"Benden kurtulmak mı?" derken ses tınısına yansımış alay kilometrelerce öteden dahi sezilebilirdi.
"Ben senin kökünde can bulmuş bir sarmaşığım Yaban Gülü. Günbegün senin besininden besleniyorum. Kökün kuruyana ve biz beraber ölene kadar benden kur...
EVET, 600 KÜSUR YORUMDAN SONRA TABİKİ DE DURAMADIM VE YİNE HEYECANIN DORUKLARDA OLDUĞU BİR BÖLÜM DAHA YAZDIM SSJJSSJSJS EN SON BİLGİSAYAR BAŞINDAN LEŞİMİ TOPLAMAZLAR İNŞ...
BİRAZ AYDINLANACAĞINIZ VE FAZLASIYLA HEYECANLANACAĞINIZ BİR BÖLÜM OLDU. UMARIM BEĞENİR VE BOL BOL YORUM YAPARSINIZ.
EH BU BÖLÜME DE BİR 500 YORUM ALIRIM SJSJSJJS
SINIR: OY 200 / YORUM 300
Sınır yazıyorum ama biliyorum ki siz bu bölümü uçuracaksınız! Sizleri çooooooooooook seviyor ve öpüyorum ♥
Bölüm İthafı maviay1225 için. Beğenmen dileklerimle canım ♥
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
▬▬▬
Y E D İ
----------------
"Aşk kelimesi, Arapça aşekadan gelir. Aşeka, bir ağacı saran,besinini ağaçtan alan ve zaman içinde ağacı kurutarak öldüren sarmaşığa denir."
•••
Hazar sanki can suyunu bulmuş gibi bir anda Berfe'nin belini kavrayıp kendine doğru çekti. Dudaklarında kaybolduğu her an sinirinin uçup gittiğini hissediyordu. Afili bir şey yapacağından hiç şüphesi yoktu lâkin bunu da beklemiyordu açıkçası. Büyük dumura uğramıştı.
Berfe, beceriksizce Hazar'ın derin öpücüğüne karşılık vermeye çalışıyordu. Evet, bunu istiyordu. Onu öpmeyi has kendi iradesiyle istiyordu. Lâkin bu hislerden çok tenle ilgiliydi. Hazar'ın cazibesinin karşısında tutuklu kalmak gibi kötü bir alışkanlığı vardı. Ne bilsindi o böyle şeyleri? Yeni yeni tadına varıyordu tutkunun, şehvetin ve arzunun.
İki ten ateş ile kavrulurken tutku ile harmanlanmıştı. Birbirlerinin dudaklarında sanki hayatı bulmuşçasına ikisi de geri çekilemiyordu. İkisi de geri çekilmek istemiyordu!
Berfe en son dayanamayıp nefes nefese geri çekildiğinde gözlerini kaldırıp güneşin altında çam yeşiline dönmüş gözlere dikti bakışlarını. O da nefes nefeseydi ve gözleri büyük bir hayranlık ile çehresini tarıyordu.
"Berfe..." diye soluduysa da ne diyeceğini bilemedi Hazar.
İlk kez bu kadar tutuk kaldığını hissediyordu Hazar. Her lafa bir cevabı olan o değildi sanki. Gözlerinin içine bakmakta olduğu kadının karşısında dut yemiş bülbüle dönüyordu.