Atakan'dan...
Sabah uyandığımda kollarımın aşırı bir şekilde ağrıdığını fark ettim.Zar zor olsa da yataktan kalkabilmiştim. Dünkü herifleri dövmekten kollarım bitap düşmüştü. Onlara bu yaptıklarım az bile gelmişti. Saate baktığımda 7'di.Bugün ilk olarak o heriflerin yanına uğrayıp şirkete geçecektim. Daha fazla vakit kaybetmeden giyinme odama gidip her zamanki gibi beyaz gömlek ve ceket kombinimi yapıp arabaya bindim. Kahvaltı yapmayı seviyordum ama nedense son günlerde canım istemiyordu. Sadık dostum ve sağ kolun olan Eren'i aradım.
"Eren ben geliyorum. Herifler ne durumdalar?"
"Dün akşamdan beri baygın yatıyorlar reis.Çıt yok."
"tamam bırak. Ben geldiğimde akıcı bir şekilde konuşacaklar zaten."
"Reis bir şey soracağım ama kızma. Sen bunları neden dövüyorsun? Bunlar işimize yaramayacak."
"Salmadıysam vardır bir bildiğim. Neyse ben kapatıyorum gelince halledeceğim." dedim ve telefonu kapattım.
🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃"Söyle lan diğer resimler nerede?" çantada bulunan resimleri yüzlerine vurup diğerlerinin hesabını soruyordum.
"B... Biz vallahi bilmiyoruz. Patron hepsini koyduğunu söyledi. Biz de hiç içine bakıp açmadık." dedikleri ile sinirlerim acayip gerildi. Heriflerin başını yanlarında bulunan, altında kızgın tüp üstünde bulunan, pofur pofur kaynayan suyun içine soktum. Kafalarını elimle kavradım ve sudan çıkardım. Yüzleri kızarmıştı.Az daha bekletseydim derileri tahriş olacaktı.
"Şimdi bana doğru söyleyin resimler nerede?" sesleri titrek bir şekilde ve zar zor yutkunup konuştular.
"Tamam anlatıyoruz. Ama çek şu kaynak suyu yüzümüzden. Reis yalvarırım çek."
"Çekin şu suları."
"Bak biz resimlerin tümünü sana getiriyorduk. Yolda gelirken patron aradı ve belirlediği resimleri yakıp yok etmemizi istedi. Bizde yok ettik. İnan resimlerde ne olduğunu bilmiyoruz. Karanlıktı resimler."
"Tamam kes!" dedim ve deponun kapısında bekleyen Eren'in yanına gittim.
"Gerisini siz halledin. Ben çıkıyorum."
"Noldu reis? Söylediler mi? Reis bana bu resimlerin neden bu kadar önemli olduğunu hala söylemedin?" yüzümdeki çene kaslarım sinirden gerilmişti.
"Eren! Sana anlatacağım diye söz verdiğimi hatırlamıyorum." ellerimi sinirle yumruk yaptım. Arabamın yanına yürüdüm. Binip kontağı çevirip arabayı çalıştırdım ve gaza yüklenip şirkete doğru yol aldım.
🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃"Esra bana öğle vakti 2 saatlik boşluk ayır. Amcamın yanına gideceğim."
"Tamam Atakan bey." dosyalarımı ve bilgisayarımdaki işlerimi halledince amcamın yanına gitmek için arabaya bindim. Acil olarak amcamın müdürlüğünü yaptığım okula gitmem gerekiyordu. En azından amcam acil olduğunu söylemişti. Amcamın söylediği bazı şeyleri dikkate almazdım. Fakat bu söyleyeceği şeyleri gerçekten çok merak etmiştim.Yarım saatlik yolculuğumun ardından nihayet okula gelmiştim. Dışarıda kimse yoktu. Sanırım amcam odasındaydı. Okul merdivenlerini çıkıp amcamın odasına geldim.
"Amca..."
"Ooo Atakan hoşgeldin."
"Hoşbulduk amca. Acil çağırdın. Noldu?"
"Gel otur şöyle" amcam sandalyeyi gösterdiğinde oturdum.
"Bak Atakan, emekliliğime 2 gün kaldı. Malum okuluda güvenilir birine bırakmam lazım. Atakan bu okulu sana emanet etmek istiyorum." amcamın söylediği cümlelerle şaşkına döndüm.
"Amca, bak seni severim, sayarım. Ama bu çok fazla. Benden bunu isteme."
"Bak Atakan, seni ve abini babanın vefatından sonra ben büyüttüm sayılır. Sana güvenim tam oğlum. Sen bunu yapabilirsin. Abinle de kavgalı olduğunu biliyorum. Bunun için bu işi sana teklif ettim. Çok fazla durmayacaksın. 1 ay sonra yeni müdür gelecek. Sadece 1 aylık bir süreç geçireceksin. Ben sana gerekli detayları, yapman gereken şeyleri amlatacağım. "
" Amca ben bu işlerle uğraşamayacak kadar meşgulüm. Koca okulun... "sözümü bitirmeden amcam konuşmaya başladı.
"Sen yaparsın, ben buna inanıyorum." dedi ve odadan çıktı. Ben şimdi bu okulun müdürü mü olacaktım? Koskoca Atakan Özdemir okul müdürlüğü mü yapacaktı? 1 ayın çok sıkıcı geçeceği emindi.
🍃🍃🍃🍃🍃🍃
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kum Tanesi
RomanceAllah der ki kimi benden çok seversen onu senden alırım. Ve ekler onsuz yaşayamam deme seni onsuz da yaşatırım. Ve mevsimler geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur, sabrın taşar, canından çok saydığın yar bile bir gün el olur. Aklın şaşar, dostu...