5. Bölüm

615 33 6
                                    

Gou evine dönmüş, yatağında uzandığı halde sadece tavanın desenlerini izliyordu. Aklında dönüp dolanan ise, sevgilisiydi. Kimdi bu kadının sevgilisi ha kimdi? Kimdi Gou'nu Milenasız bırakan?

Sabah saat sekizi bulmuştu. Bir gram bile uyuyamayan Gou telefonunu alıp arama yaptı.

"Milena'nın uçağı kalktımı?"

"Son 4 dakika kaldı efendim."

Telefomu kapatıp kenara koydu. Konuştuğu kişi hava limanında haber bekleyen Fende'di
Aynı mimmiksiz yüzüyle göz yaşlarını tutamıyordu.

1 yıl sonra

Milena okuluna alışmıştı çoktan. Kalbinde bir nebze olsun hala Gou vardı. Çünkü Gou ona ilk ilânı-aşk eden adamdı. Hem kararlı ve ciddi hemde, yakışıklı olması, bir yıl zarfında aşık olmasa da kalbinde bir yer tutturmuştu. Pişmandı evet. O gün onu kırmadan konuşa bilirdi.

Ama Fende ile telefonda konuşurken ki, haline çok kızmıştı. Evet Gou ile tekefonla konuşurken Milena'nın yanındaydı. Hemde telefon hoperlördeydi. Aklı almamıştı bir anda yanına nasıl geldiğini. Sonra kameradan evinin arka tarafında arabasında beklediğini görmüştü. Her şeye raömen bitmişti. Milena düşündüğüne göre eğer sevgilisi olduğunundediyse Gou onu çoktan unutmuştur.

Bir yıl boyunca acı ile bekledi onu unutur diye ama, olmadı unutamadı onu Gou. Sevgilisinin olup olmadığını titizlikle araştırdı, ve sonucunda hayatında bir kişinin olmadığınını öğrendi. Sevincini durduramaması gelecekte aklı almaz şeyler olucağının habercisiydi. Şimdi Gou'yu kim durdura bilirdi?

***

Sabah kalktığı gibi hazırlanan Milena acı kaahvesini alıp arabasına doğru koyuldu. Kırmızı jip'ine bindiği gibi doğru okula yol aldı.

"Amanın Star!"

Star köpeğinin adıydı. Daha çok küçücüktü köpeği hemen arabadan inip unuttuğu yemeğini önüne bırakıp koman sarılıp okula yol aldı. Okulun girişinde Mess Merinnet telaşlı şekilde telefonuyla uğraşıyordu. Milena yakınına gidip sormaya karar verdi.

"Mess Merinnet? Her şey yolunda mı?"

"Ah Milena. Öylede diye biliriz. Bende seni arıyorum sabahtan beri neden aşmıyorsun?"

Aklına Star'ın yemeğini verirken sehbanın üzerine koyduğu telefonu geldi.

"A.. hay aksi telefonum evde kaldı!"

"Her neyse gel benimle."

Müdürün odasına doğru yol aldılar. Bu arada durumu açıklamak adına Merinnet anlatmaya başladı.

"Bir az önce bir telefon aldım Kore'den. Bir iş adamı olduğunu ve aynı zamanda baban olduğunu söyledi. Ne olduğunu sorduğumda, 'Milena'nın kaydını hemen Kore'ye alın aile meselesi olduğu için gizli kalsın' dedi."

"Kaydımımı alıcakmış?"

"Evet. Bende fazla kurcalamadım doğrusu, ne zamana hall edeyim diye sordum. Oda ilk uçağın'ın bu akşam kalkıcağı için hemen hall edilmesi gerektiğini belirtti. Zaten 2 ayın kaldı ama biraz daha sabr etseydiler keşke."

"Bayan Merinet benim acilen babamla konuşmam lazım."

"Sorun şu ki telefonlara cevap vermiyor tatlım. Zil de çaldığına göre akşama kadar sabr et oraya vardığında öğreniceksin artık."

"Ama burayı nasıl bırakırım? Köpeğim, bavulum? Aah! Deliricem neler oluyor böyle?!"

***
Sabah kahvaltısını bitiren Gou hemen üstüne ceketini giyinip, yakışıklılığını artıran gözlüğünü takıp Porshe arabasına bindi. Bir yıl içinde yaptığı en güzel kahvaltıydı bu günki. Çünkü, masada oturup kahvaltı yapmıştı. Acı kahvesiz ve huzurla.

"Her şey hazır mı Fende?"

"Hazır efendim."

"O zaman Let's go!"

***

Hava limanında kendi boyu kadar elindeki bavulla, merak içini kemirirken, çıkışa doğru yöneldi Milena. Etrafına baktığında ne babası ne de bir korumaları vardı.

Saat sabahın sekizi ve ailesindem kimsecikler yoktu. Arkadan gelib ona sarılan Gou ile Milena'nın aklı havaya uçmuşdu.

"Gou?!"

Gou içinden 'Sonunda..' diye geçirdi.

"Aferin unutmamışsın adımı. Hoş ben unutulacak adam değilim ama yine de her neyse."

"Gou bir dakika! Burada ne işin var senin?"

"Baktım ki ölüyorum, dedim seni kaçırayım da ölmeden önce son arzum gerçek olsun."

"Saçmalamayı kesermisin?"

"Yeter ki iste!"

Milenanın elinden tuttuğu gibi arabasına doğru sürüklemeye başlar ama Milena zorlayarak ona ayak uydurmaz.

"Manyak herif bırak kolumu babam gelicek şimdi!"

"Baban? Aah Milena! Bu kadar saf mısın sen gerçekten? Bir günün içinde okulunu baban niye değişsin canım?"

"Ne? Sen mi yaptın?"

"Bu muhteşem fikri baban yapmış olamazdı zaten!"

"Gou bırak kolumu!"

"Buna da peki!"

Bu sefer küçücük bedenini kollarına alıp kaldıran Gou, Milenayı kollarında arabaya kadar taşır.

"Sen delisin!"

"Aferin! artık beni tanıyorsun sevgilim"

"SEVGİLİM Mİ?"

Oy vermeyi unutmayın^_^

Yorumlarda fikrinizi belirtirseniz çok sevinirim)








Fransız Piskopat | ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin