Gou belinden tutarak indirdi arabadan Milenayı. Güçlü yumruk darbeleriyle vurarken adamı, onun hiç umrunda bile değildi.
"Sakin ol! "
Açtığı yatak odasının kapısından içeri nasıl girdiğini bile anlayamadı. Bu sefer Milena saçlarına yapıştı adamın. Gücü yettiği kadar çekiştirdi onu. Gou'nun sabrı tükenmiyordu. Acıyla inlesede izin veriyordu ona.
"Tamam.. dur bi' "
Sonunda bileklerinden tutup onu geri çekti. Saçı başı bir birine giren Milena sinirle başını kaldırdı.
"Ne dur be! Hangi devirdeyiz biz? Kaçırmakda ne oluyor! Bana bak beni hemen burdan çıkarıyorsun!"
Gou yandaki aynaya uzanıp saçını düzenledi. Ve gelip Milenanın yanına oturdu.
"Milena'm.. Başka bir şey iste hemen yaparım."
Milena'm demişti ona. Kadının aklından sadece bu geçiyordu..
Sahiplenmişti onu.."Senden sadece beni bırakmanı istiyorum!"
Sinirlenmişti en sonunda. Burun kemerini sıktı adam ve gözlerinin içine baktı Milenasının.
"Asla olmaz!"
Ayağa kalktı Milena.
"Ne yapmak istiyorsun? Seni sevmeyen birini eve kapatınca sana aşık mı olucak? Ya da ne olucak? Bana mı dokunmak istiyorsun? Beni sana mecbur bırakmak mı fikrin? NE İSTİYORSUN NE?! SÖYLESENE!"
Sonunda bağırarak konuşuyordu Milena. Sulu göz bebekleri titriyordu adeta. Gou yumruğunu sıktı ve bu sefer onun gözleri doldu.
"Ben sadece..!"
"Sen sadece ne?"
Gou tüm gücüyle sıktı kendini. Dilinin ucundakini söylemeye cesaret edemiyordu.
"Ben sadece,.. sevdiğim kadından uzak kalamıyorum. Sana dokunucağım falan yok. Ben o kadar da çerefsiz biri değilim. Keşke beni yargıladığın kadar anlamakta isteyeydin.."
Gou odadan bir hışımla dışarı çıktı. Fende sinirli olduğunu gördü patronunun ve onunla birlikte terasa çıktı.
Terasta bir o yana dönen, bir bu yana dönen Gou, sinirle cama yumruk geçirdi. Eli kanamıştı. Fende hemen içeriden malzeme almays giderken odanın kapısından izleyen Milenayı görür Gou.
"Sen niye uzanmadın? Yorgunsun zaten onca yol geldin gir içeri uyu!"
Emirle dediği sözleri aldırmadı Milena. Odadan çıkıp terasa doğru yürüdü. Kesik eline baktı Gou'nun. 'Canı hiç mi yanmıyor?' diye düşündü. Sanki bir şey olmamış gibi anca gözlerine bakıyordu çünkü.
Fendenin getirdiklerini aldı elinden Milena. Koluyla çekiştirip, omuzlarından tutup oturtdu Gou'nu köşedeki kanepeye. Ne olduğunu anlamayan Gou sadece izliyordu. Önce pamuk çıkardı Milena. Kanı temizlerken kırık camlarıda temizledi elinden. O sırada çekti elini Gou.
"Tamam teşekkür ederim ben yaparım."
Geride ki elini tutup kendine çekti Milena.
"Ver şu elini."
Bu sefer dezenfekte edince canı yanmış gibi yapan Gou'ya baktı.
"Onca kesik ağrıtmadı da, bu mu ağrıttı Gou?"
Gou onun sert bakışlarında cevabını almış gibi yalandan inlemeyi kesti. Elini sargıladıkca konuşmaya başladı Milena.
"Özür dilerim. Ama kaçırılınca insanın ilk aklına gelen şey bu maalesef. Sana güvenmiyorum. Ama bu nefret ediyorumda demek değil."
Sargısı bitti Gou'nun ve ayağa kalktı Milena.
"Hadi şimdk bu çoçukca oyunu bitirelim. Ben evime döneyim ve daha sonra eğitimime. Söz seni arayacağım. Hatta sık sık buluşuruz. Kendine dikkat et. Geçmiş olsuuun"
Tamda arkadını dönüp giderken Gou'nun ses etmemesi garip gelsede çok düşünmeden evin kapısına doğru gittiğinde yandan gelen iki koruma onu kolundan tutup durdurdu.
"Ah.. Bakın, biz Gou beyle anlaştık ve ben şimdi-"
Arkadan gelen ayakkabı seslerinden sonra gelen ses Gou'ya aitti.
"Nereye küçüğüm?"
Adeta bir kedi yavrusu gibi sesi incelen Milena cevap verdi.
"Evime.."
Omuzları kalktı adamın.
"Zaten ordasın?"
Dakika boyunca ters bakan Gou ve adeta gözleri ile yalvaran Milenayı ayıran, Gou'nun bir anda verdiği emirdi.
"Milena hanımı odasına kadar ben eşlik ediceğim siz gide bilirsiniz."
Milenayı kolundan tuttuğu gibi ite kalka odasına soktu ve ardından kapıyı kilitledi.
"Üzgünüm sevgilim."
Kapıyı yumruklayan Milena çıldırmış şekilde bağırdı.
"BANA SEVGİLİM DEME!"
***
Evde çalışma odasında bir kaç işini hâll eden Gou Milena'nın bağırışma seslerini müzik gibi dinliyordu.Bütün gün işe gitmemişti ve sadece onun odasının tam yanında ki, odada oturmuş onu dinlerken işlerini yürütmüştü.
Fende içeri girdiğinde efendisinin gülen yüzünü görür.
"Mutlusunuz gibi görünüyor."
Elindeki bir kaç kağıtı masaya koyan Gou, arkasına yaslandı ve gülüşünü daha da belirgin edip gamzelerini göz önüne serdi.
"Hemde çok.."
Derin bir nefes aldı.
"Beni sevip sevmediyini anlamak istiyorum. Ama kafamı karıştırıyor. Gah, beni gördüğünde gözlerine bakıp 'tamam' diyorum, 'umut var' diyorum. Gah da beni şimdi ki gibi bi' güzel sövüyor ki; bu bana melodi gibi geliyor."
"Bence atalarımızın şu sözünü hatırlayalım. En büyük aşklar küfürle başlar.."
Adeta umutsuz bir vaka gibi gelmişdi Fende ona.
"Fende, çık hadi.."
Tamda başı ile onaylayıp ayrılıcakken elindeki kutuyu görüp durdu.
"Ah.. Efendim bu size bırakılmış."
"Bana mı? Kimden miş?"
"Bilmem ki, isimsiz."
"Ver bakalım."
*Medyadaki meziği yakın lütfen*
Kutuyu açtığı gibi bombayla karşılaşan Gou bir Fende ye bir de kutuya bakar.
00:20
00:19
00;18
Kutudaki notu alıp bir ayağıyla arkaslndaki pecereyi tekme vurup kırar ve evin arkasındaki koca bahçeye atar bombayı.
00:12
00:11
Odadan koşarak çıktığı gibi kilitli kapıyı acele ile açamayınca Fende ile tekmeleyip kırırak Milenayı uzandığı yerden kolundan tutup sürekleyip yere çöktürüp üzerine yatar.
00:00
.
.
.
.
.
Bölüm sonu.
Yorum yapıp oy vermeyi unutmayın lütfen🖤🖤🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fransız Piskopat | ✓
Chick-Lit✓ "Senden sadece beni bırakmanı istiyorum!" Sinirlenmişti en sonunda. Burun kemerini sıktı adam ve gözlerinin içine baktı Milena'sının. "Asla olmaz!" Ayağa kalktı Milena. "Ne yapmak istiyorsun? Seni sevmeyen birini eve kapatınca sana aşık mı olucak...