insanity | jikook [çeviri]

,,acı verici anı

[Bu bölüm mideniz açısından pek hoş olmayan sahneler içermektedir. Bilginize kusarsanız çevirmen olarak sorumluluk kabul edilmemektedir. İyi okumalar.]

"Korku zihin öldürendir. Beraberinde her şeyi tahrip eden küçük bir ölümdür."

—

"Ve biz bir aile olacağız, sevgilim."

Jimin kalbinin durduğunu hissedebilmişti. Her şey bir anlığına durmuştu. Kanı bile donmuştu.

"Bunun iyi bir fikir olduğunu düşünmüyor musun?" diye sordu kararmış gözlerle bakan Taehyung. Yüzünde çarpık ve ürkütücü bir gülümseme belirmişti.

Jimin hiçbir şey söyleyemiyordu. Titremesini durduramıyordu.

Bir aile mi? Burada sonsuza dek kalacağı anlamına mı geliyordu bu? Bütün bu katillerle?

"O sadece şaşırdı, çünkü kendisi her zaman bir ailesi olsun istiyordu. Değil mi, bebeğim?" diye sordu Jungkook. Aynı zamanda Jimin'in koluna dokunup Jimin'in içindeki buzları yeniden kırmıştı.

'Bebeğim? Ne?' Jungkook'un neşeli -büyük ihtimalle sahteydi- yüzüne bakarken düşündü Jimin.

"Hm." diye keskin bir nefes vermişti Taehyung. Jungkook'un sözlerinden şüphelense bile şu anlık salmaya karar vermişti.

Jimin'in ise ne olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Korkuyordu. Kemikleri titriyor ve kendisi üşüyordu. Hala sonbaharda olmalarına rağmen.

"Şu anlık sadece yiyelim, ne dersiniz?" diyerek ölümcül sessizliği bozmuştu Jungkook.

Taehyung'un yüz ifadesi değişmişti. Yeniden ışıldamaya başlarken başıyla onaylamıştı.

Jimin kaşığını eline alıp hala hareket etmeyen Hoseok'a bakmıştı.

Şu anda nasıl davranması gerektiğini düşünmüyordu açıkçası. Jungkook ona yemesini söylemişti ve o ölmek istemiyordu. En azından böyle değil.

Jimin kaşığı ağzına değdiremeden büyük bir gürültü duyulmuş ve Jimin'i sıçratmış, çorbanın birazını yere dökmesine sebep olmuştu. Refleksle ne olduğuna bakmak için başını kaldırdı.

Taehyung kaşığını kasesinin içine düşürmüştü. Masaya baya çorba dökülmüştü, hatta birkaç damla da üstüne gelmişti. Derin bir nefes almıştı. Kızgın gözüküyordu. Gerçekten kızgın.