insanity | jikook [çeviri]

,,son şans (pt.1)

"Ama tatlım, burası Harikalar Diyarı değil. Ve sen de Alice değilsin."

—

Aradan uzun zaman geçmişti. Ve bu Jungkook mahkemeye gitmeden önceki son görüşmeydi. Jin, Jungkook'un büyük ihtimalle mutlu bir sona sahip olacağını söylemişti. Serbest kalacaktı. Ama Jin aynı zamanda katilin Jungkook olmadığını da söylemişti. O zaman neden devam etmeleri hala bu kadar önemliydi?

Çünkü Jungkook bu canavarı bulabilecek tek kişiydi. Hatta çoktan kim olduğunu biliyordu belki de.

Jimin hazırlıklıydı. Jungkook'u ikna etmek için her şeyi deneyecekti. Bu gencin taşıdığı her bilgiyi kendi başına ele geçirebileceğine dair güveni tamdı. Jin ile birlikte düzgün dialoglar kurabilmek için çalışmıştı. Ve tabi onu konuşturabilmek için de.

Jungkook'u belli bir süredir hiç görmemişti. Jungkook da onu. Duyduğu kadarıyla değişmemişti. Sadece Jimin yokken daha sessizleşmişti.

Ama artık zamanı gelmişti.

Sürpriz, Jungkook. Artık bizim sıramız.

"Pekala, Jimin. Sana güveniyoruz. Bu büyük ihtimalle onunla konuşmak için son şansımız." diyip Jimin'in sırtını sıvazlamıştı Jin.

Jimin'i dalgınlığından kurtarmıştı. Jimin kendisinin şimdi nasıl Jungkook'a karşı daha baskın olduğunu düşünüyordu. Jungkook'u az sonra nasıl kuklası yapacağını.

Jimin gülümseyip güvenle elindeki dosyaları göğsüne bastırmıştı.

Bunu yapabilirim. Kolay ve rahat olacak, Jimin..

Jin son bir kez Jimin'in sırtını sıvazlamış ve desteklercesine gülümsemişti.

"O bekliyor olmalı. İçeri geçmelisin. Namjoon ve ben diğer odadayız." dedi ve elini Jimin'in sırtından ayırdı.

Jimin yalnız kalınca damarlarına işleyen endişe geri gelmişti.

Kapıya doğru dönüp derin bir nefes aldıktan sonra yavaşça kapı kulpunu çevirdi.

—

Atmosfer saniyesinde değişmişti. Kendine çok güvenen Jimin önündeki siyah saçlı suçluyu görünce bir anda kendini küçük hissetmişti.