bu kalbe ne yaparsan yap yerin ebedi

1.4K 143 217
                                    

zayn-pillowtalk

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

zayn-pillowtalk

Deniz kabukları gibidir benim sevdam,
topladıkça toplayasın gelir. Biriktirmek istersin...
her birine farklı bir anlam yüklemek istersin.
Tıpkı aşk gibi.
Gözlerine yüklediğim tutku gibi. Sensizliğe hapsettiğim ıslak kirpiklerim gibi.
Sen yokken titreyen dudaklarım, seni sensiz yaşayan kalbim gibi.
Çıplak ayaklarım kumda batarken dalgalar artıyor.
Seni çağırıyor. Gel.
Bir gelsen bütün gelgitler duracak diyor.
Güneş doğacak seninle...
umutlar çiçek açacak ve yeşerecek tüm suskunluklar.
Bırakma beni sükutumda, gel de dilim varsın
denizlerin dalgasına..











Müdürün odasına koşar adımlarla gittiğimde kapısını tıklatmayı unutmuştum ve direk bodoslama içeri dalmıştım. Odaya girdiğim esnada takımdaki herkes müdürün başında dikilmişti ve numarayla yeni nick seçiyorlardı. Luhan ve Jongin aynı numaraları istediği için müdürün başını şişirmişlerdi ve müdür bana patlamıştı. Hem kapıyı tıklatmadan içeri girdiğim için hem de başı şiştiği için. Bonus olarak da geç geldiğim için yemiştim.

"Takımda ki numaran kaç olsun, Baekhyun?"

Odaya girdiğim zaman Jongdae saçlarımın karışmış olduğunu ve aynı zamanda dudaklarımın şişmiş olduğunu söyledi. Dağılmış saçlarımı ellerimle hızlı hızlı düzeltirken bana seslenen müdüre döndüm.

"04" dudaklarımı dişleyerek cevap verdim.

Göz ucuyla Jongdae'ye baktığımda halen daha gözlerini kısarak beni izliyordu. Neden şüpheli bakıyordu ki? Evet, bu bakışların anlamını çok iyi biliyordum, 'seninle sonra görüşeceğiz' bakışları.

Müdür kağıda not aldığında, "Formanın arkasında yazmasını istediğin herhangi bir nick var mı, yoksa kendi ismini mi kullanacaksın?"

"Kendi ismini kullanacak." Chanyeol kapıyı tıklatarak içeri girdi. Müdüre baktıktan sonra tekrardan gözleri beni buldu ve o sırada dağılmış saçlarını düzeltiyordu. Herkes kendi işiyle meşguldü ve şu an Jongdae'den başka kimse bizimle ilgilenmiyordu.

Jongdae bakışlarını üzerimden çekip Chanyeol'e çevirdi. "Neden kendi ismini kullanacakmış?"

"Çünkü ben öyle istiyorum." omuzlarını silkerek müdürün masasının yanındaki siyah deri koltukların tekine oturdu.

"Sen kim oluyorsun?" Jongdae alaycı bir ses tonuyla konuştu.

Chanyeol nasıl bir karşılık vercekti bilmiyorum ama kesinlikle yeni bir kavga kaldıramazdım, bu yüzden lafa girmenin doğru bir karar olduğunu düşünerek konuşacaktım fakat Luhan'ın cırtlak sesi benden önce harekete geçti.

Güçlü Çocuklar Ağlamaz √chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin