9. Koca Bir Adım

22 4 10
                                    

"Ne kadar oldu?" Diyen Yağmurla beraber gözlerimi pencereden ayırıp derin bir nefes alarak ona döndüm.

"Bir ay..." Dediğimde kaşlarını havalandırdı. "O kadar oldu mu ya?" Demesiyle başımı yavaşca aşağı yukarı salladım.

"O kadar oldu."

"Özledin galiba." Diyerek imayla güldüğünde itiraz etmeyip oflarak onayladım başımla. Özlemiştim. Yalan yoktu. "Farkında mısın Hazal? Evet dedin?" Diyerek heyecanla sorduğunda bıkkınca nefes verip ayağa kalktım. Çıkış zamanım gelmiş hava da çoktan kararmıştı. Yağmur'a bir şey demeden çantamı hırkamı alıp dışarı çıktım. Son zamanlarda edindiğim alışkanlık olarak evime doğru yürümeye başladım. Iyi oluyordu tek başına sessizce yürümek. Fırsat veriyordu insana her şeyi düşünmek için.

Ellerim hırkamın cebinde ağır ağır yürürken arkamda duyduğum sesle adımlarımı hızlandırdım. Bir şey olacağından değildi de... korkuyordu insan çevreden haberleri duydukça. Köşeyi döndüğümde benimle birlikte döndü arkamdaki adım sesleride. Oraya doğru dikkat kesildiğimde iki kişinin fısıldamasını duyuyor, iyice tedirgin oluyordum. Elektirik direğinin altından geçerken yere düşen gölgelerine baktım korkuyla. Biri uzun kalıplıyken diğeri ona nazaran oldukça kısa ve çelimsizdi. Kötü düşünmemek için başımı iki yana sallayıp bizim evin sokağına girdiğimde arkamdaki adım sesleri de peşimden geldi. Ayak seslerine bakılırsa bir kişiye düşmüştü beni takip eden. Ve neredeyse birebir gidiyorduk evime doğru.

Uzaktan bizim apartmanı görünce rahatlayıp derin bir nefes verdim. Hem ne belliydiki beni takip ettiği... onca ev vardı burada. Onlardan birine gidiyor olabilirdi. Hatta bu ihtimal daha yüksekti.

"Şş... Bizi fark edecek."

"Etmez... Baksana dalgın dalgın yürüyor. Evine varana kadar ruhu bile duymaz." Ikisi birlikte gülünce gerilen bedenimle ilerledim biraz daha. Evimin önüne yaklaştıkça adım sesi daha bir yaklaşıyor gibiydi. Nefes sesini bile hissedecek yakınlığa gelince arkamdaki korkuyla yerdeki taşı alıp arkama döndüm.

Karşılaştığım görüntü kaldırdığım elimin inmesine sebep olurken şaşkınlıkla baktım. Anlaşılan algılamam uzun sürecekti.

"Ozan?"

"Hazal abla?" Diyerek Ozan'ın kucağından inen küçük kıza baktım şaşkınca. Demekki adım sesleri tek kişiye düştü diye sandığım zamanlar Ozan bu küçük kızı kucağına almış, öyle geliyordu peşimden. Aklıma gelen kötü kötü düşüncelere alayla gülüp Ozan'a çevirdim başımı. Kötü ayrılmıştık en son. Ve daha da kötüsü ben ne olduğunu bile bilmiyordum.

"Ozan..." diyerek bir adım attığımda elini uzattı küçük kıza. " Hadi Ela gidelim." Deyince kaşlarını çattı ufak kız. Sinirli durmak istesede yüzündeki tatlı ifade buna engel oluyordu. Beline koyduğu ellerine bakıp gülümsedim hafifçe.

"Ama abi görevimiz bitmedi ki. Hani p-" demesine kalmadan Ozan kardeşi olduğunu daha yeni öğrendiğim kızı kendine doğru çekip eliyle ağzını kapattı. "Bu görevde gizlilik esastı hani." Diye kardeşine söyleyince başını salladı Ela.

"Tamam abi." Diyerek Ozan'ın elinin altında boğuk boğuk konuşunca elini çekti Ozan.

"Prensesi sarayına kadar takip ettiğimizi kimseye söylemem." Ozan sinirle elini yüzüne vururken ben kaşlarımı kaldırarak Ela'ya baktım. Ben miydim o prenses? Duy bunları anne duy! Külkedisi yaptığın kızına prenses diyorlar!

"O prenses kim?" Diyerek Elayla boylarımızı eşitlemek için diz çöktüm. Anlamayacak değildim tabi. Anlaşılan Ozan ne için olursa olsun bana kırgınken bile iyiliğimi düşünüyordu. Bir şekilde eve yürüyerek gittiğimi öğrenmiş sağ salim varana kadar da her gün takip etmişti.

Nefesim Kalbinde SensizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin