5.DİNMEYEN ACI

472 49 300
                                    

Acıların en büyüğü kendini suçlu hissetmektir. (Austen)

KEYİFLİ OKUMALAR

Kar nezarethanede oturuyordu. Bir saat önce buraya gelmişti. Mert onu polisi şikâyet etmişti. Kar kendini bir daha savunmamıştı. Sadece masum gözlerle bakmıştı. Ağlamamıştı. Kabul etmişti. Öleceğini kabul etmişti. Kalan günlerini cezaevinde geçireceğini kabul etmişti. Bir suçlu gibi hapishaneye gireceğini kabul etmişti. Eriyeceğini, aynı ismi gibi eriyeceğini kabul etmişti. Yağmur ona gökkuşağı göstermek yerine fırtınayı göstermişti. Zaten bu yüzden ağlamamıştı Kar. Bir daha yağmur aksın istemiyordu. Çünkü Yağmur ona ihanet etmişti.

"Kuzum, iyi misin?" Hande'nin sesiydi. Hande hastanedeyken Kar'ın odasına gittiğinde bulamamıştı. Hemşireden öğrenmişti olanları. İnanmamıştı. Olanlara inanmamıştı. Zira arkadaşını çok iyi tanıyordu. Hastaneden koşarak çıkıp buraya gelmişti. Arkadaşını yalnız bırakmak istemedi. Kar oturduğu yerden kalkarak Hande'nin karşısında durdu. Aralarında demirler vardı. "İyiyim. Gerçekten iyiyim. En azından kalan günlerimde yalnız olmayacağım. Cezaevinde bir sürü arkadaşım olacak." dedi gülümseyerek.

"Saçmalama! Çıkaracağım seni. Masum olduğun hâlde seni orada bırakacağımı düşünmedin herhalde!" dedi sorarcasına. "Beni düşünme. Bak, evren bile benden kurtulmak istiyor!" Hande, Kar'ı elinden desteklercesine tuttu. "Kar, sen benim arkadaşım değilsin, seni her zaman kardeşim olarak bildim. Yalnız değilsin sen, ben varım. Seni buradan çıkaracağım. Ameliyat olacaksın. İyileşeceksin. Annenle barışacaksın. Yeni bir hayat kuracaksın."

Kar'ın gözlerinden yaşlar akarken, "Çok teşekkür ederim ablam. Çok sağ ol Hande. Senin gibi bir arkadaşım olduğu için gerçekten çok şanslıyım." dedi minnet dolu bir sesle. "Arkadaşlar bu günler için." dedi göz kırparak. Ardından devam etti. "O zaman ben gideyim. Kendine çok iyi bak bir tanem." dedi yumuşak bir sesle. "Sen de." dedi Kar gülümseyerek.

Hande, Kar'ı çıkarmak için, Mert'le konuşacaktı. Kar'ın kanser hastası olduğunu söyleyecekti. Başka çaresi yoktu. Kar öğrenince ona kızacaktı ama yine de onu kurtarmak için Mert'e söyleyecekti. Telefonunu çıkararak hemşireyi aradı. "Günaydın Zeynep Hemşire, ben Doktor Hande Kaya, bana Yağmur Kara'nın dosyasından ev adresini verir misin?"

***

Hande, Mert'in evine vardığında kapıyı çalıp beklemeye başladı. Bir kaç dakika sonra Mert kapıyı açtı. Hande'ye görünce şaşırdı. Zira Kar'ın arkadaşı olduğunu biliyordu ve ne için geldiğini tahmin ediyordu. "Hande! Senin ne işin var burada? Evimin adresini nereden buldun?" diye sordu merakla. "İçeriye girebilir miyim? İçeride konuşalım!" dedi genç kadın sorarcasına. Mert kapıdan geri çekilirken, "Peki. Salona geç." dedi. Hande içeriye girince kapıyı örttü. Ardından Hande'nin arkasından salona gitti. Yağmur odasındaydı. Ödevlerini yapıyordu.

Genç adam, Hande'nin karşısındaki koltuğa otururken, "Hâlâ cevabımı almadım!" dedi. Genç kadın yerine iyice yerleşti. "Yağmur'un dosyasından aldım ev adresini. Bence ne için geldiğimi biliyorsun!" Mert gülümsedi. "O zaman boşuna geldiğini de biliyorsun. Çünkü kararım kesin!" dedi emin bir şekilde. Hande kafasını iki yana salladı. "Yanlış yapıyorsun Mert. Kar masum, inan bana. O çocuklara asla zarar vermez, hele Yağmur'a asla!" dedi emin bir şekilde.

"Boşuna konuşuyorsun Hande. Ben gözlerimle gördüm. Yağmur da söyledi. Kar ona tokat atmış, saçlarından sürükledi. Cezasını çekecek." dedi kararlı bir şekilde. "Pişman olacaksın Mert. Çok pişman olacaksın. Kar sana söz verdiği hâlde ve onun tek umudu Yağmur iken ona zarar vermez ki, veremez!" dedi sesini yükselterek. "Tekrar Yağmur ile konuş. Hatta ben konuşabilirim!" derken yerinden kalkıyordu. Mert bir hışımla oturduğu yerden kalktı. "Sakın!" dedi uyarcasına kolundan tutarken. Hande geri çekilirken, "Lütfen!" dedi yalvararak.

HAYATLA MÜCADELEM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin