4
Çöldeki Gökkuşağı.
Gecenin şavkında sorguya çekiliyor murai yıldızlar. Avuçlarına sığınıyor en günahsızı. Tek suçu doğmuş olmakmış, öyle diyor sana. Ama sen sevgilim, şu hayata geldiğine sevindiren tek ayrıntısın o yıldızın.
Gönlünde benden başkasının yeri olmasın.
Şarkımı bitirdiğimde Şifâ'nın orman gözlerine bakmaya da son veriyorum. Bakmasam da onun beni izlediğinin bilincindeyim. Her akşam katlanarak seviyorum, öyle seviyorum ki çok sevmekten başım dönüyor.
Ömrümün rastladığı en güzel şey...
Nasıl sevmesin bu kimsesiz yürek?
Alkışlar eşliğinde sahneyi terk ederek adımlarımı kulise doğru atıyorum. Üzerimdeki elbise, her ne kadar en gösterişsiz olanı seçmiş olsam da, ben buradayım diye bağıran cinsten. Bir çırpıda değiştirip köşeye fırlatıyorum. Buradaki her şeyden nefret ediyorum.
Kısa saçlarımı parmaklarımla arkaya yatırdığımda yüzümdeki makyaja takılıyor gözüm. Bu tanıdığım Nâme değil...
Şifâ'nın Nâme'sine hiç benzemiyor.
Masanın üzerindeki mendille çıkarıyorum yüzümdeki maskeyi. Ben bir başka kendimle yüzleşirken kapı tıklatılıyor. Sessizliğin içinde yankılan küçük melodi gelişini anlamam için hep aynı oluyor. Yine de kuşkumu gidermek adına sesini duyuruyor. "Nâme'm, aç kapıyı."
Ona dair her ne varsa yüreğimi hoplatıyor, sesine bile vurgunum. Bu tükenmiş halimden eser kalmıyor birden. Koşar adım gidip aralıyorum kapıyı.
Üzerimi değiştirdiğimi görünce elini uzatıyor. Tutuyorum ve birlikteyken ne kadar mutlu olduğum zerk ediyor hücrelerime.
Arabaya biniyoruz. Bırakmak istemiyor beni, çehresi belli ediyor kalbinden geçeni.
Hep ayrılmaz mı sevenler? Sahi bizim ömrümüz ne kadar kim bilir?
Evin iki bina ötesinde duruyor kısa yolculuğun ardından. Bal irislerimi ilikliyorum yeşillerine. Aramızdaki mesafeyi en aza indirgiyor. "Bir nefes uzağımdayken bile özlüyorum seni," Dudaklarından sızan sıcak hava dudaklarıma çarpıyor. "Gitmene yürek dayanır mı sanıyorsun?"
Güzelliğine ağlayasım geliyor. Bir gün hep birlikte olacağımızı biliyorum ama o gün bugün değil.
Sol elini yanağımla buluşturuyor, onu taklit ediyorum. Sakallarının avucuma batması gereğinden fazla hoşuma gidiyor. "Bir gün hiç ayrılmayacağım yamacından. O zaman da benden bıkmayasın?" diye soruyorum, ânın büyüsüyle sarhoşça.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Koynunda Yaktım Ağıtlarımı
Historia Corta|TAMAMLANDI.| Kadının kanatlarında taşıdığı kül, adamın kabri andıran göğsünde alevlendi. O günden sonra ruhları ebediyen birbirlerine öldü. ©Gecenin Koynunda Yaktım Ağıtlarımı isimli ilk ve tek kitaptır. (Ç)Alınması dâhilinde, yasal işlem başlatıla...