4. Bölüm

643 35 2
                                    

Son surat sürülen arabada ne yapacağını bilmeyen bir gou vardı. Bu adam kafasını bir tek şeye takmış. Oda Milenanın yanlna gitmek. Çok fazla özlemişti onu. İçindeki hissler sadece, (onu) istediğini söylüyordu. Bulanıklaşan gözlerini açmak istese de sarhoş haliyle başı dönüyordu. Tellefonu açıp kim olduğuna bakmadan aramaya başladı.

"Alo!"

"Buyrun efendim."

"Fende..? Heh he he yine sen! Koskoca hayatımda bir tek sen ve o var! Koskoca Kim Gou'nun hayatında iki kişiden başka hiç bir bok yok!"

"Lütfen konuşun. Ne oldu?"

"Hiiiiiiç....! Ne olabilir ki? Sadece bir kaç kez karşılaştığım kızı hiç istemiyorum ki ben? Onu düşünmekte üzmüyor beni?! Hayatımda zaten müthiş! Yahuu başım ağramıyor hiç daha ne diyeyim!"

"Milena hanımdan mı bahs ediyorsunuz?"

"Yooo babaannemden"

"Sizin babaanneniz yok efendim."

"Harbi mi?"

"Siz doğmadan önce ölmüştüler ya?!"

"HADİ BE! TRAJEDİ HAYATA BAK LAN!"

Uzun kahkahalarından sonra Gou ağlamaya başladı.

"Ne yapmalıyım? Ne, bana gelmesi için ne yapayım haa?! Adresi elimde! Şu an yanına gide bilirim ama... Ne sıfatla? Ne hakla? Ne yapıcağımı bilmiyorum ben Fende!"

"Aslında çok basit. Onu gerçekten sevdiğinizden eminseniz, mutlaka arkasından gitmelisiniz. Yoksa bu sizin en büyük pişmanlığınıza dönecek."

"Arkasından gitmek mi?"

"Evet. Milena hanım Fransa'ya gidiyor."

"Fransa da ne halt yiyecekmiş ki?"

"Üniversitesinin son yılı. Bu yüzden orada okuyacak. Ve Fransadakı şirketin başında çalışıcak."

"Ne demek lan bu?!"

"Uzun bir müddet orada olucağı demek."

"İyi ozaman bende Fransa giderim. Oradan bakarım işlere."

"Efendim yeni ihalenin sözleşmesine imza atarken bunu nazara almıştım bende."

"Ne diyorsun be?"

"İhale bitene kadar yurt dışına acil olmadığı sürece çıkılamaz. Yani buda 2 yıl eder."

Bu sözler onu gittikçe daha çok kızdırmışdı. Şu an büyük ihale ki, ülke için önemli bir ihale, Gou'nu Milena'dan uzaklaştırıyor. Kafasını direksiyona vuran Gou bağırmaya başlamıştı artık.

"Ne yapayım ozaman öleyim mi?!"

"Ne ölmesi efendim! Asla! Sadece onu ikna edin yeter!"

"Ne zaman gidiyor?"

"Yarın sabah."

Telefonu kapattığı gibi arabada bulduğu her yere tekme atan Gou kemerden kurtulup, dışarı çıktı. Koşarak büyük kapısı olan bir mini villanın önüne geldi.

Kapıya tekmeler atarak açamayınca, tırmanarak çıkıp bahçeye girdi. Eve doğru koştuğunda hiç kimsenin olmadığını görüp, bahçenin arkasına gitti.

"MİLENA!"

Bir ses gelmiyordu..

"MİLENA!"

Yine sessizlik... sadece buraya yakın olan denizin sesi vardı..

"Milena..., gitme be güzelim.."

Gözleri dolmuştu artık Gou'nun. Aklı sadece onun gitme ihtimlindeydi. Ne öncesi vardı ne de sonrası. Sadece gitme ihtimali..

"Ne işiniz var burda?"

Duyduğu sesle dona kalan Gou arkasına hızla döndü. Milena karşısında duruyordu. Milena karşısındaki bu adama sadece şaşkımlıkla bakıyordu. Buraya nasıl girdiğini biliyordu ama.

"Bu şekilde evime girme hakkənı kin verdi size? Benim evime gelmeden önce-"

Milenanın sözünü kesen, kendinin iki katı olan Gou'nun ona sarılan kollarıydı.

"Haddinizi aşıyorsunuz!"

"Seni seviyorum."

"Bırakın beni lütfen!"

"Seni seviyorum."

"Gou bey!"

"Seni seviyor."

Sessizlik çökmüştü. Gou öylece sarılıyordu Milena'ya. Milena en sonunda kocaman kollardan kurutulur.

"Ne istiyorsun?"

"Beni sevmeni?"

"Üzgünüm."

"Tamam haklısın fazla oldu. Bana aşık olmanı?"

"Ha bu çok az oldu?"

"Hemde baya.."

"Gou çık git burdan. Seni sevemem, aşıkta olamam. İlk baştan zaten senden pek hazz etmedim. Şimdide etmiyorum. Benimlü olup hayatını mahf etme. Benden daha iyileri mutlaka vardır."

"Haklısın mutlaka vardır. Ama beni gördüğüm sensin."

"Gou seninle olamam!"

"Bana sadece bir tek şans veremezmisin?!"

"Veremem!"

"Niye sevgilin mi var?!"

"Evet var! Şimdi çık git lütfen Gou!"

Kısa bir bölüm oldu üzgünüm.:(
Oy vermeyi unutmayın lütfen.^_^
Birde kitabımı nası buldunuz? Yorumlarda belirtin lütfün. İyisiyle kötüsüyle razıyım. ;)









Fransız Piskopat | ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin