34. BÖLÜM

7.1K 336 33
                                    

"Zaten bu durumda aramızda bir hainin olduğu kesin. Bana, onu bulmadan gelmeyin. Eğer bulamıyorsanız da kendi kafanıza sıkın. Beni hiç uğraştırmayın!!" diye bağırınca. O da korkarak kafasını salladı ve çıktı. Bizimkiler bana şaşkınlıkla bakıyordu. Herkes. Diğerleri de korkuyla. Peki Tuna neden öyle bakıyordu bana. O zaten nişanlanmadı mı? Nişanlısını seviyordur artık. Neyse, şimdi Pamir'i bulmam gerekiyor. Onur'un sesini duyunca ona döndüm.

"Şimdi ne yapacağız?"

Düşündüm sorusunu. Evet, ne yapacaktık şimdi. Aklıma gelen şeyle sinirlerim tavan yaptı yine. Telefonumu çıkarıp Öykü'yü aradım hemen. Sonuçta onun amacı Cem'i ve Öykü'yü öldürmek intikam için. Cem şu an yanımızda. Fakat Öykü nerede şu an bilmiyorum. Zaten Antalya'dan gelir gelmez direct bu toplantıya geldim.

Bu 3. arayışımdı fakat açmıyordu telefonunu. Bizimkilere dönüp;

"Öykü nerede?" diye sordum. Benim bu sorumla onlar da endişelenmeye başladılar. Fakat kimseden ses çıkmayınca daha sinirli bir sesle yineledim sorumu.

"Sanırım bizim kızların yanında olması lazım."

Tuna'nın cevabıyla kısa bir süre, çok kısa bir süre ona bakakaldım. O da bana bakıyordu. Gözlerimin en içine doğru. Sonra olayın ciddiyeti aklıma geldi ve bu sefer de İdil'i aradım. Bir kaç çalıştan sonra cevap verdi.

"Alo."

"Alo İdil."

Bir süre karşı taraftan ses gelmedi. Ardından şaşkınlık ve mutluluk karışımı bir sesle, "Nehiir." diye şakıdı.

"Sen nerelerdesin? Seni çok merak ettik."

Acele bir şekilde, "İdil ben geldim a-"

Hemen benim sözümü kesip;

"Neee, geldin miii?" diye cırladı resmen. Onun böyle söylemesiyle arkadan Leyla'nın da sesini duydum. Onların konuşmasına fırsat vermeden;

"İdil bunları sonra konuşuruz. Pamir kaçmış. Öykü nerede, sizinle mi?"

Karşı taraftan yine ses gelmedi. Ve bu sessizlikten de aklıma kötü şeyler gelmeye başlamıştı. Bizimkiler de bana merakla bakıyorlardı.

"Cevap versene İdil. Öykü sizinle değil miii?" diye sordum bu sefer de sesimi sinirli tutarak.

"Haa yok, yani ben şaşırdım da. Onun nasıl kurtulmuş olabileceğini düşünüyordum. Öykü'de burada, bizimle merak etme. Hatta dur telefonu ona vereyim de için rahat etsin."

İdil'in söyledikleriyle birlikte sesli bir şekilde bir ohhh çekip geri yerime oturdum. Diğerleri de benim bu rahatlamamla kötü bir şey olmadığını anladılar ve onlarda rahatladılar.

"Kuzen."

Öykü'nün sesini duyunca rahatlamam artmıştı. Biraz onunla konuştuktan sonra telefonu kapattık. Benim geldiğime çok sevinmiş, ve en kısa zamanda da beni görmek istediğini söyledi. Ona Pamir'in kaçtığını söyledim, onun için de evden dışarı çıkmaması gerektiğini de belirttim. Onlar daha benim mafya olduğumu bilmiyorlardı. Acaba öğrendiklerinde ne tepki verecekler. Gerçi daha abim ve babamın verecekleri tepkiyi de bilmiyorum ama...

Aramızda bir hainin olduğu aklıma gelince herkeste tek tek gözlerimi gezdirdim. Aynı zamanda da konuşuyordum.

"Şimdi, bu aramızda ki hain kendini belli etsin. Eğer ben kendim öğrenirsem hiç iyi şeyler olmaz ona göre!. Ama itiraf edilirse cezası hafifleyebilir."

İNTİKAM ÇİÇEĞİ (İNTİKAM SERİSİ 2) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin