Ailesi yurt dışında yaşama kararı aldığında kalbinin sesini dinleyerek evinde kalma kararı alan Beren tek eksiğinin ona seneler önce elini uzatan adam olduğunu düşünüyordu. Adının anlamını taşıyan Fatih kalbini fethetmiş, kendini kalbinin derin kuyt...
Herkese yeniden merhabalar. Bu sefer arayı çok açmadan yeni bölümü getirdim sizlere ancak beni üzen bir durum var ki bu cidden can sıkıcı :( Okunma sayısına göre oy ve yorum sayıları o kadar düşük ki bu bölümde oy ve yorum sınırı koymak zorunda kalacağım.
Oy: 450 yorum: 500
Bu sınır geçildiği an yeni bölümü atacağım. Hepinize keyifli okumalar diliyorum.
İnstagram hesabım: _gamzecelik
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ne derler bilirsiniz, birine aşık olduğunuzda midenizde yüzlerce kelebek uçuşur gibi hissedersiniz. Ben senelerdir o kelebeklerle yaşamaya alışmıştım. Alışamadığım şey midemden kaçacak kadar hızlı hareket edişleriydi. Mutluydum. Hem de öylesine mutluydum ki bunu nasıl anlatacağıma dair hiçbir fikrim yoktu. Yüzümdeki aptal sırıtışa engel olamıyor, sürekli gülme isteğimi bastıramıyordum.
Fatih beni öpmüştü.
Bu cümle her an beynimin içinde dalgalar halinde geziyor, bir saniyeliğine bile olsa unutmama imkan vermiyordu. O anın hayalini defalarca kez kurmuştum aslında. Senelerdir sevdiğim kişiyi öpecektim ve yer ayaklarımdan metrelerce uzaklaşacaktı. Ben birden fazla duyguyu aynı anda hissedecektim. Film ve kitaptaki karakterler gibi heyecandan bayılacaktım belki de ama hayal kırıklığı tam da bu anda pençesini geçirmişti o ana. Çünkü beklediğim gibi heyecandan delirmemiştim.
Elbette güzeldi ama filmler ve kitaplarda anlatıldığı kadar da harika değildi. Belki de onlarınki abartılıydı. Bu yetersiz hisler içimde kendi halinde sorgulanmaya başlarken ilk olmasına vererek daha fazla kötü düşünmemeye çalıştım.
Fatih geri çekildiğinde bir de yanağımdan öpmüş, ardından beni eve bırakmıştı. Vedalaşırken sessiz oluşu işime gelmişti, çünkü çocuksu heyecanımı bariz bir şekilde ortaya dökmek istememiştim. Eve girdiğimde annemle babam henüz gelmediği için odama çıktım, bu sevincimi birisiyle paylaşmam gerektiği için Yelda'yı aradım. Fatih'e olan sevgimin en yakın şahidi artık beraber olduğumuzu da öğrenen ilk kişi olmalıydı. Duyduğum yabancı kadının sesiyle telefonunun kapalı olduğunu anlarken umutsuzca iç çektim. Bu haberi ilk onunla paylaşmak istiyordum fakat mümkün değildi. Bu yüzden hızla Alçin'i aradım.
"Efendim şekerim?" diye tek çalışta açtığında güldüm.
"Telefon elinde mi bekliyordun?"
"Evet, oyun oynuyordum. Sen ne yapıyorsun?" dediğinde arkadan gelen çatışma sesleriyle beni hoparlöre aldığını ve oyunu oynamaya devam ettiğini anlarken sırıttım.
