"Bir gölge gördüm, benim olsun istedim
Güneşten korusun onu karanlığım
Ve onda sürsün siyahlığım
Çünkü saklanacak başka renk yokken
Yalnız geceye sığınacak durumdayım..."
16 ☆
AYAZ
"Günaydın." dedim merdivenlerden sekerek inen kız kardeşimi kaşlarımı çatarak izlerken. Babamın altyazıdan geçen haberi ilgiyle okumaya çalıştığı sırada "Neden bu kadar mutlu bu?" diye sordum şaşkınca.
Çünkü hani gerçekten afallamış bir haldeydim. Babam sabah haberlerini izliyordu, Almira en geç uyananımızdı ve... Her şey biraz fazla normaldi?
"Sorgulamıyorum. Sen de öyle yap." diye önerdi kısık bir sesle babam. Almira'ysa buna karşılık olarak çantasını boynundan geçirdikten sonra tek elini beline yerleştirip "Sizi duyabiliyorum." dedi. "Ve mutluyum çünkü yazılılarım sonunda bitti."
"Üçüncü yazılıların haftaya tekrar başlıyor." dedim çayıma şeker atmadığımı hatırlayıp kupayı son anda dudaklarımdan uzaklaştırırken.
"Nesin sen, ruh emici mi?" diye tısladıktan sonra elindeki çikolatayı pakedinden sıyırıp ısırdı. Kahvaltı yapması için onu zorlayamıyorduk, yani sadece bir şeyler yiyor olması bile inanılmaz bir gelişmeydi.
"Barış Bey'e zorluk çıkarmamana çok seviniyorum." dedi babam, bence tamamen yanlış politikayı takip ederek. Ergenlerin ruh halinden anlardım, genellikle ters psikoloji üzerlerinde işe yarardı. Özellikle de kız kardeşim gibi dik başlı olanlardan söz ediyorsak eğer. Yaptıkları herhangi bir eylemi takdir ettiğinizi göstermek, nedense ters teperdi ve tabi ki yasak olan şey çekici gelirdi. Klasik şeyler işte, bilirsiniz.
Boştaki omzunu silkeleyerek "Her neyse," dedi sadece.
Tuhaf bir sessizliğin ardından babam spor haberlerini vermeye başlayan televizyonun sesini kıstı ama haber Fenerbahçe'yle ilgili olduğu için yine de dinlemeye devam ettim.
"Hazır hepimiz bir aradayken," dedi babam. Sonra ilgimi üç gün önceki lig maçına değil de ona vermem içim gözlerini bana çevirdi. "Dün akşam Selen'i aradım." dediğinde elimdeki kupayı istemsizce sert bir şekilde masaya bıraktım.
Babamsa çekingen bir ifadeyle bir Almira'ya bir de bana bakıyordu.
Adını duymamla bile donup kalmıştım, Almira'ysa... Her zamanki gibiydi. Kardeşimdir diye demiyorum, aklındakileri ifade etmekten kaçınmayan, tercihen de bunu gürültülü bir şekilde yapmayı seven bir kızdı.
"Baba, bunu konuşmuştuk! Anılarımı o kadın olmadan da hatırlayabilirim! Bunu sana açıkça ifade ettim ve sen de beni anlamış gibi görünüyordun. Ama belli ki bir çeşit iletişim problemimiz var. Onu, görmek, istemiyorum."
"O senin annen, Almira. Durumun bunu gerektirdiğini biliyorsun. Benim hatırlayamadığım tuhaf şeyleri o biliyor olacak."
"Hayır! Yanımda sen vardın, Ayaz vardı ve Ö-" derken kaşlarımı kaldırdığımı fark edince gözlerini kaçırdı. "Ve önemli olan kimden dinlediğim değil."
"Bu konuda Almira'ya katılıyorum." dedim babamın bakışlarına aldırmadan. Geri dönmesini istemiyordum, onu görmek istemiyordum. Almi'yi nasıl incitebileceğini hatırlamak istemiyordum. Çünkü benim yaralarımın üstü kapanmıştı ve şimdi onsuz yapabiliyorken en başa dönmeyi neden isteyecektik ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Sayfalar | İz Serisi #2
RomanceZamanın elinden söküp aldıkları ne kadar çoksa sahip oldukları da pek az, pek acınasıydı. O soğuk geceyi hatırlıyordu, sonbaharın sonları, hayatının başlangıcıydı. Bu kez farklıydı, çünkü kaybettiklerini bulmayı başaracaktı. * İz Bırakanlar'...