18.Bölüm:İşkence?

6.2K 225 25
                                    

Vote ve yorum yapmayı unutmayın, iyi okumalarrr <3

Charlie'nin ağzından devam..

Bu fikiri ne kadar benimsemesemde yapacak başka bir şey yoktu. Evin etrafında dört dönerken kapı çaldı James gelmiş olmalıydı. Kapıyı açtım ve James'i hızla içeri alıp mutfağa doğru sürükledim ve olan biteni kısaca anlattım.

"Vay anasınıı, peki diğerlerini niye çağırmadık?"

"Çünkü gereksiz kalabalığa gerek yoktu ve aralarında tek aklı başında olan sensin!"

"Sağ ol bro, aslında aklıma bir fikir geldi ama"

"Tamam söyle"

"Olum zaten bu çocuk Mazoşist değil mi? Koyalım şunu işkence odasına kendine istediği kadar zarar versin. Sen de bunun yüzüne falan çalış kan içinde kalsın sonra da fotoğrafını çekip atarsın karıya, öldü diye yutturmaya çalışırız"

Bir süre düşünmüştüm ve bu fikir cazip gelmişti.

"Teşekkür ederim James"

"Önemli değil, her zaman"

Küçük bir tebessüm edip tekrar konuşmaya başladım

"O zaman uyandıralım şu uyuyan güzeli"

James ile mutfaktan çıkıp salona ilerledik ve salona gelince Mike'ı görüp şaşırarak konuşmaya başladı;

"Sonunda ikna etmişsin Enişteyi de, olum bari yatakta yapsaydınız"

"Lan bir şey yapmadık. Bu salak sarhoş olup soyundu"

James başını sallayarak tekli kanepeye geçip oturdu ben ise Mike'ın başucuna gelerek onu dürtmeye başladım.

"Uyan hadi, işimiz var seninle"

"Bugün olmaz başım ağrıyo"

Gözleri kapalı fısıltı ile söyledi şeye James arkadan gülerken ben de onu dürtmeye devam ediyordum.

"Ben ağrıtacağım şimdi senin başını! Kalk Mike"

Yerinde biraz kıpırdandı ve gözlerini kırpıştırarak açmaya başladı.

"Ne var yaa"

Ben Mike'ın altına şortunu giydirirken James de planı anlatıyordu. James'in sözü bitince Mike konuştu;

"Tamam olur"

(y/n: Aşağıdaki kısımda rahatsız olacağınız şeyler olabilir. O kısımları geçersiniz)

Üçümüz de yerimizden kalkıp işkence odasına gitmeye başladık. Kapının önüne gelince anahtarı çekmeceden alıp kapıyı açtım ve içeri girdik. James, neşter, jilet ve keskin aletlerin olduğu bölüme gidip birkaç şey alarak Mike'a uzattı. Mike ise sandalye çekip oturdu ve kollarına çizikler atmaya başladı, her çizik attığı yer önce açılıyor sonra da yavaşça kanlar çizikten süzülmeye başlıyordu.

İki kolunu da çizikler ile doldurunca kanlar yere damlamaya başlıyordu. Ben ise ilk gün ki gibi neşteri elime aldım ve karnına çok ta derin olmayacak çizikler atmaya başlıyordum ki gözüm dönmeye başlamıştı bile. Uzun zamandır bunu yapmadığımdan aşırı eğlenip zevk alıyordum ki James yavaşça kollarımı çekmeye başladı. Ben ona soru sorarcasına bakınca cevap verdi.

"Kendini kaptırırsan Mike'ı öldürürsün Charlie. Bir yerde durman gerek!"

Ben başımı olumlu anlamda sallarken neşteri bırakıp Mike'a döndüm. Başını öne eğmiş gözleri yarı açık sırıtıyordu öylece. Başını yukarı kaldırıp çene kemiğini ısırmaya başladım

"A-aahh!!"

Bu sefer durmamıştım ve ısırmaya devam ettim. Bir yandan ısırıp bir yandan emmeye başlarken boynuna doğru ilerledim ve oraları da emmeye başladım boynunun büyük bir kısmını da emip morarttıktan sonra uzaklaştım ve yaptığım esere baktım.
(y/n: Medyadaki fotoğraf Mike)

Tek kelime ile harikulade görünüyordu

Uzanıp dudaklarını öpmeye başlamıştım ki çok ileri gidemeden James tekrar beni geri çekti

"Yeter bu kadar."

"Tamam fotoğrafını çek o zaman!"

James başını sallayıp telefonu eline alarak uygun ışık açısını bulmaya çalışıyordu ki bir süre sonra birkaç fotoğraf çekip Rose karısına gönderdi.

"Benimle başka işin yoksa gideyim Charlie"

"Gidebilirsin."

"Ben gittikten sonra çocuğa daha fazla dokunma ama"

Bir şey söylemedim ve James de omzuma dokunup gitti. Mike hala konuşmamıştı ki dizlerimin üstünde çöküp çenesinden tutarak yüzüme bakmasını sağlamıştım.

"Özür dilerim."

Cevap vermemişti, konuşmuyordu işte. Nasıl hissettiğini deli gibi merak ediyordum acaba korkmuş muydu? Yoksa zevk mi almıştı? Benden nefret mi ediyordu? Yoksa bana minnettar mıydı? İlk defa Mike'ın nasıl hissettiğini bilmek istiyordum ve bu benim için iyi değildi. Ayağa kalktım ve yukarı çıkıp banyodan ilk yardım çantasını alarak Mike'ın yanına geldim. Hala aynı pozisyonda öylece duruyordu.

Ben de az önceki gibi dizlerimin üzerinde durup onun sağ kolunu elimi aldım, fazla kanamıştı. Önce pamuğu ıslatarak kolunu kanlardan temizledim sonra da mikrop kapmasın diye önce oksijenli suyla sonra da batikonla pansuman yaptım ve kolunu sargı bezi ile sıkıca sardım. Aynı işlemi sol koluna da yaptığımda geriye göğsü ve karnı kalıyordu ve oralara da pansuman yapmam için ayağa kalkması gerekti.

"Ayağa kalk"

Bir şey söylemeden ve yüzüme bakmamaya devam ederek ayağa kalktı. Bende aynı şeyleri göğsüne ve karnına da yaptıktan sonra işim bitmişti ve sanırım Mike da bitmişti başını kaldırıp bana baktığında saçları dağılmış ve yorgun gözlerle bana bakıyordu ki sessizliği bozan yine ben olmuştum.

"Mutfağa gidelim de bir şeyler iç, tansiyonun düştü sanırsam"

Sargılı olan sağ eli ile elime dokundu, o kadar masum ve saf duruyordu ki onun yanında kendimi çok kirli hissediyordum. Dokunduğu elimle onun elini sıkıca tuttum o da parmaklarını parmaklarıma geçirdi ve yukarıya çıktık.

Onu sandalyeye oturttum ve tatlı bir şeyler aramaya başlarken buz dolabındaki vişne suyunu fark ettim ve alıp bardağa boşalttım. Mike ise bu sırada ayağa kalkmış ve elimden bardağı alıp içmeye başlamıştı, bir ara dengesini kaybedecek gibi olduğunda belini tuttum o da benim koluma tutundu. Vişne suyunu bitirince bana bakmaya başladı ve küçük bir tebessüm etti.

"Sen ne zamandan beri beni düşünür oldun?"

"Bu kısımda teşekkür etmen gerekiyordu Mike Sencair"

Bu sefer gülümsemişti, o kadar güzel gülüyordu ki bende onun gülüşüne karşılık kendi gülüşümü bahşettim ona. Mike ise elini yanağıma götürdü ve sanırsam gamzeme dokunuyordu.

"Seni gülerken görmek güzel"

"İtiraf et, bunu gamzem için dedin"

Gülerek söylediğim için o da gülmüştü ve tekrar konuştu.

"Yorucu bir gündü. Uyusak mı?"

"Olur gü- yakışıklım"

"Aah tamam güzelim demene izin verebilirim sanırım."

"Waow cidden mi?"

"Evet ama seninle yatmama izin verirsen"

"Aslında günlerdir pek de ayrı yatıyor sayılmayız"

Tekrar gülmüştü, ve tekrar ben ise her zamanki gibi kendimi tutamayıp onu tam gülüşünden öpmüştüm. Tanrım... Bu harika bir şeydi. Benden ayrılıp yukarı çıkmaya başladı ben de arkasından gittim ve benim odama geçip sarılarak uyumaya başladık

Mutlu bir bölüm sonu ile bitirmek istedim çünkü Mike bebeğime acıdım. Yazık yavrum ne çekti Charlie'den bee. Bir dahaki bölüm için çok güzel şeyler düşünüyorum takipte kalıınn💕🌈

Sadist And Masochist [B×B] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin