20.Bölüm:Hastane

3.5K 188 63
                                    


(y/n): Mike'ın konuştuğu yerler "M" Martin'in konuştuğu yerler "Ma" diye yazılı. Diğerlerinin kendi baş harfleri

Charlie'nin ağzından devam:

"NE? Hangi hastanedesiniz?!!!"

"****** HASTANESİ, KONUM ATIYORUM ÇABUK GEL"

"Tamam sakin olmaya çalış hemen geliyoruz!"

Mike elindeki kediyi bırakmış ve bana soru sorar bakışlar atıyordu ki bileğinden tutup hemen yola doğru koşmaya başladım.

"Charlie dur, hey noluyor?"

Acilen taksi beklemeye başlamıştık yaklaşık 10 dakika sonra bir tane gelmişti ama sanki o 10 dakika 1 saat gibi geçmişti. Hızlıca taksiye bindik ve adama telefonumu uzatıp konum atılan yere gitmesini söyledim.

Gözlerimi kapatıp derin nefesler almaya başlıyordum. James benim çocukluk arkadaşımdı Martin de lise arkadaşım, her ne kadar onları önemsemiyor gibi görünsem de onlar ve Adrian benim ailemdi.

"Charlie neler oluyor söyler misin artık!"

"James ve Martin'i hatırlıyor musun?"

"Bize oyun oynamaya gelenler mi?"

"Evet, sevgili olanlar"

"Tamam hatırladım"

"Kaza geçirmişler ve hastaneye kaldırmışlar"

"NE, n-nasıl?"

"Bilmiyorum Mike! Gidince öğreneceğiz Adrian orada bizi bekliyor"

Yaklaşık yarım saat sonra hastanenin önüne gelmiştik adama parasını verip telefonumu alarak hızla arabadan indim ve hastaneye doğru koşmaya başladım. Mike da arkamdan geliyordu, hastanedeki görevli kadına arkadaşlarımın ismini söyleyip bulundukları katı ve ameliyathane numaralarını öğrendim ve Mike'ın bileğinden tutup merdivenlere koşmaya başladım. Bulundukları kata gelince Adrian'ı yere çökmüş ve elleri başında bir vaziyette buldum. Mike'ın elini bırakarak ona doğru adımladım ve yere çöküp Adrian'a sarıldım.

Benim olduğumu anlayınca ağlamasına devam etti ve o da bana sarıldı.

C:"Durumları nasıl Adrian?"

A:"İkisi de ameliyathane de. Martin başından çok kötü yaralanmıştı, James de iç kanama olabileceği düşünülüyormuş 4 saate anca çıkarlarmış"

Duyduğum şeyler ile bir kez daha yıkılmıştım sanki Adrian'ı ayağa kaldırıp koltuklardan birine oturduk.

C:"Senin nasıl haberin oldu?"

A:"Martin'i aramıştım buluşalım mı diye, ambulansın içinde olan bir kadın açtı ve durumu anlattı"

C:"Tamam, sakin ol"

Bu sırada Mike ayakta öylece ameliyathanelerin kapısına bakıyordu. Onları tanımasa bile üzüldüğü belliydi, Mike'ın yanına gittim ve kulağına fısıldadım

C:"Ben aşağıdaki kafeteryadan sandviç, su falan alacağım sen de Adrian'ın yanında dur. Tek başına bir yere gitmesine izin verme"

Mike başını sallayınca merdivenlerden inerek kafeteryaya gittim ve 2 sandviç 3 su alıp yukarı çıktım. Sandviçleri ve suları Adrian ve Mike'a uzatıp karşılarındaki koltuğa oturdum.

M:"Sen niye sandviç almadın?"

C:"Bu halde yiyemem!"

Tekrar başını sallamıştı ve üçümüz de tekrar sessizliğe gömülmüştük. Koridordaki tek ses duvar saatinin tik tak sesleriydi...

++4 saat sonra++

Uzunca bir süre beklemiştik ve artık sinirlenecek boyuta gelmiştik. Martin Mike'ın dizinde uyuya kalmıştı ve Mike da gözlerini kapatmak üzereydi ki 1. Ameliyathane'nin kapısı açıldı bu sırada da Adrian uyanmış ve uyku sersemliliği ile yanıma gelmiş ayakta durmak için koluma girmişti

"Hastanın yakınları siz misiniz?"

C:"Yok anasını satayım zevkine ameliyathane kapılarında bekleyip hastanın yakını rolü yapıyoruz"

Doktor dediklerimi takmayarak devam etti

"Martin denen gencin başında bir yara vardı ve 5 dikiş ile orayı kapatmayı başardık. James denen gencin de iç kanamasını durdurduk. Şimdi odalarına alacağız ve birkaç gün müşahede altında tutacağız"

A:"Hangi odalara alıyorsunuz?"

"James'i 247 Martin'i ise 248. Bu koridorun sonunda bulabilirsiniz"

O sırada ameliyathanelerden sedye ile James ve Martin çıkmıştı. İkisi de baygın vaziyetteydi ve kötü görünüyorlardı. Onları bir süre odanın dışında bekledik ve doktor müsaade edince ben ve Mike James'in yanına, Adrian da Martin'in odasına gitmişti.

Mike odadaki koltuğa otururken ben de James'e yanına geldim

C:"Hadi uyan mankafa bana arkamı toplayacak biri lazım. Hem Martin ve Adrian da seni bekliyor, uyanırsan söz veriyorum Martin ile olan vıcık vıcık ilişkinize karışmayacağım"

M:"Emin misin?"

C:"Değilim. Ama uyansın işte!"

O sırada kapı tıklatıldı ve içeri Adrian girdi.

A:"Doktor ile konuştum Martin'in yatağını da bu odaya alabilirlermiş. İkisinden biri önce uyanırsa yan yana olmaları daha iyi olur diye düşünmüştüm"

C:"İyi düşünmüşsün"

Adrian kafasını salladıkdan sonra o da Mike'ın yanındaki koltuğa oturdu. Bir süre sonra da hemşire Martin'i getirdi.

++2 saat sonra++

Martin kımıldanmaya başlayınca hemen olduğum yerden kalkıp yanına gitmiştim, yavaş yavaş göz kapakları aralanırken Martin'in serum takılı olmayan elinin üzerine kendi elimi koydum.


Ma:"C-Charlie"

C:"Efendim kızıl kafa?"

Martin kafasını sağa ve sola çevirince James'i görmesi ile rahatlamıştı resmen.

Ma:"Sevgilim iyi mi?"

O sırada Adrian da yanımıza geldi

A:"İyi merak etme, dikiş atmışlar kafasına"

Ma:"Önemli bir şeyi yok değil mi?"

A:"Yok merak et-"

C:"Arabayı hangi salak kullanıyordu? Ödüm bokumla sevişti resmen korkudan! İkinizi de bir adam etmek vardı da neyse!!"

Ben sinirden püskürürken Martin Adrian'a dudak büzüp bakıyordu. Mike da koltuktan kalktı ve Adrian'ın yanına geldi

M:"Geçmiş olsun Martin"

Ma:" Ah sağ ol yenge!"

Selammm ^^ Bölüm hakkında fikirlerinizi yazmayı unutmayın çünkü düşüncelerinizi gerçekten merak ediyorum. Sizce nasıl gidiyor? Veya nasıl gitmeli?...

Sadist And Masochist [B×B] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin