Bölüm 15

372 41 60
                                    


Yazım yanlışları varsa kusura bakmayın, İyi okumalar...










Bay Junmyeon'u beklerken dinlenmek için duvarın dibindeki koltuğa oturdum.
Yorgunluk anın da tüm vücudumu ele geçirmişti.

Derin bir nefes aldım, kafamı geriye atıp bir süre tavanı izledim.
Junmyeon senelerdir Yixing'i izliyordu ama şu an Yixing onun yüzünden bu haldeydi.

İçimde tutuğum gülüşümü biri duymuş gibi etrafıma baktım. Tanrım sonunda delirmiştim.

Şu an bu durumda olmamamız gerekirdi.
Yan tarafımdan gelen adım sesiyle düşüncelerim bölünmüştü, bakışlarımı oraya yönlendirdim.
Kris elinde ki iki bardakla buraya yaklaşıyordu.


Ayaklanıp kapanın önüne geçtim, ellerimi önüm de birleştirip işim gereği olan korumalığa büründüm.

Kris beni fark ettiğin de alaylı gülüşü yüzünde belirmişti.

'Bende bu köpecik neden burda diyordum meğer sahibi ipini buraya bağlamış' yüzünde ki mimikler sinirlerimi harekete geçiriyordu.

'Çekil 'dedi tam önümde durup, ciddileşirken.

'İçeri dolu ' karşılık verirken elimi göğsüne yerleştirip benden uzun adamı kendimden uzaklaştırdım.

'Kris ' dedim ilk defa ismiyle seslendiğimi fark etmiş olacak ki kaşlarını çattı.
' Neden biraz sakin olmayı denemiyorsun '


cümlemi tamamlarken tek kaşımı kaldırıp
cevap vermesini bekledim. Bu kadar yakınken dikkatle yüzünü inceliyordum.

Sert bir şekilde yutkunup az önce kalktığım koltuğa oturdu.

'Tam bir baş belasısınız ' hala elinde tuttuğu bardakları sert bir şekilde sehpaya bıraktı ve bakışlarını bana çevirdi.

'Patronun içerde değil mi ?' benimle konuşma zorunluluğu hissettiği belliydi, başımı olumlu anlamda salladım. Yan tarafında ki boş yere yerleştiğim de hala sert bakışlarımı üzerimde hissediyordum.

Uzun bir süre sessiz bir şekilde oturduk. Uyuduğunu sanıp ona bakmak için döndüğüm de burnumun dibine kadar


soktuğu kahve bardağıyla karşılaşmıştım.
Ben soğumuş olan kahveyle bakışırken konuştu.

'O kadar para verdim çöpe gitmesin' umursamaz bir şekilde başka yere bakarken söylemişti.

'Benden özür mü dilemeye çalışıyorsan ' dedim kibarca sorduğum da bakışları hızla bana döndü.

Sahte bir şekilde öksürüp boğazını temizledi. Sık sık yutkunduğu için utandığını anladım, fazla üstüne gitmeye gerek yoktu. Çoğu insanla böyle şeyler yaşardım ama ilk defa biri yaptıkları için benden özür diliyordu.

Aslında Kris'e yaptıklarını için kızamazdım ilk biz bunu başlatmıştık. Haksızda sayılmazdı.


'Şey bunu sana yaptığım şeyler için işte özür
şeyi olarak kabul et' konuşurken zorlandığının farkındaydım ve bu beni eğlendiriyordu. Hala bardağı burnumun dibinde tutarken almam için iteledi.

Dudaklarımı dişleyip bardağı elinden alıp tekrar sehpaya bıraktım.

'Sorun değil Kris , bu senin suçun değildi ' onu rahatlatmak için bacağını patpatladım ama eli bacağının üstünde olduğu için eline dokunmuştum.

Bakışlarım ellerimize kayarken, geri çekmeye çalıştım ama çekememiştim.

Uzun parmakları elimi kavrarken kaşlarımı çatıp bakışlarımı bu sefer yüzüne kaldırdım.



Boksör Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin