Atakan'dan...
"Bekle lan p*ç kurusu. Seni ölmekten beter edicem!" Erva'yı odada bırakıp otoparkın oraya indim. Anıl'ı orada göremedim. Sanırım çağırdığım ambulans hastaneye kaldırmıştı. Anıl'ın bu yaptığına çok sinirlenmiştim. Arabamın yanına geldiğimde anahtarımı odada unuttuğumu fark ettim. Odaya çıktığımda Erva'nın ağladığını gördüm. Bu kız burdan niye gitmemişti?
"Gitmemişsin ne oldu? Neden ağlıyorsun?"
"B... Ben b... Bir erkekle h... Hiç bu kadar yakın mesafede b... Bulunmamıştım. K... Korkuyorum." hıçkıra hıçkıra konuşuyordu.
"Korkma! O şerefsiz sana veya başka bir kıza bir daha böyle bir şey yapamayacak!" Erva ayağa kalktı ve bir şey demeden dışarı çıktı. Sanırım psikolojisi de bozulmuştu.🍃🍃🍃🍃🍃🍃
"Depoya getir. Ama kimse görmesin dikkat et. Diğerlerine de söyle,gelsinler ve istediğim eşyaları da getirsinler."
"Tamamdır reis." dedi ve telefonu kapattı. O şerefsiz Anıl, ona yapacağım bu güzellikten sonra bırak Erva'ya, hiçbir kimseye yürüyemeyecek ve dokunamayacaktı.Yazardan...
"Yatırın!" demişti sinirle Atakan. Anıl'ı bu yaptığına gerçekten pişman edecekti. Tek Erva için değil, Anıl'ın başka kızlara da bu şekilde yaklaşımlar yaptığını öğrenmişti. Bu durum sadece Erva' ya özel değildi.
"Hazır reis." dedi Eren. Atakan aletlerin olduğu yere doğru yürüdü ve elime neşter aldı.
"Eren kovayı getirin." dedi ve Anıl'ın yanına vardı. Neşteri Anıl'ın elinin yüzeyinde okşarcasına gezdirdi.
"Evet Anıl efendi. Seni uyarmıştım. Ama sen dinlemedin. Sözümü dinlememenin ve her önüne gelen kıza dokunmanın cezasını kendi canınla ödeyeceksin!" dedi ve neşterle Anıl'ın sağ eline büyük ve derin yara izi açtı. Kanlar göl misali akıyordu yere.Sol elinide sıkıca kavrayıp bileğinden tuttu ve kökünden kesti adamın elini. Anıl'ın bağırışı her yerden duyuluyordu. Depodaki diğer adamlar onun bu durumuna dayanamadı ve dışarı çıktılar. İçeri de sadece Eren, Anıl ve Atakan kalmıştı.
"Eren, bunun işini sen bitir." Atakan son hamleyi yapmayı sevmezdi. Anıl'ı bir anda değil, acıdan inleye inleye öldürtecekti. Eren, Atakan'dan aldığı emirle kovada bulunan sülfürik asidi Anıl'ın vücuduna yavaşça dökmeye başladı. Vücuduna temas eden her damlada acı acı inliyordu Anıl. Atakan, Eren'le Anıl'ı baş başa bırakıp okula gitmek için yol aldı.
🍃🍃🍃🍃Okula gelen Atakan ilk önce kendi odasına çıktı ve Erva'nın olduğu sınıfa yöneldi. Sınıfa geldiğinde Erva'yı göremedi.Arkadaşlarına sormak için Buket ile Buse 'nin yanına gitti.
"Kızlar Erva' yı gördünüz mü?"
"Neden sordunuz?" dedi ikiside hep bir ağızdan. Atakan çabuk sinirlenen bir adamdı.
"Soruma soruyla yanıt verme! Erva nerede?" kızlar Atakan'ın kükremesinden korktular ve kekeleyerek konuştular.
"E... Erva, e... Eve g... Gitti."
"Neyse tamam." deyip odasına çıktı. Derin düşüncelerle boğuşuyordu genç adam. Acaba Erva 'ya ve yahut başka kızlara neler yapmıştı bu Anıl denen herif. Anıl' ı ortadan yok etmesi kızlar için gerçekten iyi olmuştu.Dosyalarla uğraşırken akşam olduğunu fark etmemişti genç adam. Okul dağılmış, sadece temizlik görevlileri vardı. Onlarda çıkmak üzereydiler.
🍃🍃🍃🍃
"Ne diyorsun Buse kızım?"
"Doğruyu söylüyorum Elif teyzecim.Erva bugün bizimle değildi. Yani çıkışta yoktu."
"Nerede o zaman Erva'm. Gidebileceği yerlere bakın." ağlamaklı çıkıyordu kadının sesi. Kızı için gerçekten çok telaşlanmıştı. Nereye gitmiş olabilirdi ki ilk göz ağrısı? İlk başta kimse telaşlanmasın diye kimseye söylemeyecekti. Aslında Elif hanım kızının nereye gittiğini tahmin edebiliyordu. Ama bunu sadece kendisi ve kızı biliyordu. Elif hanım, Kemal beyi Buse' lerin yanında bırakmıştı. Kızı ne zaman kendini kötü hissetse her zaman oraya gidiyordu.Bu yüzden de Elif hanım durumu Kemal Bey'e çaktırmamak için hep bir bahane uyduruyordu. Çünkü Erva, babasının kendisini bu hallerde görmesini istemiyordu. Biricik kızını bu hallerde görmeye dayanamazdı. Zaten kalp hastasıdı babası. Onu böyle görürse daha kötü olurdu. Çok seviyordu babasını. Onu bu durumlara sokmamak için çabalıyordu. Elif hanım kızının olduğu yere geldi. Kızının her zaman gittiği yere mahallenin 4 sokak arkasındaki camiye gitmişti. Elif hanım içeri girdi. Kızını o halde görünce gözündeki yaşlar istemsizce yere süzüldü. Kızı sessizce oturmuş ağlıyordu. Ellerini semaya kaldırmış, dudaklarından sessizce kelimeler çıkıyordu ve ağlıyordu. Kızının yanına yavaşça oturdu. Bir süre kızına baktı. Ardından kelam etti.
"Erva'm, kızım." Erva annesine döndü ve sıkıca sarıldı. Bir süre öyle kaldılar ve ardından Erva geri çekilip konuştu.
"Korkuyorum annem." dedi boğuk ve üzgün çıkan ses tonuyla.
"Anlatmak ister misin bitanem?" Erva ilk önce yaşlı ve ağlamaktan kıpkırmızı olmuş gözleriyle annesinin gözlerine baktı, daha sonra da kafasını iki yana salladı.
"Peki güzel kızım. Kendini iyi hissettiğinde konuşuruz." dedi ve kızına sıkıca sarıldı. Erva annesine anlatmadığı için biraz pişmanlık duyuyordu. Ama anlatmayacaktı. Ortalığın karışmasını istemiyordu. En önemlisi de bu konunun babasının kulağına gidip, babasının üzüleceğinden emin olduğu için anlatmak istemiyordu. Ayağa kalktı genç kız. Bunu gören Elif hanım da ayağa kalktı. Erva, annesinin ellerini tuttu ve konuşmaya çalıştı tok çıkan sesiyle.
"Annem..." dedi ve işaret parmağını hafif yukarı kaldırdı.
"Annem, bu konuyu hiç açmasak. Bu konu Rab'bimle benim aramda kalsın.Senin ve babamın açısından böylesi daha iyi olacak." dedi ve birlikte çıkıp eve doğru gittiler.🍃🍃🍃🍃
Gözüne vuran günün ilk ışıklarıyla gözünü araladı genç adam. Gözlerini ovuşturup yatağında doğruldu ve komodinin üzerinde bulunan telefonunu eline alıp saate baktı. Bugün erkenden toplantısı vardı. Daha sonra da okula geçecekti. Okul demişken aklına dünkü olay gelmişti. Erva'yı da o üzgün haliyle bırakmıştı.
Tüm işlerini halledip arabasına bindi ve şirkete gitti. Toplantı başlamıştı. Trafik yoğunluğundan dolayı geç kalmıştı. Hemen toplantı odasına girdi.
⏺️⏺️⏺️
"Dediğimiz gibi Atakan Bey 1. 5 ay sonra bizimle Londra'ya gelmelisiniz. Hem bu şirketin yükselişi açısından hem de sizin açınızdan güzel olabilir.Biz bu teklifimizin cevabını sizden sabırsızlıkta bekliyor olacağız." genç adam hiçbir tepki vermeyerek konuşmuştu. Toplantının ortasında Eren 'den gelen mesajla üzerine tedirginlik oturmuştu.
" Ben teklifinizi düşüneceğim." dedi ve kendi odasına çıkıp Eren' i aradı.
" Noldu Eren? Anlat nedir önemli olan konu? "
" Atakan bak kardeşim, söyleyeceğim ama telaş yapmayacaksın tamam mı?"
"tamam söyle!"
"Ama telaş yok!"
"Eren, sana söyle dedim." dişlerini sıkarak konuşmuştu.
"Annen..."
"evet?"
"Anneni vurmuşlar daha sonra da hastaneye kaldırmışlar.Durumu çok ciddiymiş."
"E... Eren, S... Sen ne diyorsun? Ne demek anneni vurmuşlar, durumu ciddiymiş? Şaka mı yapıyorsun?"
"Hayır..."
"Bana konum at g... Geliyorum." boğuk ve tok çıkmıştı genç adamın sesi. Gözünden tek damla yaş süzülüp yerle buluştu. Uzun süredir ağladığını fark etti o an. Telefonu kapatıp arabaya bindi. Gözündeki yaşlar istemsizce akıyordu. Çok seviyordu annesini. Hemde tarif edemeyecek kadar çok. Gözlerindeki yaşlar akıp kalbine haps olurken 'Annem!' kelimesi de firar etti ağzından.Hastaneye vardığında içindeki hisler yiyip bitiriyordu ruhunu. Kötü bir şey olmuştu ya da olacaktı. Bunu iliklerine kadar hissedebiliyordu. Hızla indi arabasından ve koşar adımlarla hastanenin içine girdi. Gözleri Eren' i ararken tam karşısında gördü onu ve yanına vardı.
"Eren, annem! Annem neredee?"
"..." sustu Eren. Konuşmadı, konuşamadı. Ağzını açsa kıyamet kopacak, açmasa kendini yiyip bitirecekti.
"Eren sana diyorum Annem nerede?" Eren lafı dolaylamadan pat diye dökülüverdi o sözcükler dudaklarından.
"A... Annen, vefat e... Etmiş." zorla söylemişti bu cümleyi. Kelimeler boğazında yumru gibi kalmıştı. Ne yapacağını bilemedi.
"Ne!" dedi genç adam. Duyduğu cümlelerle olduğu yerde diz çöktü. Bayılma noktasına kadar gelmişti durumu. Neye uğradığını şaşırdı genç adam. Soğukluk hissediyordu yüreğinde.
"Hayır, hayır. Annem ölmüş olamaz. Eren yalan söylüyorsun. Ne demek annen öldü?" kendide inanmak istiyordu bu söylediği cümlelere. Eren çaresiz gözlerle sadık dostuna baktı. Ne diyeceğini bilmiyordu. Ne diyeceğini düşünürken sadık dostunun bayılmadan önceki son bağırışı duydu.
" Annem! Sana bunu kim yaptıysa ona ölümlerden ölüm beğendirticem." bu cümleleri duyar duymaz tekrar dostuna baktı. Yere yığılmıştı yaşadığı şokla. Eren, arkadaşının yanına eğildi ve doktorlar geldi o sırada. Doktorlar Atakan'ı sedyeye koyup götürdüler. Eren ise bundan sonrasının Atakan için hiç iyi olmayacağını biliyordu. Hayatına enerji ve motivasyon katan annesini kaybetmişti. Atakan artık eski Atakan olmayacaktı. Daha korkunç ve acımasız bir adam olacağını adı gibi biliyordu. Çünkü babasının vefatından sonra da acımasız ve korkunç bir adam olmuştu. Ama annesi sayesinde hayata azıcık da olsa pozitif bakmaya çalışmıştı. Ama şimdi o da yoktu. Abisiyle kalmıştı şu fani dünyada. Eren buna kendi inanmasada Atakan'ın bu hallerinden dostu bile olsa korkuyordu.Sizce Atakan bundan sonra nasıl birine dönüşecek?
Erva'nın hayatında ne gibi olumsuzluklar yaşanacak?
yazım yanlışlarım varsa affolaKeyifli okumalar...
🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kum Tanesi
RomanceAllah der ki kimi benden çok seversen onu senden alırım. Ve ekler onsuz yaşayamam deme seni onsuz da yaşatırım. Ve mevsimler geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur, sabrın taşar, canından çok saydığın yar bile bir gün el olur. Aklın şaşar, dostu...