"Minho! Al şunu üstümden! Ah ölüyorum!"
Ben Minho'ya bağırırken o bilerek yavaş yavaş bana doğru adımlamıştı. Bana yardım etmek yerine başımda dikilerek bana bakmaya başlamıştı.
"Ben sana demiştim demek istemiyorum Jisung ama....ben sana demiştim."
"YA ÖBÜR DÜNYAYA GÖÇECEĞİM ŞİMDİ ALSANA ŞUNU!"
Minho üstümde duran ve zar zor kaldırdığım ağırlığı alarak yerine takmıştı. Kas yapma hayallerimi bir kez daha rafa kaldırmıştım. Eskisi gibi olmayacaktır herhalde.
"Sanırım bu şekilde devam edersen otuz yıl sonra baklavaların olabilir Lee."
Bana soyadımla seslenme alışkanlığı değişmemişti. Şimdi tek farkı Han'ın yerini Lee almasıydı. Evet, evlenmiştik. Phoenix High Academy'den mezun olmamızın ardından hepimiz işe gitmiştik. Ben, Changbin ve Chan hyung ortak bir müzik stüdyosu tutmuş, yaptığımız şarkılar ile para kazanmaya başlamıştık. Felix ile Minho dans stüdyosu açmıştı. Seungmin, Jeongin ve Woojin de seslerini kullanarak müzik yapmışlardı. Hyunjin polislik akademisini bitirmiş, başarılı şekilde mesleğini sürdürmüştü.
Üzerinden yıllar geçmesine rağmen hiç ayrılmamıştık. Birlikte kendi müzik şirketimizi kurmuştuk. Hyunjin müzik yapmak için işini bıraktığında hepimiz kendi iş yerlerimizde ayrılmış, şirketimizi geliştirmiştik. SKZ Entertainment'in kurucuları Stray Kids'dik artık.
Şirketimizde dolaşan stajyerleri gördükçe vücutlarına olan imrenmem artmıştı ve yeniden eski kaslı bedenime sahip olmak için çalışmaya başlamıştım ama işler pek umduğum gibi gitmemişti. Sanırım bir çocuğa bakmak beni iyice formdan düşürmüştü.
Ve evet, bir çocuk evlat edinmiştik. Minho'yla beraber yetimhaneden evlat edinmiştik Jiho'yu. Dünya tatlısı oğlumuz kapıdan bizi izliyordu.
"Baba, sen çok yaşlısın artık, bırak bu işleri."
Küçük velet benimle dalga geçer şekilde konuştuğunda dudak büzmüş ve Minho'ya bakmıştım.
"Hep senin yüzünden bu böyle konuşuyor, aynı sen. Ben 32 yaşındayım ya!"
Minho gülerek beni kaldırmış ve dudaklarıma bir öpücük koymuştu. Ellerini saçlarımda gezdirirken yorgunluğuma rağmen kocaman gülümsemiştim ona.
"Yaşlı olsan bile seni seviyorum."
Romantik olacağını düşündüğüm için ilk baş gülümsemiş, ardından sinirlenip itmiştim onu, pişmiş kelle gibi sırıtıyordu birde!
JiHo da bize bakarak kıkırdamış ve yanımıza gelmişti. Minho ve beni elimizden tutarak çekiştirmişti birbirimize doğru.
"Minho baba, Jisung babama haksızlık etme şimdi. Hala çok güzel o. Akademideki fotoğrafınızı görmüştüm ya, daha bile güzelleşmiş sonuçta."
O güldüğünde Minho ve biz de gülmüştük. Minho ikimizi de çekip sıkıca sarılmıştı.
"Sabahın köründe burda ne aradığını sorabilir miyim velet?"
JiHo Minho'ya resmen aşağılarcasına bakmıştı. Bazen bu çocuk beni korkutuyordu.
"Beni okula bırakman için, tabiki! Bugün Lise'nin ilk günü ve bana seni bırakacağım demiştin!"
Göz devirmiştim. Evet, Minho bu kadar sorumlu bir babaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fight me mate (minsung)
FanfictionPhoenix High Academy'e kabul edilen birinci sınıflar üst sınıfların acımasız şakalarına maruz kalır. Küçüklerin de büyüklerden intikam almasıyla başlayan yarış sizce o kadar kolay mı bitecek? minsung, changlix, hyunin Başlangıç Tarihi: 15.07.2019 Bi...