kahkaha attım. Sonra 9 tane dil teker teker aniden beni yaladı. Ahh Tanrım.

- '' Bak hydracığım öncelikle sana bir isim koymalıyız. Birde şu yalama olayını lütfen bir daha yapma.''

Sekiz kafa kalan diğer kafaya sinirli sinirli baktı. Sanırım yalama fikri ondan çıkmıştı.

...

Hydraya bir isim bulmuştuk. Cassiopeia. Evet biraz uzun bir isimdi ama ben ona kısaca Cass diyecektim. 

GLIESE (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin