Hazırdım. İlk elementin görevlerini bitirmeye, kristali almaya ve güce sahip olmaya hazırdım.
- Peki senin adın ne... Hologram?
- Benim bir adım yok, istediğini söyleyebilirsiniz.
- Sana Tyler diyebilir miyim?
- Elbette. Bu ismi unutmayacağımı emin olabilirsiniz.
Peki ilk görevimi nerede - ne zaman başlayacağım?
İlk görevinin hava olduğunu biliyorsun. Hava özgürlüğü temsil eder. Şuan başlamak istiyorsan senin için kapıyı açabilirim.
- Hazırım.
Kapı açıldığında yüzümde açılan kapıdan gelen rüzgar esintisini hissettim. Sanki başka bir dünyaya ışınlanmıştım. Ama burası tanıdıktı. Burası ilk gördüğüm tapınaktı. İçeri girdiğimde daha farklı olduğu anlayabiliyordunuz. Ama önemli olan karşımda duran labirentti. Bu bir labirentti! Çocukluğumda çizgi roman alıyordum. Ama bir zaman sonra annem arkasında çıkan labirentleri çözmezsem daha fazla alamayacağımı söylemişti. Ama görünüşe bakılırsa bu benim çözdüklerimden çok daha zordu. Daha ilk yoldan 6 parçaya ayrılıyordu.
--------------
Evet. Şimdi napıyoruz? Sanırım buna da bir cevabım olmayacak. O kadar korktum ki şuan geri dönebilsem dönerim. Ayrıca dönemiyorum çünkü portal yok. Bu bana problem yaratacak. Bir ses geldi. Taş taşa çarpma gibi, kulakları çınlatan tarzdan. Daha sonra beş kere tekrarladı. Devam etmem lazımdı. Ve başladım. Hayatımda kullandığım bir takım sayılara göre yollara gittim. Dört, bir, yedi, on, beş ve altı. Aralarda da görebildiğim çıkmaz sokaklar. Tam adımımı basıyordum ki boşluğa geldi. Çok tırstım. Aşağıda uçurum vardı ama devam edilebilirdi. Neyseki son saniyede görebildim. Aklıma gelmişken Tyler bana tuzak ve parkurların olabileceğini söylemişti. Keşke biraz daha dikkat dinleseymişim. Yanımda uzunca iki tane taş sütun gördüm. Çıkarmaya çalıştım. Kolayca çıktı. Uçurumun üstüne ittire ittire koydum. Rahatca geçtikten sonra uzun bir süre yoluma engel çıkmadı. Teori olarak bu kolay seviyeydi.Düşünmediğim çok zaman oldu. Olayların bu kadar çabuk gelişmesi, annemi ve kız kardeşimi hiç düşünmeden bırakmam ve bu görevler... Babamı kurtarmak benim için önemliymiş. Bunu fark etmem için böyle bir durumda olmak biraz utanç verici aslında. Havada kararmaması içimi rahatlatıyordu. Birde karanlıkla uğraşamazdım. Derken ileride büyükçe bir fener gördüm. İlerlemeye çalıştım. Derken arkasında bir tane daha var. Hepsi farklı renklerde. İlki mavi, sonra kırmızı, sonra yeşil ve lacivert. Mavi fenere ulaştığımda ışık kapandı. Önümde tamda beklediğim ve kazandığımı işaret eden belirti duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Powerful: Hava
FantasyAaron Hawthorne. O çocukken hep element ve güçler konusunda bilgili ve aşıktı. Büyüdüğünde artık bunun saçma bir şey olduğunu düşünüp kenara attı. Taa ki o yaz gelene kadar. Annesi onu yazlığına götürdü. Sakin bir tatil yaşama hayali iptal oldu. Ve...