SOĞUK TUTKU +18

13. BÖLÜM - "Nabza Çarpan Şeytan"

Merhaba, güzel bal pıtırcıkları.
İçinize işleyen satır aralarına LM yazacağınızdan hiç şüphem yok, biliyorsunuzki bu benim için aşırı önemli.

Sizleri çok seviyorum, yorumlarınızın beni ne denli motive ettiğini lütfen unutmayın. ❤☁

Bölüm Şarkısı 🍷 Fleurie - Hurts Like Hell.

Sınır; 5000 Yorum, 1600 Vote.💫

• LM •

🔱

Bir yanımda cennetten bir hediye, bir yanımda ise cehennemden bir ceza vardı. Düşüncelerim birbirine aldırış etmemeksizin acımasız bir bataklığa saplanırken, damarlarımda gezinen kan kısa bir süreliğine durmuş ve bedenim buz kesmişti.

Ruhumdan bahsetmiyordum bile.

Alışılmadık bir araftaydım. Hissizliğin koynuna usulca sokulurken, kalbimden gelen bu tok sesler beni yerle yeksan ediyor ve Tanrı'ya, nabzıma vurulan sert kırbaçları fısıldıyordu.

Sanki... Sanki zaman durmuş ve ben öylece duran bir buz kütlesine çevrilmiştim. Kulaklarım artık çınlamıyordu bile. Kimsesizliğim, sessizliğe itaat etmiş, kaburgalarım tek tek kökünden kırılarak beni eriyen bir muma çevirmişti.

Sustum. Zaten konuşmamıştım ki. Susuyordum, öylece susuyordum.

Saniyeler saniyeleri kovalıyordu, ama ben arkamı dönüp de bana kurulan bu oyunun içinden bir türlü uzaklaşamıyordum.

Ayaklarım tutmuyor, hissizleşen bedenimi taşımakta zorlanıyordu.

Geriye doğru bir adım sendelerken, onun sesini duymayı beklemeyen ruhuma sert bir kırbaç vurulmuş, o attığım adım sivri bir buz parçasının üzerinde alevlenmeye başlayan küçük bir yanardağ patlamasına kıvılcımlar eşliğinde sürtünerek etimi parçalara ayırmıştı.

"Ona sarılmak ister misin?"

Sesindeki tonlama, alaycı kuşların kafesine uzanırken avuçlarının arasına aldığı duygularımı bir hışımla kafesin demir parmaklıklarını bükerek içine hapsetmişti. Öyle bir cümleydiki ardından gelen, hissettiklerimi yalnızca kafese kapatmakla kalmayıp birbirinden farklı insanların kanıyla kirlenmiş olan pençeleriyle üzerime atılarak artarda yanık tenime derin çizikler bırakmıştı. "Biliyor musun, annene hiç benzemiyorsun minik Taliâ."

Bedenime doğru fırlatılan keskin bir hançer kalp kapağımı ortadan ikiye ayırırken, daha derine ulaşma isteğiyle kalbimi parçalara ayırıp nefes nefese kalmış sesime son bir inilti bıraktı. Derin bir nefes soludum. Acı tüm iliklerime kadar işlemeye devam ederken, kalbime hükmeden kanlı bir hançer saniyeleri utandıracak kadar usul usul saplandığı organımdan ayrılırken nabzımın gür ritmine zalimce bir son verdi.

"Ailem ailem diye tutturdun ama sevgili annen, biricik sevgili kızı için ayağa kalkıp boynuna atlamayı çok görüyor olmalı. Ne dersin ha?"

Sert bir tokat gibi zihnime çarpan sözler, ölümcül bir şarjörü hızlı bir şekilde doldurmaya devam ederken, o mermilerin benim üzerimde kullanılarak derin yaralar bırakacağını iyi biliyordum.

İrislerim, pencerenin hemen önündeki yatakta öylece uzanan kadının acı dolu inleyen gözlerine kilitlenerek beni o acıya davet etmişti. İtaatkar duygularım, bu isteğe boyun eğmiş ve davetini geri çevirememişti.