Yorum yapmıyorsunuz üzülüyorum amaa:((------------------------------
"Taehyung hadi uyan bebeğim." diye mırıldandım ipeksi saçlarında gezintiye çıkarken. Huylanmış olsa gerek hafifçe benden yana döndürdü bedenini. Saçları iyice ellerim arasında dağılırken, beni de dağıtmak ister gibi elini belime atarak kendine çekti. Dengemi sağlayamadığım için nerdeyse üstüne düşecekken son anda yatağa elimi koyarak dengemi kurdum. Şimdi iki kolum yanında, bende kısmen üstündeydim. Kısmen diyorum çünkü artık biraz daha büyüyen karnı aramızda yeterince iyi bir engeldi. "Benim güzelim uyanmış mı?" Nazlanarak bir açıp bir kapattığı gözlerine karşın gülerek, eğilip boynuna sürtüm burnumu. En çok huylandığı yeri boynuydu, ki ne zaman öpmeye kalksam kahkaha atarak beni itmeye çalışırdı. Tıpkı şu an olduğu gibi. "Ya Jungkook!" Ellerini omuzlarıma yerleştirerek kalkmam için baskı yapıyordu fakat gülmekten güç bulamadığı için sadece çabalıyordu. Biraz daha oynadıktan sonra istediğini yaparak kaldırdım başımı. Suratı çok güldüğü için domates gibiydi, bu da benim gülmemi sağlıyordu. "Ne gülüyorsun be?" Göğsüme sertçe geçirip, diğer eliyle yüzüne yelpaze görevi görüyordu. "Çok güzelsin farkında mısın?" dedim uzanıp kızarmış elmacıklarına öpücük kondururken. Gülümsedi, ama öyle bir yaptı ki bunu, ben benden geçip ona karıştım.
Boşta duran elini boynuma atarak ensemde yeni yeni uzayan saçlarımla oynamaya başladı. Gozlerimi anın verdiği huzurla kapattım, benim de zayıf noktam buydu ışte, Taehyung ne zaman atsa elini saçıma küçük çocuk olur sığınırdım ona. "Çok seviyorsun değil mi saçlarınla oynamamı?" diye sordu, sonrasında iki elini birden koyarak tüm saçımı avuçlarına aldı. Gözlerimi hiç açmadan, ezbere bildiğim benine minik bir buse bıraktım. "Evet seviyorum, ama bunu daha çok." dedikten sonra birkez daha öptüm. "Ben seni daha çok Jungkook, daha çok." dedi gözlerime gözlerinden minik pırıltılar bırakırken. Sonra tıpkı ona yaptığım gibi burnumun ucunda ki bene uzandı, fakat benim aksime uzun kaldı dudakları, sanki tüm derimi ezberlemek ister gibiydi. Geri çekildi yavaşça, ikimizin yüzünde de bir tebessüm peydah olurken, parmaklarımızı birbirine kenetledim.
Tam dudağına yaklaşacağım sırada, Taehyung heyecanla bana bakmaya başladı. "Ne oldu?" dedim anlamazca bakarken. "Jungkook." dedi, fakat aynı şey yine olmuş olsa gerek bir süre durup bu sefer daha heyecanlı şekilde baktı. "Hissettim onu." dedikten sonra, ellerimizi ayırarak karnına koydu. "Az önce karnımda oynadı hissettim." dedi, hevesle konuşurken. "Bu onu tam anlamıyla ilk hissedişim." Karnına koyduğum elimi hafifçe gezdirmeye başladım, ortalarına doğru ilerlerken hissettiğim kıpırdanışla aynı onun gibi heyecanla ona döndüm. "Hissediyorum." dedim ve elimle aynı yerde biraz daha durduktan sonra, hareketin kesilmesiyle elimi çektim. Tamamen karnından ayrılmadan önce de kocaman bir öpücük kondurdum. "Biz seni her şeyden çok." dedikten sonra geri çekilerek gözleri dolu dolu olan eşime baktım. "Ağlama." diyerek, elimle gözlerini sildim.
"Bugün doktor randevumuz var bebeğim." Üstünden kalkarken örtüyü kendimle beraber çektim ve pürüzsüz esmer teninin gözümün önüne dökülmesini izledim. Elimde yorganla yatağın ucunda kalırken, başıyla onayladı ve yattığı yerden doğrularak tüm tenini görmemi sağladı. Taehyung gecelik giyerek yatmayı sevmezdi, hele bir de hamile kaldıktan sonra hiç daha giymedi. Vücudunu süsleyen saten geceliği vardı üstünde sadece, yataktan çıkan birine göre fazla fazla fazla güzeldi. Arkasına dönmeden banyoya ilerledi, ve bende izlerken düşürmüş olduğum çenemi geri yerine takarak kendime gelmeye çalıştım. Evli olmamıza ve üstelik vücudunu bir çok kez farklı şekillerde görmüş olmama rağmen nasıl hala ilk günkü gibi olabiliyordum bilmiyordum.
Yatağı topladıktan sonra, giymesi için dolaptan bir kaç parça kıyafet çıkardım. Elime aldığım kıyafetlerin çoğu artık üstüne gelmicek kadar küçüktü, fakat bunu ona söylersem veya giyerken üstüne gelmezse çok kötü şeyler olabilirdi. O yüzden onun dolabını kapatıp, kendiminkine ilerledim. Ona nazaran daha kalıplı olan vücudum yüzünden hep büyük beden giyerdim. Bir kaç tişört ve gömleği alıp yatağımıza bıraktım ve tam o sırada banyonun kapısı açılarak içeriye bir melek süzüldü. Ağır adımlarla karnını tutarak yanıma geldi ve kıyafetlerin serili olduğu yatağa baktıktan sonra aynanın önüne geçti. "Kilo alıyorum değil mi Jungkook?" Aynadan dudaklarını bükerek bana bakıyordu, tamam kesinlikle tuzak soruydu bu yüzden tuzağa gelmeden cevap verecektim. "Hayır güzelim." dedim, arkasına geçerek kollarımı beline doladım. "Bu kilo değil, bu bebeğimiz." Ellerimi tam karnında birleştirdim ve kafamı da omzuna dayadım. Yüzü az önce ki ifadesinden tamamen arındı ve gülümseyerek aynadan bana öpücükler attı.