1- İkizler

5.6K 259 18
                                    

Yeni başlayanların bu kısmı okumasına gerek yok direk hikayeye giriş yapabilirler. Eski okuyucularım için kitap içinde yaşla ilgili değişikliklerim var.


Uzak gezegenlerden birinde çok güçlü bir savaş vardı. Bütün surlar yıkılmış düşman askeri saraya doğru yol alıyordu. Seçkin birlikler sarayı savunmasına rağmen zorlanıyordu.

Sarayda ise ayrı bir karmaşa vardı.
Bu gün kraliçeleri doğum yapıyordu.
İçeriden İmparatorluğun Kraliçesi Colin'in çığlıkları yükseliyordu.
Doğumun gerçekleştiği oda mas maviydi lakin kraliçenin buz büyücüsü olması odanın her yerini buza çevirmesinden dolayı ay gibi parlıyordu.

Kral Hank ise korkuyordu. O ki bütün diyarlarda savaşmış herşeyi görmüş biri olarak korkuyordu. Çocuğuna bir şey olmasından. Eşine zarar gelmesinden korkuyordu.
O odadan tam 1 saat boyunca çığlıklar hiç susmadı.

Ebe elinde kırmızı bir örtüde bir oğlan ile çıktı. Beyaz saçları, mavimsi  gözleri, beyaz teni ile gelecekte bütün kızları kendine aşık edebilirdi.
Kral Hank tam oğlunu kucağına alacak iken Kraliçe Colin'in çığlıkları tekrar yükseldi.

Tamda bu sırada gök yüzü gürlemeye sarayın yanındaki deniz dalgalanmaya başladı. Koridordaki mumların ateşi tavana yükselirken gök yüzü karanlığa büründü. Kraliçenin olduğu odadan bir anda Beyaz ışıklar yükselmeye başladı. Tamda bu sırada bir ağlama sesi duyuldu sesi bir ninni kadar rahatlatıcıydı.

Ebe tekrar odadan çıktı bu sefer yüzü solgun yanağından ter damlıyordu. Elinde siyah çarşafta bir bebek vardı. Onu krala uzatırken alel acele kraliçenin yanına gitti.

Kral ise elindeki çarşafı sıkıca tutuyordu. İçine baktığında yarısı beyaz diğer yarısı siyah saçlı, mavi gözlü beyaz tenli tanrıçaları kıskandıracak güzellikte bir kız vardı. Yüzü bir ay kadar parlıyor Kralın diğer kucağındaki kardeşine bakıyordu.

Kral çocukları ile kraliçenin yanına gidecekken Sarayın Kahini Kralın yolunu kesti. Beyaz saçlı, uzun sakallı ,yeşil gözlü yüzünün yarısı tuhaf dövmeler ile kaplı her zaman sakin olan kahinin yüzü terle kaplanmış, elleri titriyordu.

Kral bunu görünce çocuklarını kardeşi Bella'ya vererek odasına çıktı.


Kahine saygı dolu gözlerle bakıyordu.
"Dinliyorum Kahin"
"Efendim az önce düşman birliğindeki üst rütbeli  casuslardan haber aldım. Yakın zamanda bir suikast düzenlenecek bunun ana hedefindeyse hala hamile sandıkları Kraliçe Colin olacak. Kraliçe'nin erken doğumu kimsenin beklemediği bir şey yakın zamanda bir plan oluşturmamız gerekiyor"

Kral Hank dikkatle dinlediği kahine başını sallayarak cevap verdi.

"Sana güveniyorum Kahin. Bende ne yapabileceğimizi düşüneceğim. Şuan ayaklanmalar ve krallığın surlarındaki ön birlikleri savunmakla uğraşıyorum. Kraliçe'nin şimdilik hiçbir şeyden haberi olmasın. Güvendiğin adamları kraliyet odasının koridoruna yerleştir. En az 30 adam olsun. Colin savaşın tehlikesini biliyor adamların tedbir için olduğunu düşünecektir." Kahin eğilip odadan çıktı Kral Hank'se düşünceler içerisindeydi. Bir süre odasında durup Bella'nin yanına gitti.
Kız kardeşi bebeklerle ilgileniyordu. Ufak oğulları da başına üşüşmüş bebekler için kavga ediyordu.

"Sana bırak dedim!"
"Hayır onları ilk ben gördüm ben tutucam onların elini"

 İki çocuk ufak atışmalar yapıyorlardı. Kral Hank yeğenlerine baktı. Çocukları gibi onları da korumalıydı. İkisinin yanına geldiğinde çocuklar ayak sesleriyle başlarını kaldırdı. Gözlerinde Hank'e karşı bir hayranlık vardı. Aralarından kardeşine göre daha zayıf olanı hızla atılıp dayısının yanına geldi.

Antik Dengenin: DoğuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin