"Acı kalbimden zihnime bir yol buldu ve kanlanarak katlandı. Tam burada olsaydı ve beni sürüklediği keşmekeşi görseydi diye düşledim. Doğal olarak bu sadece bir hayal olarak kalacaktı. Ve... Hayaller zordu, umut etmek çok çok zordu."
Bu bölümden önce proloğu ve ilk bölümleri tekrar okuyabilirseniz fena olmaz, ara bölüm olmasına rağmen gerekli ve en uzun bölümdür bu arada bugüne kadar yazdığım. :)
Bölüm Şarkıları ~
*İz Bırakanlar Unutulmaz – Vega & maNga
*Stuck - Stacie OrricoKeyifli okumalaaar xx
"Beni güzel hatırla. Sana unutulmaz geceler bıraktım, sana en yorgun sabahları, gülüşümü, gözlerimi, sonra sesimi bıraktım." – Orhan Veli.
13 ☆
"Bir kız vardı, güzeldi sanki. Ve senindi.
Gözlerinde saklı bir belki, ve senindi.
Anladı bir gün bitermiş her şey. Ve bitti.
Ver! Ver ateşe ver bizi, ver ateşe evimizi, bizi, ikimizi!
Bir iz bırak burada, iz bırakanlar unutulmaz."
Kendi kendime hırka almadığım için içsel bir şekilde hayıflanırken telefonum çalınca yürümeyi bıraktım ve sanki bu mümkünmüş gibi bir anda daha çok üşümeye başladım. Rüzgar gereğinden fazla keskindi. Sanki beni geriye doğru savurmak isteyen ilahi bir gücü aşmaya çalışıyordum. Bu saçma düşünce karşısında yüzümü buruşturdum. Tabi ki, evren Özgür'ün yanında kalayım diye bana bir mesaj göndermeye falan çalışmıyordu.
Ayrıca hemen şu an Melislere gitmezsem abim evrenin ağzını yüzünü dağıtırdı o da salak saçma düşünceler yerleştiremezdi artık beynime. Yine de havanın bir anda soğuması olanaklı mıydı ki?
Yazın, kışı sevdiğimi düşünürdüm ama bahar etkisini gösterir göstermez de güneşi özlemeye başlayan tiplerdendim. Hissettiğim soğuğa bakılırsa eğer, dallardaki yapraklara kök söktürecek bir kış bizi bekliyordu. Herhalde Özgür yanımdayken kanımdaki adrenalinden olsa gerek, havanın rüzgarlı olduğunu bile fark etmemiştim. Ama Savaş'la evin önünde geçirdiğim birkaç dakika içerisinde soğuğu iliklerime kadar hissedebiliyordum.
Kendime sardığım kollarımı cebime uzanmak için serbest bıraktım. Evin önünden iki adım uzaklaşamamışken abime "Hayır, onun yanında değilim." diye yalan söyleyemezdim. Yani ben yine şansımı denerdim ama onu kandırabilme ihtimalim neydi ki?
Arayanın Ayaz olmaması için bildiğim tüm duaları okuduktan sonra ilk defa şans yüzüme gülüyordu: Numara aptal bir bilgisayar koduyla başlıyordu.
Telefonu ön cebime geri yerleştirip farkında olmadan tuttuğum nefesimi geri bıraktım. Bir gün için yeterince şey yaşamıştım zaten.
Kontrolden çıkmış bir Ayaz'la uğraşacak güç bulabileceğimi sanmıyordum kendimde. Hem, ailenin çatlak bireyi olma hakkını kapalı gişe elimde tuttuğumu sanarken o bugün bana taş çıkarmıştı.
Şimdi yapmam gereken tek şey kesintisiz bir uyku çekmek ve O, yaşıyor olduğuna göre huzurlu bir gece geçirebilmekti. -Kabuslara, nöbetlere ve delirmelere son! Hayattaydı sonuçta!-
Ferah, huzur dolu bir nefesin ciğerlerime dolmasına izin verdim ve bunun tadını çıkarmayı denedim, bu hayal ettiğimden çok daha kısa sürecek olsa da...
Ne zaman açıldığını duymadığım evin kapısı çok sert bir şekilde kapatılınca birinin öfkesinin varlığını resmen hissettim. Ama Almira'nın hayatı daha az karışık olamazdı zaten, değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Sayfalar | İz Serisi #2
RomanceZamanın elinden söküp aldıkları ne kadar çoksa sahip oldukları da pek az, pek acınasıydı. O soğuk geceyi hatırlıyordu, sonbaharın sonları, hayatının başlangıcıydı. Bu kez farklıydı, çünkü kaybettiklerini bulmayı başaracaktı. * İz Bırakanlar'...