Kıyı boyu kumların arasından deniz kabuklarını topluyor, canımızın istediği yerde de denize giriyorduk. Geçip gittiğimiz yollarda nice aşklar yaşanmış, aşk kırıntıları ise sahile uzanmış kalmış, çoğu aşkın kırıntılarından bile eser kalmamıştı. Kayalara yazılmış yüzlerce isimler okumuş, şarap ve bira şişelerinin sayılarını sayar olmuştum. Dimitra ile samimiyetimiz ilerlemiş, Semih ve Derin'in çöp çatanlığı başaralı bir şekilde ilerliyordu. Dimitra'ya ne kadar ısınmış olsam da aklımdan Beyza'nın beni yıllarca kandırmış olması ihtimali aklımın bir ucunda her zaman yerini alıyordu.Güya, güvenmek ne kadar kolaydı tanımadığın birisine?
Tekrar his besleyebilmek çok mu kolaydı?
Tanıyorum diyebildiğin birisinden ihanete uğrasan bile, sırf seni yeni tanımak isteyen birisine karşı ne kadar katı olunabilirdi?Tüm güzelliklerini o an görüyordum. Tüm yol boyu saçları ve gözlerinde takılı kalmıştım lakin kalbimin sızısı daha ileriye gitmememem için beni uyarıyordu. Her ilişki bir gün maziye karışıp gidecekken ne kadar sürebilirdi Dimitra- Deniz ilişkisi?
O sıralar Semih' in en yakınım olmasından hayli memnundum. Çünkü Semih olmasa belki de yer altına mahkum kalacaktım. Son bir sene içerisinde hayatlarımız alt üst olmasına rağmen muazzam da bir değişiklik yaşamıştık.
" Sanırsam şu kıvrımı da dönersek Adrasan'dayız. " Dedim haritaya baktıktan sonra.
" Bakalım dediğiniz kadar var mıymış Deniz Bey!" Dedi Derin.
" Merak etme Derin. Hiç görmemiş olsam bile güzel yerleri hissederim." Dedim.
Kayaların oluşturduğu burnu döner dönmez karşılaştığımız insan kalabalığı hepimizi şaşırtmıştı. Kıyıda ilerledikçe çadırının yanında tabure üzerine oturup marihuanalarını beyaz sigara çarşaflarına saranlar, sarım işlemini bitirmiş kumsalda uzanarak dumanı içine çekenler hatta işi iyice abartan alkol ile beraber tüketenler...
Çalıların arasından çıkan yarı çıplak kadınların yüzlerinde zevkin doruklarına ulaşmış tebessümleri, köşe başlarında aynasızları bekleyen elemanların adrenalin dolu bekleyişleri, müzik kutusundan son ses şarkı açıp deliler gibi dans eden kızlı erkekli grupların keyifleri, hayatı boyunca hep dışlanmış, kimsenin yanına bile yaklaşmadığı melankolik insanların kıyılarda tek başlarına şaraplarını içişi...
Yer bulma arayışı içerisinde insanların arasında sıyrılıp yürümeye devam ettik. Civardaki insanlar sanki tüm gün ve haftalar boyunca bizleri bekliyormuş gibi " Hoş geldiniz, bol şans! " cümleleriyle gelişimizi karşıladı.
İnsanlardan sıyrılıp ağaç diplerinde yer bulduktan sonra Semih ile göz göze geldik;
" Semih sence burası cennet mi? Yoksa itilmişliğin ötesİ araf mı? "
Semih kararsızlığın içinden sıyrılarak cevap verdi;
" Hiçbir fikrim yok ama yaşayıp göreceğiz. Hahah. " Anlamsız kahkahaları Derini biraz rahatsız etmişti.
" Hadi kuralım çadırlarımızı. " dedi Derin.
" Sakin ol güzellik espiri yapıyorduk sadece. " Dedim.
Çadırlarımızı kurduktan sonra Dimitra'nın ellerinden tutarak denize doğru çektim ve hiç inat etmeden bedenini benimkiyle birlikte denize salıverdi. Bir kaç metre kadar yüzdükten sonra Dimitra'nın denizin içinden çıkan saç renk tonu güneşin ışıklarıyla beraber iyice çekici olmuştu. Hızlı kulaçlarla yanına doğru yüzdüm. Durumu fark edince aramızda oluşan ufak kaç kovala oyunu başlamış oldu. Yakalamam zorda olsa ( Bilerek yavaş yüzmüşte olabilir) kollarından yakalamamla birlikte bedenine sarılıverdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeker Prens
RomanceHer şey gençlik yıllarımda bir çember ipin arasından boynumu çıkartmamla başladı. O zamanlar içimde ki duyguların feryat figan intihar çığlıklarını, aklımı almayan olayların bilinç altımdaki sahneleriyle dolu. Aklımın erişemediği duyguları erken yaş...