BÖLÜM 6 | KORKU

7.5K 662 440
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Keyifli okumalar :*

"Evime giren hırsız sen misin?" diye öfkeyle soluklandığımda bileğimden tutarak dışarı çekiştirdi beni. Dış kapıyı aralık bırakırken gözlerini devirmişti.

"Evet benim, hatta az sonra değerli eşyaları aldıktan sonra seni de kaçıracağım. Ailenden fidye isteyip okul taksitlerimi halledeceğim," deyip telefonunu çıkardı ve birini arayarak bileğimi bıraktı.

"Ne yapacağız, polisi mi arasak?" derken bir yandan da evin içini görmeye çalışıyordum.

Kaşlarını olumsuz anlamda kaldırırken "Güvenliği arıyorum," dedi ve telefondaki kişiye durumu açıklayarak gözlerini içeri çevirdi.

"Sen neden buradasın?" diye yeni aklıma gelen soruyu yönelttiğimde yeşil gözlerini kıstı. "Evime giderken buradan geçiyordum. Birinin eve girmeye çalıştığını görünce peşinden girdim, sonra da seninle karşılaştık zaten."

"Benim burada oturduğumu biliyor muydun?"

"Hayır. Tamamen tesadüf," dediğinde ona inanmayacak kadar güçlü bir sezi duydum ancak bu konu hakkında üsteleyemeden koşar adım gelen üç güvenlik görevlisini gördüğümde derin bir nefes aldım. Aralarında en uzun olanı söze atıldı hemen.

"Evde sizden başka biri var mıydı efendim?"

Başımı iki yana salladıktan sonra "Hayır, tektim. Üst katta olmalı," dedim.

Adam "Biz halledeceğiz," dedikten sonra hızla eve girip gözden kayboldular. Arkalarından bakarken "Güvenliği olan bir siteye nasıl hırsız girer anlamıyorum," dediğimde Kuzey de "İhmali olanlar cezalandırılacaktır eminim," diye cevap verdi. "Bu arada ailen nerede? Tek miydin?"

Yüzümü buruştururken başımı sallayarak onayladım. "Onlar bu akşam şehir dışında," derken bir yandan da babamı aramalı mıyım diye düşünüyordum. Saat epey geç olmuştu ve şimdi arayıp eve hırsız girdi dersem hiç düşünmeden yola çıkacaklardı. Babamın o panikle araba sürmesi daha kötü şeylere sebep olabileceği için en iyisi yarın sabah haber vermekti. Muhtemelen anında aramadığım güzel bir azar işitecektim fakat onların iyiliği için bu gerekliydi.

Ben düşüncelerimin arasında boğulurken güvenlik görevlileri ve tuttukları hırsızı görünce dudağımı ısırdım. İki tanesi adamı arabaya bindirirlerken diğeri yanımıza geldi ve "Eve daha yeni girmiş olmalı efendim, çünkü henüz hiçbir şey almamıştı. Şimdi onu polise teslim edeceğiz," dedi.

Ben bir şey söylemeye fırsat bulamadan Kuzey hızla araya girdi ve soğukça "Peki bu adamın sizi aşıp evin içine kadar girmesine de bir açıklama yapacak mısınız? Ben fark etmeseydim en iyi ihtimalle sadece hırsızlık yapacaktı ama ya evdekilere bir zarar verseydi? Siz siteyi bu şekilde mi koruyorsunuz?" diye adamı azarladığında güvenlik görevlisi başını yere eğdi.

"Çok haklısınız Kuzey Bey ama..."

"Yarın ilk işim babamla bu konuyu konuşmak olacak ve ihmalkarlığınızın cezasını çektiğinizden emin olacağım. Şimdi şu adamı polise teslim edin."

Güvenlik görevlisi hızla yanımızdan uzaklaştığında Kuzey bana döndü ve iri gözlerini üzerimde dolaştırdı. "Evde teksen seni Alçinlere bırakabilirim ya da başka bir arkadaşına," diye teklif ettiğinde söyledikleri mantıklı gelmişti ama bu saatte kimseyi rahatsız etmek istemiyordum. Bu yüzden başımı iki yana sallayarak "Gerek yok," dedim.

"Tek başına kalabileceğinden emin misin?" diye tereddütle beni süzdüğünde pek emin olmasam da başımı salladım. Bugüne kadar hep yalnız kalmıştım ama daha yeni evime hırsız girmişken tek durabilir miydim, işte ondan pek emin değildim.

KÜLDEN KELEBEK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin