2. BÖLÜM - "İçi Kanayan Harabeler"

348K 9.5K 17.4K
                                    

Bu Bölümü; İradesinin Bir Önemi Olmayan, Düşüncelerine, Yaşam Tarzına, Hayatına, Kısaca Her Şeyine Müdahale Edilen Bütün Güzel İnsanlara İthaf Ediyorum. ☁

NOT;
Asla Vazgeçme. Kim Ne Derse Desin, Hayallerinin Gerçekleşeceği Günün Umudunu O Küçük Ve Güzel Yüreğinde Her Zaman Taşı.

Unutma;
Bir Gün Kendini, Hayalini Yaşarken Bulacaksın. Çünkü Sen, Gerçekten Çok Güçlüsün.

Ha! bu arada, asla kimseyi dinleme. Kalbin sana çok yakın.

🍷 LM 🍷

Düşlerle filizlenen tohumlar birer umut olup beyaz bir çiçek gibi açtığında; saf ve güzel görüntüsünün yanında, burnuna gelen taze ve büyüleyici kokusu buram buram tüten bahçenin içinde, ekşi erik ağaçlarının tadını rüzgara fısıldayarak dudaklarında gezindirir ve sen Çimlerin üzerinde çıplak ayaklarınla kuş sesleri eşliğinde parmak uçlarında süzülerek dans etmek istersin.

Ama her düşün bir sonu vardır.

Her düş yalnızca sen onu bulduğunda sonsuza dek seninle kalır.

Sonsuza dek bulanlar mı; onlar bir çiçek gibi temiz ve masum oldukları için cennetten bir köşe kapıp kusursuz güzelliğin tadını çıkaranlardı.

Aydınlığa aralanan gözlerimi kırpıştırarak beyaz gösterişli tavandan ayırdım.

Kafam taşla ezilmişçesine ağrıyordu ve kıpırdatmam mümkün görünmüyordu. Bu acı berbat bir şekilde bütün hücrelerime kadar işliyor, kafatasımı sızım sızım sızlatıyordu. Göz bebeklerimi sağa sola doğru çevirerek bulunduğum odaya göz gezdirmeye başladım.

Odak noktama spor tarzda giyinmiş arkası dönük bir adam girdiğinde gözlerimi birkaç kez kırpıştırdım. Tüm bedenim acıyla sızlıyordu. Nefesi dâhi, zar zor alabiliyordum.

Lanet olsun!

Zihnimin önünden kalkan perde, beni yakalamaya çalışan ruh hastasından kaçarken başımın dönmesiyle merdivenlerden yuvarlandığım ânı, gözümün önüne getirip serdiğinde irileşen gözlerime engel olamadım.

Kalbim ani doğruluşumla küt küt atmaya başladığında, ağrıyan vücudumun acısıyla inledim. Bedenim yeniden sert bir şekilde yatağa çarptığında yüzümü buruşturarak içimden lanet okumaya başladım.

Doğrulamıyordum bile.

Kim olduğunu bilmediğim adam iniltimi duyarak yüzünü merakla bana döndüğünde gözlerim beklenmedik bir umutla parladı.

Bu adam hastanede odasında ki genç doktordu. Batuhan.

Yüzüme mutlulukla yayılan gülümsemem gözümden bir damla yaş akmasına neden olurken, doktor hızlı adımlarla bana doğru ilerledi ve baş ucumda bulunan altın renkli gösterişli koltuğa oturdu. Zannımca odada bulunan makyaj masasının koltuğuydu ve bu ânın geleceğini düşünerek koltuğu buraya çekmişti.

Dudakları merakla aralanırken, "Kendini nasıl hissediyorsun?" diye sordu.

Göz yaşımı elimin tersiyle sildim ve mızmız biri gibi, "Her tarafım dehşet verici derecede ağrıyor." diye söylendim. Ses tonum korkak ve çaresiz bir kız çocuğuna aitmişçesine çıkmıştı. Öyle de sayılırdım.

SOĞUK TUTKU +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin