Jaehyun yıllardır Kim Apartmanında oturuyordu. Binanın birkaç sakiniyle anlaşamasa da, sevilirdi. Genelde örnek olarak gösterilen kişilerdendi... Taeyong ile tanışmadan önce.
İş yerine gitmek üzere takımını giymiş, saçını yapmış, kahvesini hazırlayıp termosa koymuştu. Apartmandan çıkarken ise aşağıdaki Doyoung ve Taeyong ile karşılaşmıştı.
Doyoung Jaehyun'un elindeki termosa bakıp yanına gelmiş ve gömleğini düzeltirken mırıldanmıştı.
"Güzel termos."
"Biliyorum, nasılsın?"
Doyoung ceketi de düzeltip geri çekilmiş ve mırıldanmıştı.
"İyiyim, sen nasılsın?"
"İyiyim."
Doyoung ona garipçe bakan Taeyong'a dönmüş ve Jaehyun'u göstererek tanıtmıştı.
"Bu Jaehyun, teyzelerin sevdiği gençlerin nefret ettiği, apartmanın sinirli sakini. Senin karşı komşun."
"Ha ha ha(!)."
Jaehyun sahteden gülerek elini Taeyong'a uzatmıştı, sadece kendisinden daha büyük olanlara karşı eğilmeyi kabul ediyordu.
"Merhaba, ben Taeyong!"
Taeyong gözlerindeki minik parıltılarla Jaehyun'un elini sıkıp süzmüştü vücudunu.
Jaehyun ise bakışlarını soğuklaştırarak elini çekmiş ve mırıldanmıştı."Umarım evinizde rahat edersiniz, eğer bir şeye ihtiyacınız olursa, evdeysem gelebilirsiniz."
"Peki, teşekkür ederim."
Jaehyun Doyoung'a başıyla selam verip apartmandan çıktı, nezaketen söylemişti aslında o lafları. Gerçekten bir gençle uğraşmaya pek niyetli değildi ama bir şey isterse tabi ki yardım ederdi.
Arabasına bindiğinde telefonunu araca bağlayarak bir şarkı açtı. Yolda şarkı dinlemeyi severdi ama aklı Taeyong'a takılmıştı. Gözünü yoldan fazla ayırmamaya çalışarak Doyoung'u aradı.
"Efendim?"
"Doyoung aklım size takıldı. Çocuğun mesleğini öğrenebilir miyim?"
"Mesleğini söyledi de ben aklımda tutamadım, jidol muydu jidolo muydu? Öyle bir şeydi sanki."
"Jigolo mu?"
Jaehyun az daha kaza yapıyordu, apartmandaki herkesi denetleyerek alırdı Doyoung.
"He evet, bende iyi bir şeydir diye aldım."
"Cidden mi? Jigolonun ne demek olduğunu biliyor musun sen?!"
"Hayır, ne demek ki?"
"Salak! Para karşılığı kadınlarla ilişkiye giren erkek demek, apartmandaki çocuklara kötü örnek olacak!"
"Ya sen bunu neden imza atmadan önce söylemiyorsun?!"
"Ya ben senin imza attığını görmedim ki!"
"Jisunglara dediğim kuralları ona da söyledim, birini ihmal ederse evi geri alırım."
"Tamam, dikkatli ol. Cidden, apartmandaki çocuklara kötü örnek olmasın!"
"Jeno onlara çok iyi örnek oluyor zaten(!)."
"Doyoung! Jeno ben onu uyardıktan sonra eve bir daha kız getirmedi! Ama o bir adam, ona nasıl Jeno'ya davrandığım gibi davranayım?"
"Merak etme, kuralları biliyorsun. Evden çıkartılması bir kurala bakar."
Tabi ki Jaehyun'un kurallardan haberi vardı.
1-Eve cinsel anlamda arkadaş getirmek yasak.
2-Yüksek ses çıkartmak yasak.
3-Apartmanda bağırarak konuşmak yasak.
4-Kapının önüne çöp koyup apartmanı kokuya boğmak yasak.
5-Büyüklere terbiyesizlik yasak.
Aslında tüm kurallar alt katında oturan öğrencilerle doğdu.
Jaehyun çalıştığı şirketin önüne gelince arabayı uygun bir yere bırakıp indi ve şirketin içine girdi. Tanıdıklarına selam verip ortağı Johnny'nin masasının yanındaki yerine oturdu ve arkadaşının yanına gelmesini bekledi.
"Selam ortak, bugün fazla iş yok. Bay Park herkese izin verdi, öğleye kadar çalışacakmışız."
"Neden?"
"Bilmiyorum ama sevinmediğimi söyleyemem."
"Tamam, hadi şu anlaşmayı gözden geçirelim!"
Öğlene kadar çalışmak herkesi mutlu edebilirdi, Jaehyun da mutluydu. Ama eve gittiğinde duyduğu taşınma sesleri onu rahatsız ediyordu. Zili çaldığında ayağa kalkıp kameradan kimin geldiğine baktı, Park Jisung.
Elinde defter ve kalemleriyle kapının açılmasını bekliyordu, Jaehyun kapıyı uzaktan açıp kapıya yürüdü.
"İyi günler, umarım evinizde rahat edersiniz."
"Teşekkür ederim."
Taeyong Jisung'un dileğine gülümserken Jaehyun ile göz göze gelmişti.
"Hyung bugün işin yokmuş sanırım, yarın matematik sınavım var da. Bir de sen çalıştırır mısın beni?"
"Tabi, geç."
Jisung içeri geçtiğinde Jaehyun da eşya taşıyan işçilere bakıp Taeyong'a gülümsedi ve kapıyı kapattı.
"Burada bekle, üzerimi değiştirip geleyim."
"Peki hyung."
Jaehyun pijamalarını giyip aşağı indiğinde Jisung defterini açmış ve birkaç sayfa çıkartmıştı. Jaehyun ise boş A4 kağıtlarını eline alıp mırıldanmıştı.
"Bunlar ne?"
"Ben bunlara ufak notlar alıyorum ya da soru çözüyorum hyung."
"Tamam, hadi çalışalım!"
Jaehyun dört beş saat Jisung'u çalıştırdıktan sonra evine göndermişti. Yarın sınavı varsa çok çalışması iyi değildi, o da kalkıp yemek yapmak için malzemeye ihtiyaç duyduğundan markete gitmişti.
Jaehyun normalde soğuk bir insandı, genelde kimseye yardım etmezdi. Ama bazı şeyler hariç.
"Merhaba anne, evet iyiyim. Daha eşyaları taşıyorlar anne, iyiyim anne. Sadece çok acıktım."
Taeyong elini karnına koymuş, annesiyle konuşuyorken Jaehyun evine girmek üzereydi. Taeyong konuşmasını bitirene kadar bekledi, ardından verdiği nefes ile birlikte konuştu.
" Yemek yapacağım, içeri gelsene. Kapıyı açık bırakırız, eşyaların taşınmasını görürsün."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bay Kötü Örnek - JAEYONG-
FanficTaeyong jigololuk yapan bir gençti, Jaehyun ise ondan nefret eden ve her fırsatta kovulması için apartman yöneticisiyle konuşan gıcık bir komşuydu.