SELAM!
Bu kitabı yazdığım yıl: 2018-2019
Ama Ekim 2023 itibariyle 300K olmuş...Bu kitabın olay akışını seviyorum. İyi kurguladığımı biliyorum, hiç alttan almayacağım akhxmskdm ama olayları anlatımımı artık pek sevmiyorum. O zamandan bu yana bayağı bir geliştim çünkü.
Tabi bir kitabın iyiliğine yazar değil okuyucu karar verir bu yüzden bir şey diyemiyorum aödmsömdskdöNeysee
İyi okumalarr...
*'la işaretlenen yerlere o paragrafın altındaki yorum bölümünden ya da bölümlerin sonundan bakabilirsiniz. Yoksa boş verin, unutmuşumdur.
*******Size hayatımın değiştiği o zamanı, yani 5 dakika öncesini anlatayım.
<geriye dönüş efekti>
"Miss Jane," Umbridge söze başladığında hafifçe ürperdim. "Kafanızı enteresan çizimlerinizden ayırıp derse odaklanmanızı öneririm, aksi taktirde bu yılki SBD sonucunda Karanlık Sanatlara Karşı Savunma'dan ders alamayacaksınız. Ve bu da neye sebep olur, biliyor musunuz?" Yüzünde, her zamanki gibi pis gülümsemesi vardı.
"İyi bir meslek bulamamama..." dedim bıkmış bir tonda.
"Güzel, bunun farkında olmanıza sevindim." Asanın bir hareketiyle defterime yapmış olduğum gül resimli sayfayı kopardı ve havada yakarak yok etti.
"Hiç sevinmiş gibi durmuyorsunuz."
Ahh... Bir kere de çeneni tut Jola!
Rosaline dirseğiyle beni dürtü. Ne yaptığını sanıyorsun sen? tarzı bir bakış attı. Sol tarafımdaki Potter ve Weasley ufak birer kahkaha attılar. Weasley bunu bir öksürüğe çevirmeyi başardı. Ama Potter güldüğünü belli etmeye devam ediyordu.
Umbride kaşlarını kaldırdı. Sanki dediğimi anlamamış gibi "Efendim?" dedi.
"Bir şey demedim, Profesör Umbridge." diye geçiştirdim.
Yine pespembe giyinmişti. Pembe kurbağa diye geçirdim içimden. Beni sinir ediyordu. Özellikle pembe en sevmediğim renkti. Sadece kıyafeti değil, bütün Karanlık Sanatlara Karşı Savunma sınıfı pembeydi. Ona bu bütün pembeliklerini kusuncaya kadar yedirmek istiyordum.
Umbridge tam ağzını açmıştı ki kapı tıklandı.
Kapının ardındaki kişi, sana borçluyum.
Umbridge'in "Gel!" komutuyla içeriye Ravenclaw'dan üçüncü sınıf öğrencisi girdi.
"Profesör Dumbledore, Jola Jane'i odasına çağrıyor, efendim."
Kaşlarımı kaldırdım. Bu çocuk beni gerçekten de kurtarmıştı.
Yüce tanrım bu çocuğu kutsa...
Ayağa kalktım. Umbridge'e bakıp "İzninizle..." dedim. Aslında izin almak umurumda bile değil seni manyak cadı, demek istemiştim
Rosaline bana yol verdi. Ona teşekkür edip gidecektim ki "Bir şey mi dedin?" dedi yine pembe kadın.
Az önce içimden kurduğum cümleyi sesli söylemediğime bahse girerdim. Ama her an her şeyi yapmış olabilirdim de. "Hayır, efendim." deyip kapının orda beni bekleyen Ravenclawlının yanına gittim.
Sınıftan çıktığımızda kapıyı kapattı. Bana baktı. Acelesi var gibi duruyordu. "Dumbledore seni çağırıyor. Nedenini bilmiyorum. Sorma. Zamanım yok. Gitmem lazım." dedi ve hızla dönüp koşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık <Tom Marvolo Riddle>
Fanfiction>>>>> (Harry Potter) "Bu hayattaki en büyük ceza sevdiğin kişilerin seni hayatından silmesine tanık olmaktır." Bu kitap sıradan bir "Tom Riddle" kitabı değildir. Bu içinde sadece saçma bir aşk barındıran ve sonu masum bir ev...