2.YIKILMIŞ HAYALLER

560 49 342
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR

Kar yatağına uzanıyor çerçeveye sarılıyordu. Hâlâ ağlıyordu. Kimsesiz, yalnız kaldığı için ağlıyordu. Üç ay önce Levent için ailesini terk ettiğinde, İzmir'den İstanbul'a geldiğinde o kadar mutluydu ki, ama şimdi mutsuz, üzgün en çok da pişman. Her şey çok hızlı gelişmişti. Levent onu Kordon'da yürürken görmüştü. O gün gözleri Kar'ın yeşil gözlerine takılmıştı.

Genç kadın uzandığı yerden doğruldu. Komodinin üstündeki telefonunu alarak rehberini girdi. Hande'nin numarasını bulup onu aradı. Telefon açılır açılmaz, "Hande sana çok ihtiyacım var. Paris'ten ne zaman döneceksin?" Hande, Kar'ın tek arkadaşıydı. Seminer için geçen hafta Paris'e gitmişti. "Kar iyi misin? Ne oldu?" diye sordu Hande telaşlı bir sesle. "Lütfen gel, sana çok ihtiyacım var." dedi ağlamaklı bir sesle. "Ne oldu Kar, ne oldu bebeğim anlat bana!" Kar akan yaşlarını sildi. "Sadece gel. Paris'ten döndüğünde konuşacağız." dedi boğuk bir sesle. "Tamam. Ben yarın sabah Türkiye'de olacağım. Varınca seni arayacağım."

"Tamam. Aramanı bekleyeceğim." dedikten sonra telefonunu kapattı.

Genç kadın tekrar rehberini girip annesinin numarasını buldu. Arayıp aramamak arasında kaldı. Bir ay önce onu düğününe davet etmek için aradığında telefonu yüzüne kapatmıştı. Kar derin bir nefes aldı ve arama tuşuna bastı. Titreyen elleriyle telefonu kulağına götürdü. Telefon çalıyordu ama açan yoktu. Tam kapatacakken telefon açıldı. "Annem!" dedi umutlu bir sesle. Güneş Hanım'dan cevap gelmeyince Kar devam etti. "Anne lütfen sesini duymak istiyorum. Sana çok ihtiyacım var, lütfen!" dedi yalvarcasına, ağlamaklı bir sesle.

"Beni bir daha arama! Sen üç ay önce seçimini yaptın. Babanın sözünü çiğnedin. Levent'i seçtin. Şimdi gelip sana ihtiyacım var diyemezsin! Ne ben senin annenim ne sen benim kızımsın!" dedi sert bir sesle, ardından telefonu Kar'ın yüzüne kapattı. Genç kadın ıslak yanaklarıyla tavana baktı. "Allah'ım bana yardım et!" dedi ağlayarak.

Hayalleri yavaş yavaş yıkılıyordu. Yanında kimse yoktu. Ona destekleyen, buradayım, yanındaydım diyen kimse yoktu. Yalnızdı. Kimsesizdi. Onun için ailesini terk ettiği adam, ona güvendiği adam onu terk etmişti. Ondan vazgeçmişti. Kurduğu hayaller yok oluyordu. Umutları tükeniyordu. Hayatı bitiyordu. Tutulmak için, yaşamak için, direnmek için hiçbir nedeni yoktu. Annesi onu istemiyordu. Eşi onu terk etmişti. Babası ölmüştü. Kimin için yaşayacaktı? İşinden başka hiçbir şeyi yoktu. Ona ait hiçbir şey yoktu. Ölürse onun için kim ağlayacaktı? Onun için kim gözyaşı dökecekti? Mezarına kim gidecekti?

Kar kapının açılma sesiyle bakışlarını o tarafa çevirdi. Levent dönmüştü. Genç kadın gözyaşlarını silerek yanına gitti. "Döndün... Beni bırakmayacağını, terk etmeyeceğini biliyordum." dedi mutlu bir sesle. Ardından ona sarılmak için kollarını uzatığında, Levent onu itti. "Sen beni kandırdın!" dedi sert bir sesle. Kar anlamadığı belirten bir ifadeyle baktı. "Anlamadım!"

"Avukatla konuştum. Boşanmak istediğimi söyledim. Nedeneni de söyledim. Avukat bana, karınız sizi kandırdı, dedi. Sen en başından beri hasta olduğunu biliyordun değil mi? Avukat haklı. Sen benden para almak için böyle bir oyun oynadın. Hasta olduğunu söyleyince seni boşanacağımı biliyordun. Senin amacın benden tazminat ve nafaka almak değil mi? Önce boşanmak istemiyorum diyeceksin sonra para karşılığına boşanmayı kabul edeceksin değil mi? Gerçekten zekice, mükemmel bir plan kurmuşsun!" dedi alkışlayarak.

"Levent sen... Ciddi olamazsın!" Hemen ardından devam etti. "Ciddi olamazsın! Ben yeni öğrendim. Gerçekten bilmiyordum. Kanser hastası olduğumu bilmiyordum. Bunun için beni suçlayamazsın! Ben geçen hafta, balayından döndükten sonra şüphelenmiştim o yüzden gidip mamografi yaptırdım. Sana yemin ederim yeni öğrendim." Levent kafasını inanmıyorum der gibi salladı. "Yalan! Yalan söylüyorsun. Sen benimle evlendikten sonra pişman oldun, o yüzden böyle bir plan kurdun. Benden boşanıp yeni bir hayat kurmak için tazminat isteyeceksin değil mi? Bu evi, şirketi, bana ait her şeyi isteyeceksin değil mi? Sen hasta falan değilsin, sen tam bir yalancısın. Yalancı!" dedi bastırarak.

HAYATLA MÜCADELEM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin