10. Bölüm

345 20 1
                                    


Gou tarafından anlatılıyor.

Kim bilir?

Kim bilir mi?

Bu ne demek şimdi?

Nasıl yani bir şans mı var?

Yani ola bilir?

Sevebilir yani beni?

Dediği sadece kısacık kelime beni sanki sarsmışdı. Kocaman açtığım gözlerimle yüzün baktığında hoşuna gitmiş gibi memnun bir şekilde gülümsedi.

"Gerçekten mi?"

Anlamamış gibi baktı ve açıklama yapmamı bekledi.

"Yani.. Bana bir şans vericekmisin?"

Boş bakışlarına baktığımda cevap vermekte kararsız olduğunu anlaya bilmiştim. Ama bu önemli değil.

"Hadi bak bir şans vere bilirsin bana değil mi?"

Yüzü hâla kararsızdı. Onu iknâ edebilirdim. En çok istediği şeyle.

"Bana bir şans verirsen,.. ve eğer beni hâla ismezsen, evine döne bilirsin. Bırakıcağım seni.. "

Gözleri parlıyordu. Ama benim içime karanlık çökmüştü. Ya beni sevmeseydi? Beni bırakırsa nolucak?

"Gerçekten mi?"

Sorusunu öyle sevinç doluydu ki, yüzümü gülümsetmişti. Başımı iki yana olumlu bir şekilde salladım.

"Söz mü bak?"

"Söz.."

Hemen üstüme atlayıp bana sarıldı. İşte bu anda ölebilirim. Benim güzelim bana sarılmışmıydı?

"Hep böyle kala bilsek.."

Saçlarını okşarken dediğim bu sözler onu duraksatmıştı. Boynuma daha çok başını sokup daha sıkı sarıldı.

"Beni mutlu etmeye bak Kim Gou. Yoksa o sözünü tutmak zorunda kala bilirsin."

Sesi çok alçaktı. Beni tahrik etsede sadece anı yaşmaya kararlıydım. Onu uzaklaştırıp yüzüne baktım. Gözlerinin içine derin derin bakmak dünyayı durdurmaya değerdi.

***
"Ama lütfen... Nolur... Yalvarırım Gou.."

Saatlerdir beyefendiye yalvarmakla meşguldüm. Çünki dışarı çıkmak istiyorum dediğimde bana güzel bir küfrle cevap vermişti.

"Miniğim.. Hadi git odana güzelim maçı harab etme.."

Bir de güya beni sevicek bu odun. Odunun teki bu! Değil sevgi, merhamet ne bile bilmiyor bu adam!

"Ya sen sana alışmamı istemiyormusun..?.."

Çok yavaş söylemiştim bu sözleri. Mırıldanmıştım âdeta. Gözlerini iyice bana dikti.

"Tamam git giyin ama bensiz hiç bir yere gidemezsin."

Hayır ama! Benim o doktoru görmem lazım! Böyle gitmek bir fayda vermiyceği için doktor planı suya düştü.

"Ama ben yalnız istiyorum!"

Şımarıkça bağırdım. Hoşuna gitmemiş olucak ki başını arkaya attı. Çok geçmeden hızlıca belimden kavrayıp, beni kendine çekti. Sertçe bir yutkundum. Hemen başımı kalbinin üstüne koydu. Elleriyle beni haps etti kendine. Başını en sonda kaldırıp, dinime kadar geldi. Şu an kundaktaki bir bebekten farkım yoktu.

"Ya gidip giyinirsin şimdi çıkarız, ya da ben seninle güzelce kedicik ve babacık oynarım. Tamam mı miniğim?" Sesi öyle alçak bir tondaydı ki korku tamamen beni ele geçirmişti.

Fransız Piskopat | ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin