Bölüm salmanın vakti gelmişti artık 5 ay olmuş !!?!?!
Yaklaşık iki haftadır bunu yazmaya çalışıyorum yazmadığım için bayaa paslanmışım bu bölümde çok zorlandım içime sinmediği için sürekli sildim :')
.Yazım yanlışları varsa kusura bakmayın, İyi okumalar...
.
.
.
'Benim için hep bir abi gibiydin Kris dediklerin de haklıydın özür dilerim ve teşekkür ederim' omuzlarım sarsılırken ağlamam artmıştı.'Şşş şimdi bunları düşünme tamam mı ?' beni tekrar kendine çekip sarılırken yanımda oldukları için Tanrı'ya tekrar şükretmiştim.
.
.
.Kris'in sinirle odadan çıkışının üzerinden saatler geçmişti. Onu durduramadım bilmiyorum belkide durdurmak istemedim.
Güneş ışığını kaybederken karanlığın
çökmesiyle bu koca ev ölüm sessizliğini hala koruyordu.
Aşağıda neler olduğunu bilmek istemiyordum. Hala bu evde neden kaldığımızı düşündüm. Düşüncelerimin arasında çalan kapıya aldırmadan gelen kişiyi görmemek için pencereye iyice yaklaştım.Yağan yağmur pencerenin canıma sertçe çarperken, Junmyeon'u kabul ettiğim günü hatırlattı bana.
Boğazımda ki yumruyu yutmaya çalıştım sakince, ne zaman olursa olsun yağan yağmur onu hatırlatacaktı bana...Ve soğuğu sevmeyen ben belki zamanla ondan nefret edecektim.
Günler öncesine kadar onu kabullenmişken, lanet gerçekler bir kez daha onun gerçekliğini yüzüme vurmuştu. O sadece kendi karanlıkdünyasına beni çekmekle kalmıyor benim siyahi hayatımı iyice karartıyordu.
Kyungsoo kibar sesiyle beni yemeğe davet ederken, anılar isyan edercesine kapılarını kapattı ,tuvalet dışında çıkmadığım bu odadan şimdi çıkacaktım,uyuşmuş bacaklarımla isyan bayrağını çekerken uzunca koridora baktım.
Durgunlaşsan sinirlerim tekrar alevlenirken, Junmyeon'un odadan çıkarken pişmanlıkla son kez yüzüme baktığını hatırladım. Pişmandı bana bu onun yaptığı hataları değiştirmezdi. Tüm günahların bir bedeli vardır , Junmyeon ise bunları ödüyordu. Bu benim hayatımdı ve benim hikayemde mutluluğa yer yoktu.
Hızla yürürken Luhan'ı bulmak için odadan çıkarken, burayı bir an önce terk etme fikri aklımdan çıkmıyordu. Tek düşünebildiğim uzaklaşmak ve eski Yixing olmaya devam etmekti. Sevgi beni zayıflatıyordu, yok ediyordu.
Kyungsoo aceleyle arkamdan bağırırken Junmyeon hızla odasının kapısını açtı , omzuna çarpıp yanından geçerken peşimden geliyordu.
Uzun koridorun sonunda kucağında uyuyan Baekhyun'u odasına götüren Chanyeol'ü görmezden gelerek merdivenlerden inip mutfağa girdim.
Arkamdam koşan Junmyeon'un yüzüne
bakamıyordum.Yaptığım hata benim değildi ama onun yüzünü görmem istememek işte bu gerçek nefretti, tıpkı onun tanıdığım ilk zamanlarda ki gibi.O kötü adam ben ise yaşamak için kendi parasını kazanmaya çalışan boksör parçası olarak kalmalıydık.Ama kurt kuzuya aşık olmuştu, ben Zhang Yixing düşmanıma aşık olmuştum.
Bana yaptıklarının üzerinden saatler geçmişti ve ben onu görmek istemiyordum. İçimdeki duyguları çözemiyordum. Saatler öncesine kadar deli sevdiğim adamı görmek istememek ?
Onu affetmek istiyordum ama içimde bir şey buna engel oluyordu.
Düşüncelerim gözümü kör edercesine yüklenirken kararan bakışlarım ayağımın takılmasına sebep olmuştu. Son basamaktan düşerken acıyan diz kapaklarım, acınası halime bir yenisi eklemişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boksör
FanfictionGözlerimi alan ışıklara aldırmadan kafamı ringin dışına kaldırdım, milyonlarca insanların ismimi haykırmasını keyifle izledim. Zhang Yixing. Zhang Yixing. Zhang Yixing. Herkesin çılgınlar gibi ismimi haykırışı karşısında yumruklarımı biraz daha s...