billie eilish-six feet under
Eğer bir kez, gerçekten sevdiysen ve sevdiğin kişi artık uzağındaysa, uzun bir süre kimseleri almak istemezsin hayatına. Ve hatta kendine sözler dahi verirsin,
"Hayatımın son anına kadar, ruhum yalnızca ona ait kalacak." diye.
Çünkü başka bir göğüsün sana onun kadar huzur veremeyeceğini bilirsin, başka bir kalbin onun kadar çok sana sahip çıkamayacağına inanırsın. Çünkü o senin ilklerini yaşadığındır.
O senin aşkın varlığına inanmanı sağlayan
ilk kalptir.
O senin zor zamanlarında sığındığın ilk limandır.
Ve o gittikten sonra aşka, sevgiye olan inançların da çekip gider ardından. Bu yüzden başkasının omzuna yaslanmak istemezsin.
Çünkü o senin,
son olmasını da dilediğin ilk heyecanın,
ilk aşkındır...Beni yokluğunla savaştırma, kaybederim.
Lisenin son sınıfındasınızdır, ve sınav stresi vardır üstünüzde. Olması gereken bu şekilde değil mi zaten? Hayatım boyunca olması gerektiği gibi yaşamadım. Afacan oğlanın tekiyimdir. Gelecek kaygısı elbette bende de var ama bunun için hiçbir uğraşım yok. Çevreme dönüp bakıyorum, yemek bile yemiyorlar. Lisenin ikinci senesindeyken, annem ve babamın zoruyla kütüphaneye yazılmıştım. Neymiş, ders çalışmıyormuşum, bilgisayar beni çok oyalıyormuş falan filan. Saçma bir bahaneydi ama neyse. O kadar para döktüler, bende eşek gibi gitmek zorunda kalıyordum. Ortamı bir görün, iğrenç. Kişiye özel masalar, her öğrencinin masasında yığılmış tonlarca ders çalışma kitapları. Kızların masalarını anlatmama gerek var mı? Masadan çok, eve benziyordu. Tüylü kalemlikler, şekilli kutular, kutuların içinde dudak balmları, farklı renklerde simli kalemler ve dahası. Utanmasalar yataklarınıda getirecekler. Benim masamda ise sadece tek tük test kitabı ve kurşun kalem. Silgim bile yoktur. İhtiyacım olduğu zamanlarda yanımda ki masadan alırdım.
O kütüphane ortamı o kadar kasvetli ki, düşündükçe yüzümü ekşitmemek için ne kadar çabalasam da bir işe yaramıyor. Öğrenciler, su içmek istediklerinde kronometrelerini durdurup, öyle su içiyorlardı.
Cidden, ben bunlarla yarışamam.
Hayatlarında ki tek düzen, ders çalışma düzenidir. Tamam, gelecek önemli ve bunun kaygısını yapıp sıkı çalışıyorlar. Şimdi öyle bir zamana gelmişiz ki, üniversite okuyunca da boşta kalıyoruz. İşte bu, öğrencilerin sorunu değil. Bu, tam olarak ülkenin suçu.
"Baekhyun, kalk artık şu yataktan. Arkadaşların gelmek üzereler." annem odama girerek üstüme örttüğüm ince iron man'li yatak örtümü çekiştirerek söyledi. Bu sabah arkadaşlarım bize kahvaltıya gelecekti ve umrumda değildi. Kızlar gibi mutlulukla yataktan kalkıp, yatağımı toplamadım. Evet, yataktan kalktım ve direk duşa attım kendimi. Dün akşam eve geldiğimde yorgun olduğum için banyo bile yapamamıştım. Annem ise beni banyoya tıkmak için elinden geleni yapmıştı, sonra pes ederek dizisini izlemeye geri dönmüştü. Dizisini izlerken arada bana çöp koktuğumu, gidip banyo yapmam gerektiğini söylemişti ama dediğim gibi, gerçekten kolumu kıpırdatacak gücüm yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güçlü Çocuklar Ağlamaz √chanbaek
Fanfic"Sen güçlüsün diyip sırtıma kocaman dağ devirdiler." •Sezon1• "Hani derler ya; Güçlü insan ağlar mı? Defalarca aynı yere vurursan, taş bile dayanmaz." •Sezon2• •chanbaek/friends/ •chanbaek'in ne demek olduğunu öğrendiğim zaman yazdığım bir fic, bol...