Bölüm 13

295 35 46
                                    

Yazım yanlışları varsa kusura bakmayın, İyi okumalar...

















Sağ yanağıma yediğim yumrukla yere düşerken burnumdan sızan sıcak kan başımı döndürmüştü.

İkinci raundun sonunu belli eden zil sesi , ringin dışında bekleyen Chanyeol'ün koşarak yanıma gelmesiyle son bulmuştu. Kendimi Chanyeol'e bıraktım.
Zar zor ayağa kalktığım da yüzümden vücuduma süzülen kan daha maçın başında ki durumumu belli ediyordu.

Kai Chanyeol'e yardım etmek için kolumu tutup beni köşemize götürdüler.
Kris havluyla yüzümü silmeye başladı. Küçük bir pamuk parçasını burnumun kanaması için oraya tıkarken, eline aldığı kremi kaşımın kenarında ki yaraya sürüp başka yerimde bişey var mı diye kontrol ediyordu.



Endişesini profesyonel bir şekilde saklarken ona bir kez daha hayran olmuştum. Chanyeol su içmem için şişeyi uzatıp bakışlarını Kris'e çevirdi.
O Kris gibi değildi, her şey yüzünden okunuyordu.

'Yixing bırakman gerek daha fazla böyle devam edemezsin' Kris bana doğru eğilerek sessizce söylediği şeyleri seyircilerin gürültüsünden zor anlamıştım.

'Yapabilirim ' dedim ağzımda ki dişliklerden sesim boğuk çıkmıştı.

Seyircilerin maç başladığından beri çıldırmış gibi savurdukları hakaretleri önemsememek için çok iyi rol yapıyordum.

'Soo man ' dedim nefes nefes kaldığım için


sözüm yarıda kesilmişti, başımı seyircilerin tarafına çevirip bakışlarım onu aradım.

'Gelmedi değil mi ?' Soruyu Kris'e değil kendime soruyordum.

Soo Man'ı ararken yine o siyah saçlar dikkatlimi çekmişti.

Yaşadığım dejavu yüreğimi sızlatırken, acıyla yutkundum. Junmyeon'un endişeli bakışları benimle buluştuğun da olumsuz anlamda kafamı salladım.
Onun için değil kendim için bu maçı kazanmalıydım. 

Yerimden kalkarken, ringin içini aydınlatan ışıklar gözümü acıtmaya başlamıştı. Yeni başlayan bu maç çoktan sonuçlanmıştı ama direnmeye değerdi.


Bakışlarım ringin dışına çevirip bir umut Soo Man'ın burada olmasını beni desteklemesini istedim.

O beni hiç yanlız bırakmazdı ki.
Aramız da geçen konuşmaları hatırladıkça kulaklarım çınlıyordu.

Çalan zil Soo Man'ın bağışlarını hatırlatıyordu.

Ellerimi kulaklarıma götürüp kapattım. Seslerin kesilmesini bekledim.

'Bu da ne demek oluyor Yixing ? Bunu senden hiç beklemezdim' Soo Man'ın sesi kulaklarım da yankılanırken gözlerimi açıp etrafıma baktım.

Gözüme yediğim yumruk beni geriye


savunurken ringin halatlarına çarpıp yere düşmüştüm.

'Açıklamama izin vermelisin, sadece beni dinlemeni istiyorum' Soo Man beni dinlememişti.

Ayağa kalkıp tekrar rakibimin karşısına geçtim. Keyifle güldüğün de maçı kazanacağına dair güvenini burdan hissedebiliyordum.

' Sana kızma nedenim sevgilinin olması değil, yaptığın işin böyle edepsiz bir şekilde dile gelmesi, utanç verici ' Soo Man'ın söyledikleri aklıma geldikçe yediğim yumruklar canımı yakıyordu.

İtiraz etmek için Soo Man'a döndüğüm de attığı tokat, yediğim hiç bir yumruk kadar


canımı yakmamıştı. Bakışlarım her şeyi anlatıyordu ama o anlamak istememişti. Bana bakışını asla unutamıyordum.

Boksör Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin