,,takıntı mı aşk mı?

4.2K 367 352
                                    

[final bölümüdür. yorumlarınızı bekliyorum. iyi okumalar.]

jungkook pov

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

jungkook pov


Arkası acıyordu. Bir kez daha bu taştan yapılma "yatakta" uyumak zorunda kalmıştı. Bir kez daha elleri onu rahatsız edecek biçimde arkasında kelepçelenmişti. Bir kez daha, bu iğrenç sorgulama odasında, sandalyede oturuyordu. Ama buradan olabildiğince erken çıkabilmek için bütün bunlara katlanacaktı.

Biliyordu, bütün bu olanlar o küçük oğlan için çok fazla gelmişti. Ve biliyordu ki o oğlan asla bunların üstesinden gelemeyecekti. Emin değildi, ona acıyıp acımadığına. Çünkü o günlerde o oğlanı kendisinin yapmıştı.

Jungkook olanlar hakkında düşünmüştü, çokça kez. Ve o, kendisi bile verecek net bir cevap bulamıyordu. Elinde bulunan tek cevap, kendisini artık tanıyamadığıydı. Kendisini o kadar çok duygularının yarattığı kaosa kapılmış bir halde bulmuştu ki artık bu hislerin hangilerinin gerçek hangilerinin duruma göre ayarlanmış olduğunu anlayamıyordu. Jimin'in gözlerinin içinde saf korkuyu gördüğü zamanlar Jungkook'un içini saf bir haz dalgası ele geçiriyordu. Ve biraz da acıma duygusu. Kendisi de biliyordu, bunların hiç de normal şeyler olmadığını. Jungkook sulu, korkulu, bambi gözlerle ilgili bir fantezisi olabileceği ihtimalini düşünmüştü. Ama değildi. Ne denediyse denesin, aynı hissi alamıyordu.

Çünkü fantezisi Park Jimin'di.

Ne tür gözlerle bakarsa baksın, her zaman Jungkook'un içerisinde bir duygu patlamasına neden oluyordu. İlk tanıştıkları zaman Jungkook, Jimin'in farklı olduğunu biliyordu. Jimin insan ilişkilerinde kötü olduğunu düşünebilirdi ama Jungkook'un tehlikeli olduğunu o an anlayan kişi tek kendisi olmuştu. Gözleri havada birleştiği an, zavallı genç çoktan titreyerek ağlama evresine girmiş gibi gözüküyordu. Jimin insanları ilk görüşte tartabiliyordu. Tek sorun vardı, o da ilk görüşüne sonuna kadar bağlı kalmasıydı. Jungkook tehlikeli olduğunu inkar etmek istemiyordu. Kabul ediyordu, birkaç kez Jimin'e zarar vermek istemişti. Oğlan kime ait olduğunu öğrenene dek ona disiplin dersi vermek istemişti. Ama basitçe söylemek gerekirse yapamamıştı. Onun cildinin canını yakacak hiçbir şey yapamazdı.

Evet, onun bileklerinde çirkin yaralar bıraktığı için Taehyung'un kafasını koparmak istemişti. Evet, parmağını kırdığı için Taehyung'u boğmak istemişti. Ve evet, Jimin'in bedeninin her yerinde çizikler ve izler bıraktığı için bu küçük ormanı tamamen yakmak istemişti. Onun üzerinde bırakılacak bütün izler, Jungkook'a ait olmalıydı. Ama acıyla değil, sadece sevgiyle.

Ama Jungkook, Jimin'i incittiğini kabul ediyordu. Ve emindi ki eğer onu tekrar ve tekrar incitmezse Jimin'i sadece kendisine saklayamayacaktı. Asla bu oğlanı fiziksel olarak incitmezdi. En kötü kabuslarında veya en ağır agresif zamanlarında bile. Ama onu duygusal olarak yaralayabilirdi. Ve yapmıştı. Olanlardan sonra, Jungkook Jimin'in onun lehine mi yoksa aleyhine mi tanıklık edeceğini bilmiyordu. Birisini sadece kendine saklamanın tek yolu ya onu diğer herkesten soyutlamaktan ya da onu elinden yedirtecek raddeye kadar domine ederek başka seçenek bırakmamaktan geçiyordu.

insanity | jikook [çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin