BÖLÜM:1

19.2K 342 116
                                    

X, henüz genç yaşına rağmen aldığı iyi eğitimlerle iş hayatına çok güzel bir giriş yapmıştı. Newyork'ta bir bankanın genel müdürü olmuştu. Bankadan çekilen krediler, müşterilerin kasalarındaki mal varlığı tüm bu görüşmelerin birebir sorumlusu oydu. Banka, güvenilirliği ile tanınmış olduğundan çok fazla ünlü ve iş adamının bir numaralı tercihiydi bu yüzden dünyanın her yerinden müşterisi vardı. 
 X, bugün saat 3'te Kore'den gelecek olan bir iş adamıyla görüşme yapacaktı. Bilgilerinin olduğu dosyaya görüşme saati yaklaşınca gözattı. Müşterilerini iyice tanımak bankanın çalışanlarına koyduğu bir numaralı kuraldı.  İş adamının adı Lee Soo Man di. SM ENTERTAIMENT şirketinin kurucusuydu. Şirket Kore de show dünyasına yönelik kurulmuş bir plak ajansı tarzındaydı. X bu bilgileri iyice aklına kazıdı ve sekreteri telefon açıp Lee Soo Man Bey in geldiğini haber verdi. X ayağa kalkıp odasının kapısının önünde LSM'i karşılamak için bekledi ve sonunda kapı açıldı. Karşısında 60'lı yaşlarında esmer kısa boylu bir adam duruyordu. LSM'e gülümseyip "Merhaba, Hoşgeldiniz" diyerek elini uzattı. LSM şaşkınca kendisine baktığı için biraz gerilmişti herhalde bu kadar genç birini beklemiyordu diye düşündü. LSM, X'in elini sıktı ve "şaşkınlığım için kusura bakmayın, bu kadar genç ve güzel birini beklemiyordum doğrusu." dedi. X gerçekten çok zarif ve hoş biriydi erkeklerin çok fazla ilgisini çekerdi, mutevazı kişiliği onu daha da güzelleştiriyordu insanların gözünde. LSM'in bu sözleri karşısında da sadece utangaç bir gülümsemeyle "lütfen şöyle oturun" diyebildi. İlginin üzerinde olması onu utandırıyordu bu yüzden de biran önce iş konuşmak istiyordu. 
  LSM ile bir saate yakın banka hesaplarından yatıracağı miktardan kasa güvenliğinden konuştular. Artık en son sıra imzalara gelmişti. X, LSM'in önüne imzalayacağı kağıtları tek tek koyuyordu gerçekten çok fazlaydılar. LSM, imzaları atarken bir yandan da X ile muhabbet kurmaya çalışıyordu.
   - İşinizde gayet iyisiniz anladığım kadarıyla.
X yine utanmıştı kendisini övmeyi, başarılarını konuşmayı sevmiyordu bu soruya "evet" demek onu utandırıyordu ama "hayır" demesi de tuhaf kaçardı o yüzden bir on saniye geçtikten sonra cevap verdi.
  - Böyle olduğumu düşündüyseniz teşekkür ederim.
  - Hem başarılı, hem güzel hem de çok gençsiniz. En zor bulunan kadın modeli.
deyip gülmüştü LSM. Fakat X gerçekten çok rahatsız olmuştu bu durumdan LSM'in sürekli onu övmesi ve ona olan bakışları rahatsız etmişti. Sadece kibarca gülümsedi bu sözlerin üzerine daha fazla bir şey deyip konu uzasın istemiyordu. LSM'in imzalayacağı kağıtlar da bitmek üzereydi son iki tane kalmıştı. Son iki kağıda da uzattı LSM onları da imzaladıktan sonra gitmek için ayağa kalktı. X de onun birlikte ayağa kalkmıştı. LSM elini uzattı :
 - Her şey için teşekkür ederim fakat bu teşekkürü kuru kuruya yapmak istemem. Lütfen bu akşam benimle  yemeğe çıkmayı kabul edin.
X bu tarz şeylerden pek hoşlanmıyordu daha önce hiçbir müşterisiyle bu derece bir samimiyet kurmamıştı, ayrıca karşısındaki adam kendisinden yaşça büyüktü de o yüzden kibarca reddedicekti LSM'i. 
 - Teklifiniz için teşekkür ederim fakat iş konusundaki prensiplerime aykırı bir durum lütfen yanlış anlamayın.
 LSM o an anlayışla karşılayıp odadan çıkmıştı fakat sonraki üç gün boyunca X'e rahat vermiyor yemek konusunda ısrarcı davranıyordu. Bu olay bankanın büyük patronuna kadar ulaşmıştı çünkü LSM ile geçmişten bir tanışıklıkları vardı. Büyük patron X'e yemek konusunda inkazını yapmıştı ve X'in artık kabul etmekten başka şansı kalmamıştı. 
  X, " 
http://www.prensesce.com/2013-gece-elbisesi-kombinleri/2013-yeni-trend-siyah-gece-elbisesi-kombini " kıyafetlerini giydi, saçlarını hafif dalgalı bırakıp kırmızı rujunu sürdü. Her zaman şıklığına önem veren biriydi yemeğe çıkacağı kişi kendisinden yaşça büyük olsa bile tarzının dışına çıkmamıştı. 
 X evden çıktığında kapısının önünde onu almaya gelen bir araba olduğunu gördü LSM şoförünü yollamıştı bu durum biraz hoşuna gitmişti çünkü istemediği bir buluşma için bir de taxilerle uğraşmak istemiyordu. 
  Newyork'un çok lüks bir restaurantına gelmişlerdi LSM masada oturmuş bekliyordu. X ona doğru yürümeye başlayınca ayağa kalktı ve X'in elini tutup öptü ; "Çok güzel görünüyorsunuz." dedi. X hafifçe gülümsedi ve teşekkür etti. Biran önce yemek olayı bitsin ve artık LSM den kurtulsun istiyordu. O yüzden çok fazla konuşmuyor sadece yemeğini yiyordu böylece LSM'in de sıkılacağını düşünüyordu. Fakat LSM pes etmiyordu. Yemek esnasında birden ; "İlk görüşte aşka inanır mısın?" diye sordu. X şaşkındı LSM'in kendisine aşık olması ihtimali bile onu rahatsız etmişti. Aslında ilk görüşte aşka inanırdı ama LSM'e özellikle "hayır." cevabını vermişti. LSM hala pes eder gibi durmuyordu. Birden X'in masanın üzerindeki elini tuttu. X şaşkınca kalmıştı elini çekemiyordu da LSM konuşmaya başladı:
  - Seni ilk gördüğüm andan itibaren çok beğendim. Bu genç yaşında böyle iyi bir yere geldiysen gayette başarılı ve zeki birisindir diye düşündüm. İlk yemek teklifimi kabul etmeyip üç gün boyuncada pes etmemen seni daha da hoş yaptı gözümde. Şuan karşımda olman bile beni heycanlandırıyor ben bunun aşk olduğunu biliyorum. 
X şoka girmiş bir şekilde gözlerini büyütmüştü bu sözleri duymak hoşuna gitmemişti çünkü karşısındaki adam babası yaşındaydı elini çekmeye çalışıyordu fakat LSM sıkıca tutmuş bırakmıyor, sözlerine devam ediyordu:
- Lütfen benimle evlen. Seni Kore'ye götüreyim orada seni kraliçeler gibi yaşatayım ne istersen yapayım. Yeter ki evet de.
X artık daha fazla dayanamayıp elini hızlıca çekti ve "akşam yemeği için teşekkür ederim ben bu konuşma hiç aramızda geçmemiş gibi davranıcam lütfen siz de öyle davranın" deyip ayağa kalktı. Fakat LSM kolundan tutup:
- Beni yanlış anlama benimle evlenmeni istiyorum çünkü bana yakın ol, seni hep göreyim istiyorum aramızda hiçbir şey geçmese de olur 
X daha fazla bu saçmalığa dayanamıyordu.Kolunu LSM'in elinin arasından hızlıca çekti ve sert bir sesle konuştu.
- Daha fazla bu saçmalığı duymak istemiyorum size iyi akşamlar!
X arkasına bakmadan oradan uzaklaştı, sinirleri iyice bozulmuştu. Biran önce evine gidip uyumak ve bu anı unutmak istedi...
      Aradan bir hafta geçmesine rağmen  hala babası yaşında bir adamın onunla evlenmek istemesi şokunu üstünden atamıyordu. X, 20'li yaşlarındaydı ve LSM ile aralarında 40 küsür yaş farkı vardı. Bazı insanlar bu durumu sorun olarak görmese de X için böyle şeyler çok tersti. 
LSM bir haftadır X'in karşısına çıkmayınca X onun Kore' ye döndüğünü düşünmeye başlamış ve rahatlamıştı. Fakat büyük patronla da LSM'den sebep arası açılmıştı. Patron heran X'in bir açığını yakalamaya fırsat kolluyormuş gibi davranıyordu bu yüzden X artık daha da özenle işlerini yaptığından bankadan en geç neredeyse o çıkıyordu. Her şeyi defalarca kontrol ediyordu bu da çok fazla zamanını alıyordu.      Bu akşam yine bankadan en son çıkan X olmuştu. Bankanın yeri işlek bir cadde değildi saatte geç olduğundan etraf ıssızlaşmıştı. X etrafta taxi falan göremiyordu,normal arabalarda seyrek geçiyordu. Saatin bu kadar geçtiğinin farkına varamadığı için pişman olmuştu. Merkeze 15 dakikalık bir yürüme mesafesi vardı durup taxi beklemektense merkeze yürüyüp ordan bir araca binmeyi daha mantıklı buldu. 
  Kimsenin olmadığı cadde de hızlıca yürüyordu X, sanki takip ediliyormuş gibi bir his vardı içinde bu yüzden daha da hızlandı ve arkasından gelen ayak seslerini duydu. O hızlanınca arkasındaki ayak sesleride hızlanmıştı. X koşmaya başladı, korkuyordu. Etrafta ondan başka kimse yoktu. Arkasına da dönüp bakamıyordu. Koşarken topuklularının azizliğine uğrayıp yere düştü. Hızlıca kalkmaya çalışıyordu fakat ayak sesleri kesilmişti. Birileri onu kolundan tutup kaldırdı ve yüzlerine baktığında üç kişi olduklarını gördü. Karşısında biri zenci ikisi beyaz olmak üzere üç tane tinerci vardı. Zenci olan bıçağını çıkarıp boğazına dayadı. "Çantanı ver" dedi. X çok korkuyordu, pazarlık yapmadan çantasını uzattı. 
 - Lü..Lütfen.. Ba..Baa..Bana bir şey ya..yapmayın.
X korkudan kekeliyordu çantasını verdikten sonra giderler diye düşünmüştü ama gitmiyolardı. Beyazlardan bir tanesi kahkaha attı ve X'in yüzünü okşadı. Yanındaki arkadaşlarına dönerek:
 - Bu güzel bayana bir şey yapmadan bırakırsak enayi sayılmaz mıyız ?
Üçü birden kahkaha atmıştı. Zenci ve öteki beyaz X'in kollarında tutup yere yatırmıştı. X çırpınıyordu, birileri duysun diye çığlıklar atıyordu. Birden bir fren sesi duyuldu. Tam önlerinde nereden geldiği bilinmeyen siyah bir araba durdu. Arabanın içinden üç tane siyah takımlı adam çıkınca tinerciler X'i yerde bırakıp kaçtı. X korkudan hüngür hüngür ağlıyordu. Siyah takımlı adamlar ona doğru yürüdü ve birden her yer karardı...
   X bayılmıştı. Gözlerini açtığında karşısında LSM'i gördü. Onu tinercilerin elinden kurtaran kişinin LSM olduğunu anlamıştı. İçinde büyük bir minnet duygusu oluştu çünkü X çok duygusal, çabuk kırılan, hassas biriydi. LSM gözlerini açtığını görünce "İyi misin?" diye sordu. X ağlamaya başladı. Ağzından kelimeler zor çıkıyordu sadece teşekkür etti. LSM baba şevkatiyle başını okşadı X'in. 
  - Ağlama... Her akşam uzaktan seni izliyordum bu akşamda yine çıktığını görmek için gelmiştim ve seni o serserilerin elinde buldum. Biraz daha geç gelmiş olsaydım olucakları düşünmek dahi istemiyorum çok şükür artık iyisin.
   X için bazı şeyleri atlatmak hiçbir zaman kolay olmamıştı. Bu da yaşadığı kötü bir travma olarak beynine kazınmıştı. LSM'in orda olmasına, onu sevmesine şükretti. 
    X günlerdir gözünü her kapadığında o üç tinerciyi görüyordu. Bu durumu bir türlü atlatamıyordu sürekli LSM olmasa napardım diye düşünüp duruyordu. Bir haftalık izne çıkmıştı ve evinden dışarı adım atmıyordu. Bugünde evinde dinlenip yine aynı düşüncelere dalmışken kapısı çaldı. X kimseyi beklemiyordu. Kapının deliğinden baktığında LSM'i gördü. Kapıyı açıp onu eve aldı. LSM geldiği gibi :
  - Ben üç gün içinde Kore'ye dönüyorum. Buraya sana son bir kez daha konuşmak için geldim. Lütfen teklifimi kabul et, evlenelim. Sadece kağıt üzerinde evli oluruz sen gözümün önünde ol, seni koruyup kollayayım. Çalışmak istersende sana şirketten bir pozisyon ayarlarız. Her şey senin istediğin gibi olur lütfen düşün..
 LSM bunları deyip arkasına döndü kapıya doğru yürüdü sözlerini söyleyip gidicekti. 
   - Teklifini bu şartlar halinde kabul ediyorum.
   X birden söyleyivermişti bunu. Kendisi bile dediğine inanamamıştı ki LSM de şok olmuş bir şekilde kaldı. X' e dönüp gülümsedi teşekkür edip evden çıktı. X artık geri dönülmez bir yola girmişti. Minnet duygusunu abartıp evlenmeyi kabul etmesine anlam veremiyordu ama kendini çok kaybolmuş hissediyordu. Bütün gece ağladı ve napcağını düşündü...
    Üç gün çabucak geçmişti LSM her şeyi ayarlamıştı. Uçak biletini, nikah işlemlerini her şey tamamdı. X'i evinden aldırtıp havaalanında buluştular. X korkuyordu Önce Türkiyeden ABD'ye şimdi ise hakkında hiçbir şey bilmediği Kore'ye gidiyordu. Oradaki insanlarla nasıl anlaşıcak ne yicek hiçbir şey düşünemiyordu. İlk defa kendisine hiç özen göstermeden evden çıkmıştı. Üzerinde beyaz V yaka bi tişört altında ise sade bir kot vardı. Yüzüne gram makyaj sürmemişti. Sürekli ağladığı içinde burnu kızarmaya başlamıştı. LSM onu sakinleştirmek için durmadan "Her şey çok güzel olacak.." diyordu...
    Uçaktan indikleri gibi önce nikahı kıymayı gittiler. X zaten çok yorgun hissediyordu biran önce nikah işi bitsin istiyordu. Her şey önceden ayarladığından sıra falan beklemeden her şeyi hemen hallettiler. Nikah sonunda iki tarafta sözleşme imzalamıştı. LSM X'ten dışarıya karşı gerçek karı-koca gibi görünmelerini istiyordu. Herkesin içinde koluna girebilecek, elinden tutabilcekti X bu şartlara göre. Normalde rahatsız olduğu bir durum olsa da sesini çıkaramadı ve imzaladı. Artık biran önce gitmek, rahatça ağlayıp uyumak istiyordu. Nikah dairesinden çıktıktan sonra LSM :
    - Yolumuzun üstüyken şirketede uğrayalım seni sanatçılarımla tanıştırmak istiyorum
X cevap vermedi. Konuşmaya hali yoktu. Biran önce nolcaksa olsun istiyordu. Arabanın camındaki yansımasına baktı hasta gibi görünüyordu. Gözleri dolmuştu ve gözünden bir iki damla yaş düştü..
    Şirkete geldiklerinde LSM, X'i birçok kişiyle tanıştırdı fakat X hiçbir grubun, kişinin adını aklında tutamamıştı. En son bir grup kalmıştı. LSM bu grubunu özellikle sona sakladığını söyleyip gülmüştü. Üzerinde  "EXO" yazan odaya girdiler. İçeride bir sürü erkek vardı. Hepsi LSM ve X'i görünce şaşırıp bir araya toplandılar. LSM diğer grupların önünde de yaptığı gibi X'in elinden tutmuştu:
  - Merhaba çocuklar, size eşim X'i takdim ediyorum. Kendisiyle ABD'deki kısa ziyaretim sonucunda tanışıp yıldırım nikahı ile evlendik. Bundan sonra sizin grubunuzun kıyafet tasarımlarından kendisi sorumlusu olucak. Muazzam bir zevke sahiptir, bayılacaksınız.
X şaşkındı. Kendisine iş ayarlıcağını söylerken böyle bir şey beklemiyordu. Bütün gün ağladığı için yüzü kızarıktı başını kaldırmak istemiyordu çünkü bu grubun genç olduğunu görünce biraz halinden utanmıştı. Fakat üyelerden biri gelip elini uzatıp ; "Merhaba ben Suho, Exo'nun lideriyim." deyince mecbur kafasını kaldırdı. Hafifçe gülümseyip elini uzattı. Sonra herkes sıraya girmeye başlamıştı tek tek kendilerini tanıttılar:
   -Merhaba, ben Exo'nun 2. lideri Kris...
   -Merhaba ben Exo'nun Vokallerinden Baekhyun...
   -Merhaba ben Exo'nun Rapçilerinden Chanyeol...
   -Merhaba ben Exo'nun Vokallerinden D.o...
   -Merhaba ben Exo'nun Vokallerinden Xiumin...
   -Merhaba ben Exo'nun Ana dansçılarından Kai...
   -Merhaba ben Exo'nun Vokallerinden Luhan...
   -Merhaba ben Exo'nun Ana Dansçılarından Lay...
   -Merhaba ben Exo'nun Vokallerinden Chen...
   -Merhaba ben Exo'nun Vokallerinden Tao... 
    X şuana kadar tam on bir kişiyle tek tek tanışmıştı ve isimleri aklında tutamamıştı diğer gruplarda tekli tanışma yaşamadığında daha çabuk ve kolay geçmişti. Ama hala gelmeyen bir kişi vardı. Duvara yaslanmış telefonuyla ilgileniyordu. Herkes onu bekliyordu ve yavaşça kafasını kaldırıp X'e baktı. X'ten gözlerini ayırmadan ona doğru yürüdü ve tam karşısında durup sadece "Merhaba" dedi. Adını, gruptaki görevini söylememişti. Elini bile uzatmamıştı. X'in gözlerinin içine gözlerini hiç çekmeden bakması onu çok etkilemişti. Tanışma faslı bitmişti LSM artık gitme zamanı demişti fakat X'in aklı 12. kişideydi. Adını bile öğrenememişti. LSM çıkarken kolunu X'in omzuna attı, X ağlıcak gibi oldu bu durum onu çok zorluyordu fakat o ismini bile öğrenemediği üyenin önünde bu şekilde yaklaşmasından daha da rahatsız olmuştu. Gitmeden ona bir kez daha baktı. Herkesten bağımsız köşedeki duvara sırtını yaslamış ellerini göğsünde bağlamıştı. X ona bakınca göz göze geldiler. İlk defa birinden ilk görüşte böyle bir enerji hissetmişti. Bu yüzden ona iyice baktı. Gözleriyle "beni bu içine düştüğüm durumdan kurtar" der gibi bakıp LSM'le çıktı. 
   LSM arabada ona ne zaman isterse işe başlayabilceğini söyledi. X hemen yarın başlamak istediğini söyledi. Gözünün önünden gitmeyen bir çift göz vardı aklında. Eve geldiklerinde X'in odası çoktan hazırlanmıştı. Odasına çıkıp yatağına uzandı. Kendini çok farklı hissediyordu. Onu nelerin beklediğini bilmiyordu. Her şeyden korkuyordu. Gözlerini yumdu. Aklına o gözler geldi. Bakışları resmen içine işlemişti. Ağlamaya başladı. Bundan sonraki hayatında neler olcak diye düşünüp ağlarken uykuya daldı...

SEHUN BİASLILARA ÖZELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin