BÖLÜM 3| İLK RENGİM

8.5K 634 428
                                    

Herkese yeniden merhaba. Umarım iyisinizdir. Ben bugün fazlasıyla yoruldum ama yine de bölümü yetiştirdim. Bu yüzden sizden fazlaca oy ve yorum istiyorum. Her bölüm söylemek istemiyorum ama yeni bölümün gelişi tamamen sizlere bağlı. Bu bölüm bayağı uzun oldu, neredeyse iki bölüm var. O nedenle duble yorum istiyorum sizden.

Ayrıca belirtmem gereken bir husus var... Kitaptaki çoğu olay gerçektir ve oluşturulan yan karakterler de gerçek kişilerden esinlenilerek yazılmıştır.

Hepinize keyifli okumalar dilerim. Sizi seviyorum.

Kalbimin her odacığı heyecan ve safi şaşkınlıkla dolup taşarken kirpiklerimi ardı ardına kırpıştırıyor, içinde bulunduğum bu duruma bir anlam yüklemeye çalışıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kalbimin her odacığı heyecan ve safi şaşkınlıkla dolup taşarken kirpiklerimi ardı ardına kırpıştırıyor, içinde bulunduğum bu duruma bir anlam yüklemeye çalışıyordum. Hayatım boyunca umut kelimesinin yeri benim için çok farklı anlamlarla buluşmuştu ancak bunların içinde en anlamlısı hiç şüphesiz Fatih ile alakalıydı. Onunla yan yana olmak, bir şeyler yapmak beraberce, dolu dolu vakit geçirmek geceleri yatmadan önce kurduğum hayallerin başında geliyordu. Onunla alakalı kurduğum hayaller düşlerimde dahi karşıma çıkarak beni ona kavuştururdu ve bunların bir gün gerçek olması en çok umut ettiğim şeydi.

Şimdi ise yine karşımdaydı, yine bana bakıyordu ve ben yine onunla ilgili hayallere kapılmıştım.

Gözlerim son iki haftadır görmediğim yüzünde gezinirken "Beren," dikkatimi kendine çekmek istiyor gibiydi. Bilmiyordu ki benim tüm dikkatim zaten onun üzerindeydi.

Elini uzattığını hatırlatmak istercesine salladığında elimi avucunun içine bırakarak beni düştüğüm yerden kaldırmasına izin verdim. Elimi bırakmadan "Sen burada ne yapıyorsun?" diye sordu.

"Şey, artık bu okulda okuyorum. Asıl sen ne yapıyorsun?"

Mimiklerine yerleşen şaşkınlık her saniye artarken "Ben de burada okuyorum. Tatile girmeden iki ay önce geldim. Senin de geleceğinden haberim yoktu," dediğinde hangi duruma şaşıracağımı bilemiyordum. Sıcak ellerinin hala elimde olmasına mı yoksa onun iki ay önce buraya gelmesine mi? Taşındığımızda evlerimiz uzaklaştığı için üzülürken bu durum ikimizi aynı okula koyarak beni ona daha da yaklaştırmıştı. O an fark ettiğim şeyle sarsılırken kaşlarımı çattım. Madem Fatih tatilden iki ay önce gelmişti Yelda bana neden hiç bahsetmemişti bundan? Suratım asılırken arkadaşımın benden bu bilgiyi neden gizlediğini anlamıyordum.

Yüzündeki beklentili ifadeye rastlayınca "Ben..." diye başladım cümleye kelimeleri toparlamaya çalışarak. Aklım tamamen Yelda'ya odaklanmıştı şu an ve konuşmak oldukça zordu. "Evden taşınınca bu okula geldim."

"Rüzgar nerede?" diyerek arkadaşını sorduğunda "O bir ay sonra gelecek," cevabını verdim.

"Hala İngilterede mi? Ailenin döndüğünü duymuştum, o kalmaya mı karar verdi?"

KÜLDEN KELEBEK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin