Hatırlatma;
"Merak etme ben Bay Park'a haber vereceğim. Hemen eve git ve güzelce dinlen."
"Tamam. Ve... Teşekkür ederim" diyerek kafeden çıktım.
Sen hiçbir şeyden habersiz... Ben ise her şeyden haberli kalp kırıklığımla evin yolunu tuttum...
***
"Ee... Sonra ne oldu?"
"Sonra... Henüz hayatın da kimseyi istemediğini söyledi."
Yoongi'nin şu kız meselesini merak etmiştim ve bir yerde buluşmak için mesaj atmıştım. O da sahile çağırmıştı.
Saat gecenin 11'i. Kız henüz bir ilişkiye hazır olmadığını ve hayatında kimseyi istemediğini söylemiş. Buna sevinmiştim.
" Şimdi ne yapacaksın peki?"
"Bilmiyorum... *Derin bir iç çeker* ama sanırım sevmekten vazgeçmeyeceğim."
Son söylediği söz biraz kalbimi kırsa da bozuntuya vermedim. Çünkü onun mutluluğu, benim mutluluğumdu. Eğer o kızla mutluysa bana sadece desteklemek düşer.
"Bence de sevdiğinden vazgeçmemelisin"
Benim gibi...
"Yanımda olup beni desteklediğin için çok minnettarım Min Ji." diyerek bana sarıldı.
Şu an kalbim o kadar hızlı atıyordu ki umarım duymaz.
"Oh... Kalbin çok hızlı atıyor... İlk defa mı bir erkekle sarılıyorsun?"
Tanrım... Kahretsin, kahretsin!
"B- ben mi?"
"Yok, şu yolda geçen amcaya diyorum." dedi gülerek.
Şu an yerin bin kat dibine girmek istiyorum. Tanrım lütfen şu anda şuracıkta al canımı. Rezilliğin böylesi görülmedi.
Aferin sana Min Ji bugün de kendini rezil ettin. Tebrik ediyorum seni.
Hemen bir bahane bulup buradan toz olmalıyım. Çünkü şu an domates gibi olduğuma kalıbımı basarım.
"Ş- şey oppa benim gitmem lazım."
Tam ayaklanıyordum ki bileğimden tuttu. "Hey, bekle beraber gidelim."
"Tamam."
***
Karanlık sokaklarda yürüyorduk. Pek fazla konuşmuyor, sadece sessizliğin ve ılık esen rüzgarın tadını çıkarıyorduk.
"Utanınca çok tatlı oluyorsun."
Sessizliği bölen bu ses benim aklımı başımdan almıştı. Önce afallasam da bilmiyormuş gibi sordum:
"Nereden çıktı bu?"
"Hani sahildeyken kalbinin çok hızlı attığını daha önce bir erkekle sarılmadığını sormuştum ya? Orada utanmıştın ve çok tatlı görünüyordun."
"T- teşekkür ederim."
"Sahiden neden o kadar utandın ki?"
"Ben hep utanırım."
"Sen ve utanmak?" Güldü.
"Ne var yani utanamaz mıyım? Sen bana utanmaz mı demeye çalışıyorsun ha?"
"Haha, hayır hayır yanlış anlama. Sadece görünüşüne göre fazla utangaçsın."
"Ne varmış benim görünüşümde?"
"Fazla havalı, kendini bilmiş, ve asil görünüyorsun."
"Övdün mü, sövdün mü? Belli değil."
Ardından ikimiz de gülmeye başladık.
***
"Bu güzel akşam için teşekkür ederim"
"Rica ederim, ben de teşekkür ederim oppa."
Evin kapısını açtım ardından el sallayarak içeri girdim. Kapıyı kapatarak derin bir nefes aldım ve sonra dışarı verdim.
"Sen sadece ona destek olacaksın Min Ji. Daha fazla ona kapılmamalısın. Görmüyor musun? Seni sadece kardeşi olarak görüyor. Bırakta sevdiği kadınla mutlu olsun..."
Annem ile Seul Min çoktan uyudukları için ses çıkarmamaya özen göstererek parmak uçlarımla hızlı adımlar atarak odama doğru yola koyuldum.
Selam. Öncelikle emeğimin boşa gittiğini hissediyorum. Çünkü çok az oy ve yorumlar geliyor. Sizi zor durumda bırakmak istemem ama artık 30+oy gelmeyene kadar yeni bölüm gelmeyecek. Üzgünüm ama bu şekilde emeğimin karşılığını alabilirim belki. Lütfen çok oy ve yorum yapın. Sizi seviyorum. Görüşmek üzere 💜💜