Hatırlatma;
Herkesi söyledikten sonra sıra bana gelmişti.
"Min Ji 1-3B sınıfındasın. Herkes yarından itibaren bu sınıflara gidecek. İyi dersler." dedi ve sınıftan çıktı.
***
Evdeydim ve yatağımda rahat bir şekilde uzanıyorum. Yoongi, ben, Jennie ve Lisa aynı sınıfa düşmüştük. Yine şansımız ilaver gitmişti.
Bunun şerefine ses bombama bluetooth aracılığıyla son ses şarkı açıp o karga sesimle şarkıya eşlik ediyordum.
O sırada odaya annemin girmesiyle durmuştum, ama şarkı hala çalıyordu.
"Alttaki yaşlı çift sağır olduğuna rağmen senin o karga sesini duymuştur eminim." dedi ve odadan çıktı.
Ne yani sesim kötü diye bu şarkı söyleyemem anlamına gelmez ki. Geçtim ve yatağıma uzandım. Zaten yorulmuştum.
Telefonumu elime aldım yine kakaotalk'tan bir sürü mesaj gelmişti. E tabi hayranım çoktu. Şaka yaptım. Namjoon'larla grup açmıştık oradan gelmişti.
Mesaja tıkladığımda herkes hangi sınıfta olduğunu söylemişti. 1-3B olduğunu gördüğümde bende çok sevinmiştim çünkü aynı sınıftaydık!
Min_Ji: Hepimiz aynı sınıfa düşmüşüz inanamıyorum!!!
Min_Swag003: Evet :D
tae_tae000: Min Ji demek seninle de aynı sınıftayız :D
Min_Ji: Evet çok mutluyum şu an!
Hemen telefonumu bırakıp yine ses bombam'dan Jennifer Lopez'in 'Aint your mama' şarkısını açıp bağırarak söylemeye başladım.
"Aint your mama. Oooo Aint your mama~!"
***
Bugün okula erken gelmiştim. Sınıfa girdiğimde kimse yoktu. Cam kenarında ki sıraya geçip oturdum ve kulaklığımı takıp müzik dinlemeye başladım.
Birkaç dakikanın ardından birisinin yanıma öküz gibi oturmasıyla irkildim. Resmen çığlık atacak duruma gelmiştim.
Yanıma bakınca öküzün benim salak arkadaşım Taehyung olduğunu gördüm.
"Çok mu korkuttum seni Min Jii~"
Onun bu aegyolu haline hem güldüm hemde kafasına bir tane geçirdim.
"Salak! Tabi ki korktum!"
"Özür dilerim Min Ji~"
Aegyolu konuşarak dudaklarını büzmüş, iki elini de yanaklarına koymuş bana masum yavru köpek bakışları atıyordu.
"Tamam artık kendini acındırma, affettim."
"Canım kankam tabi ki beni affetmeyip de ne yapacaksın" dedi omuzuma vurarak.
Sonra arkasına rahat bir şekilde yaslandı. Pardon yaslanmadı resmen uzandı. Ayaklarını yandaki masaya uzattı, kafasını da bacaklarıma koydu.
"Of Tae kafan ne kadar ağırmış." dedim şakadan.
"Gerçekten mi?"
"Şaka yaptım. Ama birisi bizim bu halimizi görse yanlış anlayabilir."
"Biz kardeş gibiyiz Min Ji kimse yanlış falan anlayamaz."
"Bilmem artık o kişinin düşüncesine bağlı." dedim göz devirerek.
Neden göz devirdim bilmiyorum ama bu sıralar çok yapmaya başlamıştım.
Kafamı cama yasladığımda bahçede şakalaşan Jimin ve Jungkook'u gördüm.
Jungkook Jimin'e vurup kaçınca Jimin'de Jungkook'u kovalamaya başladı. Yakalayamayınca vazgeçti ve okula doğru yürüdü.
Jungkook arkasından koşarak geldi ve kolunu Jimin'in omuzuna atıp birşey söyledi. Jimin'de söylediği şeye güldü. Sonra beraber okul binasına girdiler.
Kafamı Tae'ye çevirdim. "Jimin ile Jungkook geliyor."
Tae hemen ayağa kalktı.
"Min Ji hadi gel onları korkutalım lütfen."
"Saçmalama Tae, çocuk gibi davranıyorsun."
"İyi bende tek başıma korkuturum. Ama sakın sesini çıkarma okay?"
Sadece kafamı sallamakla yetindim. Tae kapının oradaki duvarda dikilerek onları beklemeye başladı.
Kapı açıldı ama gelen Jimin'ler değildi hocaydı!
Tae birden hocanın karşısına " Böö! " diye çıkınca hoca bağırdı ve elindeki kitabı Tae'nin kafasına vurdu.
Tae şaşkın bir şekilde hocaya bakarken birden kendine gelip eğildi ve özür diledi.
Hoca Tae'ye bakmayı sürdürerek:
"Koridorda dolaşıyordum bu sınıfın kapısı kapalı olduğu için bakmak istedim, ama keşke bakmasaymışım."
Bense kafamı cama doğru çevirerek kıs kıs gülmeye başladım.
Selam!Oylar ve yorumlar gittikçe azaldı. Neden böyle? Yoksa hikayeyi beğenmediniz mi? Lütfen iyi kötü bütün görüşlerinizi yorumlarda belirtin. Sizi seviyorum kendinize iyi bakın iyi günler❤️~!