3

15.1K 1.6K 2.1K
                                    

Yazar

Jisung ve Felix sırılsıklam şekilde kantinde oturuyordu. Üstlerinden sular damlarken onlara bakan öğrencileri umursamıyor, sinirle soluyorlardı. Gerçekten bu çok fazlaydı.

"Onları öldüreceğim, onları.."

Felix kavga çıkarmak için ayaklandığında Jisung onun kolundan tutmuştu. Felix'i sandalyesine geri otururken kafasında intikam planları kuruyordu.

"Sakin ol Felix. Bu kadar kolay olmayacak. Onları yalvartacağız."

Jisung sinirden gülmeye başladığında Felix ona ilk tuhaf tuhaf bakmış, ardından o da gülmüştü. İkisi de nedenini bilmeden sadece gülüyordu.

"Han Jisung, psikopat taklitleri hiç olmuyor kardeşim."

[Yarım saat önce]

Minho

"Ben hala o mavi çocuktan yanayım."

Hyunjin dakikalardır bana mavili çocuğu övüyordu. Sorun olan ise Hyunjin 'in onu sadece bir kere görmesi ve konuşmasıydı. Sırf beni sinir etmek için bu kadar uzattığından emindim.

"Tamam, Hyunjin. Yeter. Anladım çocuk tatlı ve güzel. Aksini iddia etmiyorum zaten."

"Ooo sen o zaman çoktan düştün bu çocuğa."

Boş yapan Hyunjin'e göz devirip içeceğimden bir yudum aldım. Çocuğun güzel görünüşü ona düşmemi sağlamazdı.

"Çocuk tatlı ama benim etrafımda bir sürü tatlı ve güzel insan var zaten. Onun ne fazlası var? Shipper yüreğini devre dışı bırak Hyunjin."

O somurtarak içeceğini içmeye başladığında yanımıza Changbin gelmiş ve oturmuştu. Gülüyordu. Kıyamet mi kopacaktı acaba?

"Naber beyler, nasılsınız?"

Changbin oldukça keyfi yerinde konuştuğunda onu görmezden gelip yeniden Hyunjin'e dönmüştüm. Changbin'in böyle keyifli bir şekilde yanımıza gelmesi normal değildi.

"Aynen Hyunjin ya, bende bir psikolağa görünmeyi düşünüyorum. Bu aralar halisünasyon görüyorum sanırım. Hatta az önce Changbin gülümsüyordu ve mutlu şekilde yanımıza oturup hal hatır sordu."

Söylediklerime masadakiler gülerek Changbin yerinde gerinmişti.

"Lee Min Ho, keyfimi hiçbiriniz bozamazsınız. Buraya ne yapacağımızı sormaya geldim."

Herkes kafasını kaldırıp Changbin'e bakmıştı. Neyden bahsettiğini anlamamıştık.

"Ne ne yapacağız?"

"Birinci sınıflar var." O gülerken biz anlamazca bakmaya devam ediyorduk.

"Evet, birinci sınıflar var. Biz de geçen sene birinci sınıftaydık, mutant falan değiller yani."

Changbin eski haline dönüp somurtaya başlamış, omzuma vurmuştu. Tamam, eski haline dönmesiyle artık daha az korkutucuydu.

"Biliyorum herhalde. Diyorum ki onlara ne şaka yapacağız?"

"Onlara şaka mı yapacağız?"

"Salak mısınız. Gelenek bu. Senelerdir üstler altlara yapıyor. Bize yaptıkları gibi."

"Ne zamandan beri gelenekleri umursar oldun Bin?"

Chan hyung güldüğünde Changbin konuşmak için ağzını açmıştı. O sırada Hyunjin birden konuya atlamıştı.

"Ne zamandan beri olduğunu biliyorum ben. Ah.. neydi adı? Hah, Felix yüzünden. Şu kızıl kedicik. Hırrrrr~"

Herkes kahkaha atarken Changbin çantasını Hyunjin'e atmıştı. Ben de gülüyordum. Hyunjin az önce bana da aynı şekilde bulaşmıştı ama şu an ben hedef değildim, yani umrumda değildi.

fight me mate (minsung)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin