Yorum yapmadan geçerseniz çok üzülürüm gerçekten, fikirlerinizi öğrenmek istiyorum sadece~~~~Iyi okumalarrr♡
--------------------------------------------
"Döneceğini söyledi." dedim telefondan beni sorguya çeken Jimin hyung'a, bu sırada boş evin kapısını açıp içeriye girdim. "Emin misin?" dediğinde başta bir kuşku düşse de içime, Taehyung bana yalan söylemezdi, biliyordum. "Dönecek." dedim dünkü gibi kararlı ses tonumla. "Jungkook ya hiç dönmezse?" Öyle bir ihtimalin olması bile söküp atıyordu kalbimi yerinden, ki gerçeği olsa napardım bilmiyordum. "Dönmesi için her şeyi yapacağım, gerekiyorsa.." dedim ve bir süre sustum. Demek ağır geliyordu fakat olacak olan buydu, eğer dönmezse burda olmamın bir anlamı olmazdı. "Gerekiyorsa giderim hyung, dönmesi için gitmem bile gerekiyorsa giderim."
Sıkıntılı nefesi kulağımı doldurdu, bir kaç saniye bekledikten sonra; "Umarım Jungkook." dedi. Tamam kızgındı bana ama, bu şekilde konuşması beni sadece geriyordu, bende arkadaşıydım onların hem, küçücük de olsa bir desteği ben de hakediyordum. Benim Taehyung'u kırdığım kadar kırmıştı beni Yoongi hyung, üstelik ben Jimin'le kavga ettikleri her an ona destek çıkıyordum. Aralarını biz yapardık çoğu zaman ama konu bize gelince yangına körükle gidiyorlardı resmen. "Verdiğin destekten dolayı teşekkür ederim hyung." dedim hafif imalı ses tonumla. Anlasın ya da anlamasın onlar sadece telefon başında bana yargı dağıtmayı seviyorlardı. "Jungkook biliyorsun-" dediğinde dayanamayıp sözünü kestim.
"Beni dinlemeden sokak ortasında azarladığınızı mı diyorsun hyung, evet onu biliyorum. Ya da sırf Yoongi hyung beni tersledi diye kaç yıllık arkadaşımın bana sırtını dönmesini de iyi biliyorum. Veya beni tek kalemde silecek kadar benden hoşlanmadığınızı da biliyorum. Nasıl hyung, biliyor muymuşum her şeyi?" dedim tek nefeste. Gözlerim dolmuştu fazlaca, çünkü günlerdir düşündüğüm şeyleri bir anda dışa dökmek zordu. Dolmuştum artık, kimseyle konuşmuyordum, daha doğrusu onlardan başka konuşacak pek kimsem yoktu. Sadece Taehyung vardı aklımda, ama onlar sanki yeterince üzülmüyormuşum gibi bir de telefonda bana bir sürü ağır şey söylüyorlardı. Tamam şerefsiz gibi davrandım o gün, ama isteyerek demedim ki hiçbirini. Ben Taehyung'a üzülür diye adıyla bile seslenmeyen biriydim, isteyerek nasıl söylerim onları? Benden önce bunu onların bilmesi gerekirken, Taehyung'dan önce onlar çekip gitmişti. Anlaması gerekiyordu, bir haftadır bana sırt çeviriyorsa eğer şimdide bunları anlamalıydı. Onlar da beni kırmışlardı, üstelik ben onları ailem gibi görürken onlar paçavra gibi atmışlardı ışte beni.
"Jungkook bencillik yapma, Taehyung'u ne kadar üzdüğünü hepimiz biliyoruz." dediğinde burnumu çekip kafamı salladım. Duygularımı söylemek bencillikti onlara göre madem, ben de susar içimde yaşardım yine. "Haklısın hyung, bencillik yapıyorum ben." dedim, kırgınlığım sesime bile yansımışken, o bunu hala anlamıyordu. "Ama senin de bilmediğin bir şey var." dedim bir kaç saniyenin ardından boğazımı temizleyerek. "Ben senin kardeşindim, ve sen beni hiç dinlemeden sırtını çevirdin." Kesik nefeslerini duydum ama bu sefer de umursamayan bendim. Üç gündür beni arayıp sadece emir yağdırdıkları için, konuşmaya fırsatım bile olmamıştı. Ama bugün bunları benden duymak canını yakmıştı emindim, tıpkı benim yaralarımı tek başıma sarmaya çalıştığım anlardaki gibi.
"Jungkook-" diyerek konuşmaya çalıştığında; "Hoşçakal hyung." dedim ve telefonu kapattım. Telefonda konuştuğum için farketmeden çoktan yatak odasına gelmiştim. Sabah bıraktığım gibiydi her yer, tek fark sabahlık salonda değil yatağımızın üstünde duruyordu. Taehyung'un yattığı tarafta bir anlam kazanmak için benim gibi o da eşimi bekliyordu. Bu evde ki varlığını çok özlemiştim, şimdi şu kapıdan karnını tutarak girmesi için, her şeyimi verirdim. Ya da ben aşağı inerken; "Yavaş ol düşeceksin hayatım." diye bağırması için. Taehyung bu eve lazımdı, bu odaya, bu yatağa, en çokta bana. Gelmeliydi tekrardan, o yemek yaparken ben onu boynundan öpmeliydim, sabah uyandırmak için kulağına güzel sözler fısıldamalıydım. Bana küsüp yan odaya gitmeliydi, ama gece uyuyamayıp yine kollarımın arasına girmeliydi. Taehyung gelmeliydi artık, yoksa aklım terkedip gidecekti beni.