Okula geldiğinde yüzünde kırmızı bir izden çok fazlası vardı, gözün morarmıştı, dudağın da patlaktı ve ben o kadar korkmuştum ki, yüzüne dokunamadım bile. O güzelim tenin öyle yaralıydı ve sen canının yandığını o kadar çok dışa vuruyordun ki, gözlerim dolmuştu.
" ...Ne oldu? " dedim yavaşça, bana bakmıyordun, gözlerin yerdeydi.
" Çocuğun biriyle kavga ettim. "
" Kimle? " Sinirlenmiştim, her kimse o, gidip öldürecektim sanki.
" Boş ver. "
" Yoongi, lütfen. "
" Boş ver dedim. "
" Yoongi- "
" Siktiğimin şeyini sorup durma artık! " diye sinirle bağırdın bana, gözlerimin içine bakarak.
Kalbim çok gürültülü bir şekilde kırıldı ve belki de orada gerçekten ağlayabilirdim.
Gün boyunca çok bir şey sormadım, aksine daha da başka şeylerden konuşarak kafanı dağıtmaya çalıştım. Çok gülmedin, çok konuşmadın da. Gün boyunca genelde uyudun. Ben de seni izleyerek yumuşak saçlarını okşadım.
O an kendime çok sinirlendim. Çok nadirdin, çok kırılgandın ve ben seni korumak için içtiğim andı tutamamıştım.
Bana kızmıştın belki. Cidden yok olmamı dilemiştin, belki de yeniden küfür etmiştin bana içinden. Ben de saçlarını okşarken biraz ağladım, canım yandı. Keşke bana anlatsaydın Yoongi. Keşke bana neler olduğunu anlatsaydın.
Yemin ederim, seni korumak için kendimi bile feda ederdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hope || yoonseok, sope
Fanfiction" ben herkesi siyah görürüm yoongi. ama sana baktığımda kadife, tatlı ve asil bir kırmızı gördüm. " yanlış kararlar verilmiş ve yanlış biten, pişmanlıklarla dolu bir hikaye. ama eğer beğenmezsen, ben senin için yeni bir son da yazdım. ♫ billie eilis...