Bölüm: 1

268 45 241
                                    

*Kahve bahanesiydi gözlerinde asılı kalmamın, lakin gözlerinden ayrılmak için de hiç bahane aramadım.*

1 Her şey gençlik yıllarımda bir çember ipin arasından boynumu çıkartmamla başladı. O zamanlar içimde ki duyguların feryat figan intihar çığlıklarını, aklımı almayan olayların bilinç altımdaki sahneleriyle dolu. Aklımın erişemediği duyguları erken yaşta yaşamanın hüznüyle alınmış saçma sapan kararları her gün uygulamaya çalışıp bir şeylerin beni engellediğini hatırlıyorum. Zor şartlar ve görülmemesi gerekilen şeyleri erken yaşta görmüşseniz eğer yolumuz bir noktada kesişmiş demektir. Etrafımdaki iğrençleşmiş kişilere baktığımda midemde uyanan sıcaklık ve kusma isteği her defasında beni öldürecek gibi hissediyorum. Eğer yollarımız bir kez olsun kesişmiş ise söyleyeceklerimi anlamış olacaksınız. Sevgiden mahrum bırakılmış bir kaç insan, yüzleri okşanmadan geçen yıllar , aldatılışlar , istenmeyen çocuklar ve daha fazlası...

O gün çok farklı bir şey oldu. İp hali hazırda asılı, düşülecek noktanın boşluğu ve ardımdan okunmayacağını bildiğim halde güzel bir yere bırakılmış notlarım. Evde kimse yoktu. Ara sıra sırf canı sıkıldığı için yanımda bulunan arkadaşım kapıyı çalıp çalıp gidiyordu. Evet! Plan güzel işliyor, hiçbir eksiklik olmasın diye tekrar tekrar üzerinden geçiyordum. Eğer başarabilirsem kurtulabilirdim bu kahpe düzenden. - Bu düşüncelere nasıl erişebildim, nasıl böylesi aptal düşüncelere kapılabildim bilmiyorum. Belkide ergenlik psikolojisiydi. Kim bilir?  - Son kez notlarımı kontrol ettikten sonra öpecek ve yahut koklayacak bir anısı olan kazak bile bulamadım. Ellerimi Allah'a doğru kaldırdım ve son kez olsun yakardım.

"Ya canımı al, ya da hak ettiğim yaşamı sun bana!"

Sitemlerim pekte uzun sürmedi. Zaten aramızda oluşan bağların hassaslaştığını düşünüyordum. Hali hazırda bekleyen ipi boynumun etrafına oturttuktan sonra ipi sıkılaştırmıştım. Evet, muhtemelen ortalama altmış veya yetmiş saniyem kalmıştı kurtulmam için. Gözlerimi sım sıkı kapadım ve yataktan aşağı bıraktım kendimi. Yaklaşık yirmi , otuz saniye çırpınıverdikten sonra avizenin kafama düşmesiyle birlikte yere yığılmıştım. Bir can havliyle boynumdan ipi çıkarttım ve derin bir nefes aldım. Başaramamıştım... Üstelik elektriklerinde gitmesine neden olmuştum. - sonradan öğrendimki kaçak akım nedeniyle şalter atmış ama babamdan dayak yeme korkusuyla yatağın altından uzun bir süre çıkamamıştım.- Yerde bağdaş kurmuş ellerimle gözlerimden akan başarısızlık göz yaşlarını siliyordum ki hayatım boyunca aklımdan silinmeyecek bir olay yaşandı.

" Başaramadın anlaşılan. Zaten başarılı olmayacağını biliyordum. Peki başaramayacağını bildiğin halde denemek neden?"

O an şaşkınlık ve korkunun etkisiyle yatağın altına atılmış ve arada bir kafamı çıkartıp dışarı bakmaktan öteye gidememiştim. Daha önceleride kendi kendime konuşur, hayali olan arkadaşlar edinmiştim ama bu sefer gerçek bir insan sesi gibiydi. Tam kafamı yataktan çıkartmaya çalıştığım an o ses tekrar duyulmuştu.

" Korkma, etrafına da bakıp durma karşındayım, belki de gardropun yanında..."

Tüm vücudum istemsizce titriyordu. Tüm erkekliğim o an yok olmuş, kuyruğunu kıstırıp oturan bir köpek gibi kısık bir sesle cevap verebildim.

"Kimsin sen? Neredesin göremiyorum?"

"Belki ben senimdir yada sen bensindir ne dersin? Belki yatağın yanındayım belki de kafanın içinde... Korkma benden kimseye zarar gelmez. Çünkü ben aslında senim. Belki de arayıp bulamadığın cevaplarınım..."

Düşünecek pek mecalim yoktu. Anlaşılan oydu ki beynimden kalan üç beş hücreyide o ipin ucunda bırakmış olmamdı.

" Siktir lan." Demekten öteye gidemeyen ben, içime dolan korkunun yarattığı etkiyle bir hışım koşarak odadan çıkıp dış kapıya doğru koştum. Şansım yanımda olacak ki tam kapıya yöneldiğim an kapı açıldı ve ağabeyim içeri girdi. O an ağabeyime nasıl sarıldığımı ifade etmem mümkün değil. Hayatım boyunca hiç bu kadar samimi hissetmemiştim kendimi aileme. Sevgiden yoksun, şefkat duygusunu tatmayan insanların yaşadığı bu karamsar duyguları yaşamak pekte kolay sayılmazdı. O an yine şaşırmayacağım bir olay daha oldu ve ağabeyim iplenmeyen bir hareketler savurdu beni.

Şeker PrensHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin